Tıp 4’üncü sınıf öğrencileri oryantasyon programında buluştu…

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.56888

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencileri için yeni akademik yıl oryantasyon programı gerçekleştirildi. Program kapsamında klinik rotasyonlara giriş ve beklentiler, uzmanlık sınavlarına hazırlık ve preklinikten kliniğe giriş gibi konular ele alındı. Yoğun ilgi gören oryantasyon programında bölüm akademisyenleri bilgilendirmelerde bulundu ve öğrencilerin soruları yanıtlandı. 

İbn-i Sina Oditoryumunda gerçekleştirilen program kapsamında 4’üncü sınıf tıp öğrencileri bilgilendirildi. Programın açılış konuşmalarını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur gerçekleştirdi. Programa aynı zamanda Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin ve bölüm akademisyenleri de katılım sağladı.

Prof. Dr. Hikmet Koçak: “Hekimlik bir meslek değil bir yaşam tarzıdır”

İnsan sevmeyen bir kişinin iyi bir hekim olamayacağına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak; “Tıp, insan sevgisine dayanan bir meslektir. İnsan sevgisi olmazsa bu meslek icra edilemez. İyi bir bilim insanı olabilirsiniz fakat işin içine hasta girdiği an iyi bir hekim olmak zorundasınız. Hem bilimsel tarafınızı hem hastayla olan irtibatınızı geliştirmek için. Bunun için insan sevmeyen iyi bir hekim olamaz. Hekimlik bir meslek değil bir yaşam tarzıdır. Kendinize özgüven sağlamalısınız. Bunu bildiğinizle ve bileceklerinizle sağlayabilirsiniz. Hastadan korkmayarak. Bir hasta geldiği zaman onu sadece hasta olarak değil aynı zamanda çözülmesi gereken bir konu olarak düşünün.” dedi.

Prof. Dr. Haydar Sur: “Kliniğin klinisyeni olurken iyi insan olmayı ihmal etmeyin”

Öğrencilere klinik içinde insan olarak saygı uyandırmalarını söyleyen Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur; “Kliniğe gittiğiniz zaman özellikle vurgulamak istediğim şeyler var. Birincisi klinik içinde insan olarak saygı uyandırınız. Önce iyi insan olmakla başlayın. Kimseyle kavga etmeyin. Kalabalık ve hareketli bir yerdesiniz, hasta mahremiyetini korumak zorundasınız. Size emanet edilen mahremiyet sırlarını asla paylaşmamalısınız. İkinci olarak ise etik ihlali olmasın. İyi bir hekim olmaya çalışın. Edindiğiniz bilgileri uygularken çevrenizdeki kişileri dikkate alın. Hastayı tedavi ederken ne yapıyor ya da sırtınızı bir açın derken hastaya nasıl teklif ediyor. Hastanızı ve yakınlarını incitmeyin. Kliniğin klinisyeni olurken iyi insan olmayı ihmal etmeyin.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin: “Hastaya dokunmak çok farklı”

Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, “Tıbbi Etik ve Hasta Hakları” konularında bir sunum gerçekleştirdi. Ertekin; “Klinik öncesi ve klinik biraz farklı. Teorik olarak aldığınız eğitimleri, laboratuvarda uyguladınız ama hastaneye gidip hastaneye dokunmak, hastaya dokunmak çok farklı. Üzerinize önlük giydiğiniz an artık siz doktorsunuz, insanlar sizi direkt bu şekilde algılayacaklar. Hem güzel hem keyifli hem de biraz daha sorumluluk getiren bir süreç. Tıp zaman zaman etik ve hukuk arasında kalır. Etik sizin bu meslekte, yaşam biçiminizde yapmanız gereken öğretiler konusunda yorum yapar. Hukuk ise daha çok yapmamanız gereken, ‘Ne yaparsan suç işlersin? Ne ceza alırsın?’ gibi kavramlar üzerinde düşünür.” ifadelerini kullandı.

Staj akışından bahsedildi

“Klinik Rotasyonlara Giriş ve Beklentiler” konusunu iki alt başlıkla ele alan 4'üncü Sınıf Koordinatörü Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, klinik rotasyonların yapısı ve süreçleri ile öğrencilerden beklentiler ve sorumluluklardan bahsetti. Tekkeşin; “Stajın akışı için iki temel birim var. Cerrahi ve dahili alanlar. Dahili alan içinde iç hastalıkları, çocuk sağlığı ve hastalıkları, ruh sağlığı ve hastalıkları, radyodiagnostik birimimiz var 4’üncü sınıf bünyesinde. Cerrahi birimleri içerisinde ise genel cerrahi, kadın hastalıkları ve doğum, anestezi ve reanimasyon branşlarımız var. Bu branşların stajlarını yaklaşık 21 haftalık eğitim süreci içinde tamamlayacağız. Bunlar kendi içinde farklı haftalık dilimlerine ayrılmış durumda. 9 haftalık, 6 haftalık, 3 haftalık, 2 ve 1 haftalık eğitim çalışmalarımız var. 9 haftalık program içinde iç hastalıkları ve çocuk sağlığı hastalıkları görülecek. 6 haftalık program içinde genel cerrahi ve kadın doğum hastalıklarımız var. 3 haftalık programda ruh sağlığı hastalıkları var. 2 haftalık programda anestezi ve reanimasyon var. 1 haftalık staj programında ise radyodiagnostik alanda yapılacak.” şeklinde bilgilendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Cemal Onur Noyan: “Stresi yönetmek için esnek düşünme becerisi edinilmeli”

