John B. WATSON 1878-1958

John B. WATSON
Kariyer testi

John B. Watson (1878–1958) davranışçılık okulunun kurucusu olarak tanınan Amerikalı psikolog.

John B. Watson Kimdir?

John Broadus Watson, 9 Ocak 1878'de Amerika Birleşik Devletleri’nde Güney Carolina'da doğdu. Watson erken eğitimini Furman Üniversitesi'nde gerçekleştirdikten sonra Chicago Üniversitesi'ne geçti ve burada doktora eğitimini tamamladı. Watson akademik kariyerinin erken yıllarında, zihinsel süreçlerin işlevlerine odaklanan bir düşünce okulu olan işlevselciliğin etkisi altında çalışmalarını sürdürdü. Ancak ilgi alanı kısa sürede psikolojiyi nesnel ve deneysel bir bilim olarak kurmayı amaçlayan davranışçılığa kaydı.

Davranışçılık

1900'lerin başında Watson, Amerikan psikolojisinde önemli bir figür haline geldi. Özellikle iç gözlem yöntemlerini ve o dönemde anlaşıldığı şekliyle psikolojinin öznel doğasını eleştirmekteydi. Psikolojinin nesnel olarak ölçülebilen gözlemlenebilir davranışlara odaklanması gerektiğini ve içsel zihinsel durumların (düşünceler ve duygular gibi) bilimsel olarak incelenemeyecek kadar belirsiz olduğunu savundu. Watson, 1913 yılında “Davranışçının Bakış Açısıyla Psikoloji” adlı ünlü manifestosunu yayınladı. Watson’un bu manifestosu, davranışçılığın ilkelerini ortaya koydu ve psikoloji biliminde davranışçılık hareketinin ivme kazanmasını sağladı.

Watson'ın davranışçılığı, uyaranların belirli tepkilerle nasıl ilişkilendirilebileceğini gösteren Ivan Pavlov'un klasik koşullanma üzerine çalışmalarından büyük ölçüde etkilenmiştir. Watson, davranışın çevresel uyaranlar tarafından şekillendirildiğine ve koşullanma yoluyla insan davranışını şekillendirmenin mümkün olduğuna inanıyordu. Watson'ın en ünlü ve tartışmalı deneylerinden biri, 1920'de lisansüstü öğrencisi Rosalie Rayner ile yürüttüğü “Küçük Albert” çalışmasıydı. Bu deneyde Watson ve Rayner, 9 aylık bir bebek olan Albert'i, bir fareyi gördüğünde aynı zamanda yüksek, korkutucu bir sesle eşleştirerek beyaz bir fareden korkmaya şartlandırdılar. Birkaç eşleştirmeden sonra Albert, fareyi görünce ağlamaya başladı ve bu, korku gibi duyguların şartlandırılabileceğini gösterdi. Çalışma önemliydi çünkü korku gibi duygusal tepkilerin çevresel uyaranlar aracılığıyla öğrenilebileceğini gösterdi ve Watson'ın davranışçı görüşlerini destekledi.

Watson akademik çalışmalarının yanı sıra davranışçılığı reklamcılık ve pazarlamaya da uyguladı. Psikoloji alanındaki bilgisini kullanarak tüketici davranışlarını manipüle etmeyi amaçlayan başarılı reklamcılık kampanyaları oluşturdu. Watson, davranışçılığın yalnızca bireysel davranışları kontrol etmek için değil, aynı zamanda daha geniş toplumsal eğilimleri etkilemek için de kullanılabileceğine inanıyordu.

Etkisi ve Mirası

Watson, kariyeri boyunca davranışçılığı araştırmaya ve desteklemeye devam etti, ancak 1930'larda bilişsel psikoloji gibi yeni düşünce okulları ortaya çıkmaya başladıkça davranışçılığın etkisi azaldı. Buna rağmen Watson'ın çalışmaları, davranış değişikliği tekniklerinin yanı sıra daha geniş uygulamalı psikoloji alanının geliştirilmesi için de temel oluşturdu. John B. Watson 25 Eylül 1958'de 80 yaşında vefat etti. Psikoloji bilimine yaptığı katkılar, özellikle ampirik araştırmalara ve davranışın bilimsel yöntemlerle incelenmesine sağladığı katkılar çığır açıcı nitelikteydi. Davranışçılık yaklaşımı bilişsel ve duygusal süreçleri göz ardı ettiği için eleştirilmiş olsa da Watson'ın daha nesnel, objektif ve bilimsel temelli bir psikoloji yaklaşımı konusundaki ısrarlı çalışmaları, takip eden yıllarda yalnızca psikolojiyi değil aynı zamanda eğitim, öğretim, terapi ve davranışsal araştırmaları da etkilemiştir.