Ali Naci KARACAN 1896-1955
Ali Naci Karacan (1896-1955), Türk gazeteci, yazar ve gazete sahibidir. Türk basın tarihinin önemli isimlerinden biri olan Karacan, gazetecilik kariyerine genç yaşlarda başlamış ve dönemin önde gelen gazetelerinde uzun yıllar çalışarak topluma yön vermiştir.
Ali Naci Karacan Kimdir?
Ali Naci Karacan, 1896 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni tamamladıktan sonra, Fransız Frerler Okulu’nda (Saint Joseph Lisesi) da okudu. Gençlik yıllarında Servet-i Fünun dergisinde aruz vezniyle yazdığı şiirlerle edebiyat dünyasına adım attı. Sonraki yıllarda, gazeteciliğe olan ilgisi arttı ve Tasvir-i Efkâr gazetesinde çalışmaya başladı. Ardından İkdam gazetesine geçerek, burada önemli yazılar kaleme aldı. Bu dönemde, özellikle İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne yönelik eleştirileriyle dikkat çekti.
I. Dünya Savaşı sırasında Bağdat'ta Goltz Paşa'nın tercümanı olarak görev yaptı. Savaş sonrasında, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesine destek veren Akşam gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. Bu süreçte, özellikle Kurtuluş Savaşı'nın gazetecilik açısından desteklenmesi gerektiğine inandı ve gazetesi üzerinden bu fikri yaymaya çalıştı. Lozan Barış Konferansı’nı takip eden Türk gazetecilerinden biri olarak İsviçre’ye gitti ve burada gözlemlerini ve anılarını daha sonra “Lozan” adlı eserinde paylaşarak, dönemin tarihini kayda geçirdi.
Etkisi ve Mirası
Ali Naci Karacan, gazetecilik kariyerinde birçok önemli gazetenin yayın yönetmenliğini üstlendi. İkdam, Tan, Politika ve İnkılap gibi gazeteleri çıkardı, bu gazeteler Türk basınında önemli birer yer edindi. 1936’da Anadolu Ajansı’nın Bulgaristan temsilciliği görevini üstlendi ve 1948’e kadar yurtdışında kaldı. Bu süreçte, uluslararası gazetecilik deneyimini kazandı ve Türk basınını dünya ile tanıştırmaya çalıştı. 1950 yılında Milliyet gazetesini kurarak Türk basınına yeni bir soluk getirdi. Milliyet, kısa sürede geniş bir okuyucu kitlesine ulaşarak, Türkiye’nin en uzun ömürlü gazetelerinden biri haline geldi. Ali Naci Karacan, gazetecilik anlayışını “Anayasa” adını verdiği yayın programıyla şekillendirdi. Bu program, Milliyet gazetesinin yayın politikasını belirleyerek, onun halkla güçlü bir bağ kurmasını sağladı. Karacan’ın gazetecilik anlayışı, özgürlükçü ve objektif bir bakış açısına dayanıyordu.
Ali Naci Karacan’ın hayatı, basın dünyasında önemli bir dönüm noktasıydı. Hem gazetecilik alanında hem de yayıncılıkta büyük bir miras bıraktı. 1955 yılında hayatını kaybettiğinde, geride güçlü bir gazete ve büyük bir gazetecilik mirası bırakmıştı. Oğlu Ercüment Karacan ve yayın yönetmeni Abdi İpekçi ile Milliyet gazetesi, Karacan’ın ideallerini yaşatmaya devam etti. Ali Naci Karacan’ın anısı, 1962 yılından bu yana düzenlenen Karacan Armağanı ile yaşatılmaktadır. Bu ödül, gazetecilik ve yazarlık alanında başarılı olan isimlere verilmektedir ve Karacan’ın Türk basınına katkılarının hatırlatılması açısından önemli bir rol oynamaktadır.