NPİSTANBUL Hastanesinden Prof. Dr. Cemal Onur Noyan, “Stres Yönetimi ve Mental Sağlık Destekleri” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Noyan; “Stres ve kriz hayatımızın olmazsa olmazı. Her dakikada her an olacak. Hekim olarak yaşadığımız stres ve kriz anında müdahale etmek konusunda biraz daha deneyimli olmak zorundayız. Çünkü herkesin sizden bir şey beklediği, medet umduğu konumlarda olacaksınız. Kriz her şey olabilir, beklenmedik ve yeni gelişen olaylar. Sizin hayatınızdaki beklenmedik bir olay belki sizin için krizdir. Kriz değişkendir. Kriz anında nasıl davranacağını bilmek ve yönetmek çok önemli. Bizim stresi yönetmek için edinmemiz gereken beceri aslında esnek düşünme becerisidir. Esnek düşünebilirsek kendi köşeli özelliklerimizi ve keskin taraflarımızı bunlarla baş etmeyi hedeflersek bir şekilde yaşadığımız krizlerle ve sorunlarla baş edebiliriz.” dedi. 

Prof. Dr. Sait Keleş: “Tıp eğitimi hem bilimdir hem sanattır”

“Kariyer Planlama ve Uzmanlık Sınavlarına Hazırlık” konusunda sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Sait Keleş; “Doktor olmak için bu işin eğitimini iyi almamız lazım. Öğrenmemiz gereken şeyleri iyi öğreneceğiz, yapmamız gereken şeyleri tam yapmış olacağız. Daha sonraysa bilgi ile yükleneceğiz. Tıp eğitimi hem bilimdir hem sanattır. Hekim iyileştirmek için vardır, tedavi etmek için vardır, karşındakini hissetmek için vardır. Kariyer planınızı yapmanız lazım. Ben ne olmak istiyorum? Önünüze bir hedef koymalısınız. Şunu bilmenizi isterim artık hekimlik ile statü değiştirmeniz çok zor. Herkes kendi kabiliyetini bilir. Nerede eğiliminiz var? Neyi daha çok seviyorsunuz? Buna göre seçim yapmanızı tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay: “Mesleğinize saygınız olsun”

“Araştırma Fırsatları ve Klinik Araştırmalar” konularında öğrencilere bilgilendirmelerde bulunan Rektör Danışmanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay; “Tıp tüm branşlar ve tüm eğitimler içerisinde ayrı bir yeri olan eğitimdir. Bu insanlık tarihiyle başlamıştır. Eski dönemlerde de tıbbi yardımda bulunanlar veya tıp uygulayanlar en kutsal değerdir. Mesleğinize saygınız olsun. Farmakolojide bilmeniz gereken çok önemli bir konu var. Farmakolojinin temel felsefesini oluşturuyor. Plasebo… Plasebo’nun nörobiyolojik bir zemini vardır, bir gerçekliği vardır. Plasebo’nun başka bir özelliği vardır. Plasebo büyük bir suistimal alanıdır. Bunlar ciddi araştırmalardan geçmez. Bunlar arka planda devamlı pazarlanmaya çalışılır. Tıp asla affetmez.” şeklinde konuştu.

UÇEP hakkında bilgilendirmelerde bulunuldu

“Preklinikten Kliniğe Giriş (UÇEP Kapsamında Değerlendirme)” başlıklı sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Aptullah Haholu; “Ülkemizde 128 tane Tıp Fakültesi var. Bunlardan 91 tanesi devlette, 37 tanesi vakıf üniversitelerinde bulunmaktadır. En çok İstanbul, Ankara, İzmir’de bulunmaktadır. İstanbul’da 30 tane, Ankara’da 13, İzmir’de 8 tane Tıp Fakültesi var. Ortak bilgi veya ortak beceri yetiştirme açısından nasıl bir yol takip etmek gerekiyor? Bunun için Sağlık Bakanlığı yetkilileri, üniversite yetkilileri bir araya gelip Tıpta Ulusal Çekirdek Eğitim Programı (UÇEP) geliştirmişler. Bunlar 2001’ den beri devam eden çalışmalardır. UÇEP’te öğrendiğiniz bir hastalığa karşı tavrınızı ve performans düzeyini belirleyen birtakım kodlamalar var, bunları mutlaka öğreneceksiniz.” dedi.

Tıp eğitiminin temel amaçları ele alındı…

Prof. Dr. Teoman Benli, “Klinik Rotasyonlara Giriş ve Beklentiler” konusunda değerlendirmelerde bulundu. Benli; “Tıp eğitiminin temel amaçları ilişkilendirme, tutarlılık, iyi tanımlanmış olması, güncel kaynaklara dayanmış olması ve ölçülebilirliktir. Yani herhangi bir şekilde semptomlar ve klinik arasında her tür değişen, kafaya göre yorumlanabilen değil, gerçeklere dayanan ve açıkça tanımlanmış kanıt düzeyi yüksek düzeyde olan bilgilere dayanmış, ölçülebilir olması önemlidir.” ifadelerini kullandı.

Soru-cevap yapılmasının ardından etkinlik toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)