Üsküdar Üniversitesi Tıpta Kadavra Eğitimleri Başladı

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Usta, ikinci sınıf tıp öğrencileriyle kadavra incelemelerine başladı. Prof. Dr. Ahmet Usta, tıp fakültelerinde kadavra eğitiminin olmasının şart olduğunun altını çizerek, “Doktorluk, hekimlik demek insanla ilgili hastalıklarda onları iyileştirmek demek. Dolayısıyla malzemeniz insan. Üzerinizde çalıştığınız şeyin yapısını bilmezseniz nasıl tedavi edeceğinizi de bilmezsiniz, anlamazsınız. Dolayısıyla üzerinde çalıştığımız şey insansa onun yapısını öğretmek anatominin işi.” Dedi. 

 

“Tıp fakültelerine her yıl yeni kadavra şart”

Tıp fakültelerine her yıl yeni kadavra alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Usta, “YÖK’ün tanımına göre her otuz öğrenciye bir kadavra olması gerekiyor. Zaten iki kadavra olmazsa açılışa izin vermiyorlar. Biz en başında iki değil üç kadavra aldık. Birini açtırdım çünkü öğrencilerin yarısı yüz yüze eğitime geldi, diğer yarısı da yazın gelecekler onlara planlıyorum. Ama ihtiyaca göre ikinciyi de açabiliriz çünkü üç tane kadavramız var.” Şeklinde konuştu.

“Laf olsun diye yapılacak bir iş değil”

Prof. Dr. Ahmet Usta üzerinde çalışılan şeyin yapısı bilinmezse nasıl tedavi edileceğinin de bilinmeyeceğini söyledi ve kadavra eğitiminin tıp öğrencileri için ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Usta; “Birinci sınıfta anatomi dersi alıyorlar ama kadavra eğitimini ikinci sınıfta başlatıyoruz. Bunun iki sebebi var. Birinci sınıflar daha havaya tam girememiş oluyorlar. Kadavra açmak ciddi bir iş, sorumluluk ister. Laf olsun diye yapılacak bir iş değildir, bir ağırlığı da var. Çünkü bir insanı kesiyorsunuz, biçiyorsunuz. Doktorluk demek, hekimlik demek insanla ilgili hastalıklarda onları iyileştirmek demek. Dolayısıyla malzemeniz insan. Üzerinizde çalıştığınız şeyin yapısını bilmezseniz nasıl tedavi edeceğinizi de bilmezsiniz, anlamazsınız. Üstelik bilimsel anlamda baktığını zaman zaten daha da detayını bilmeniz gerekir. Çok moleküler düzeye kadar iniyoruz, bunları bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla üzerinde çalıştığımız şey insansa onun yapısını öğretmek anatominin işi. Bir makine motorunu düşünün parçalarını bilmeden tamir etmek mümkün olmaz. Onun gibi burada da çok ince ve mikroskobik düzeyde detaylar var. Bunların başlangıç yeri anatomidir. Biz buna ‘Kaba Anatomi’ diyoruz yani gözle görülen bilgiyi öğrencilere gösteriyoruz. Çok güzel malzemeler var ama hiçbir zaman orada okuduğunuzu gerçekte karşı karşıya gelip hayalde canlandıramazsınız. Bir şeyler yaparsınız ama kesin olmaz. Onun değişmez yeri kadavra salonudur.” Dedi.

Tıp eğitiminde kadavra vazgeçilmez!

Tıp eğitiminde kadavranın vazgeçilmez bir husus olduğunu ve bunun yerini hiçbir bilgisayar ortamı veya sanal gerçekliğin tutmayacağını belirten Usta, “Kadavra da diseksiyon deriz. Diseksiyon kesmek değil ayırmak demektir. Burada yapılan iş ayırmaktır, ayırarak bütün yapıları birbirinden uzaklaştırıp görünür hale getirip üç boyutlu görmektir. Ayrıca dokuyu ellemek gerekiyor. Oradakileri nasıl anlatırsanız anlatın ne bilgisayar ne başka bir şeyin bunu taklit etmesi imkânsız. En çok görülen şey öğrenci okulu bitirip, ihtisasa girip cerrahi dal yapıyorsa hepsi gelir “Hocam kadavraya girebilir miyim?” diye rica eder. Çünkü zamanında yeterince yapmadığını düşünüyor ve şu anda birilerini ameliyat ediyor. Ama ameliyat alanı küçüktür hızlı olmak zorundasınız. Burada saatler sürüyor geniş. Orada kestiğiniz şeyin adını bilirsiniz ama nerede bitiyor, nerede başlıyor göremezsiniz. Çok küçük alanlarda çalışırsınız. Onun için orada yeni şeyler öğrenmek çok zor. Kadavrada daha geniş çalışarak o yapıyı öğrenmek, tanımak hele ki yeni bir ameliyat tekniği geliştirmek istiyorsanız muhakkak kadavra önünde çalışmanız lazım. Tıp eğitiminde kadavra vazgeçilmez. Yerini bilgisayar ortamları, üç boyutlar, sanal gerçeklikler hiçbiri tutmaz. Hepsinin büyük katkısı var ama kadavranın yerini hiçbiri tutamaz, tutamamıştır da.” İfadelerini kullandı.

 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)