Mucize doktor! Yıllardır tedavi gördüğü hastaneden tıp öğrencisi olarak ayrıldı

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.40999

Henüz 17 yaşındayken önce aplastik anemi kan hastalığına daha sonra da akut lösemiye yakalanan Mustafa Yaşar, 7 yıl boyunca yoğun tedavi gördüğü hastaneden Üsküdar Üniversitesi tıp öğrencisi olarak taburcu oldu. Kendisini tedavi eden doktorlar gibi başkalarının hayatlarına dokunmayı ve doktor olmayı isteyen Yaşar, kanserle savaşında pes etmeyerek 3 kez girdiği üniversite sınavında Üsküdar Üniversitersi tıp fakültesini kazandı. Yıllarca kemoterapi tedavisi gören ve abisinden nakledilen kemik iliğiyle sağlığına kavuşan Üsküdar Üniversitesi 3’üncü sınıf tıp fakültesi öğrencisi Yaşar, “Başka bir meslek grubunu tercih etmeyi hiç istemedim ve hocalarımın peşinden gitmek istedim” dedi.

Kaynak: CNNTURK 

2016 yılında kan hastalığı teşhisi ile Eskişehir’den İstanbul'a tedavi olmaya gelen 24 yaşındaki Mustafa Yaşar, 17 yaşındayken yakalandığı aplastik anemi ile uzun süre mücadele etti. Gerekli tedavilerin ardından hastalığı atlatan Yaşar’a bir süre sonra da akut lösemi teşhisi konuldu. Lösemi tedavisi için önce kemoterapi, ardından yüzde 100 uyumlu olmasa da abisinden kemik iliği nakli yapılan Yaşar, şu an olabildiğince sağlıklı olduğunu belirterek, “17 yaşında hastaneye yattım ve ilk sakal tıraşımı hastanede oldum. Hedeflerimden hiçbir zaman vazgeçmedim, pişman da değilim. Tüm hastalara bir şeylerin istenildiğinde ya da inanıldığında başarılabileceğini söylemek, umut olmak istiyorum” ifadelerini kullandı. 

 “MUSTAFA’NIN AZMİNİ, HEYECANINI EKİP OLARAK ÇOK SEVDİK”

17 yaşından beri Yaşar ile ortak mücadele veren Emsey Hospital Hematoloji uzmanı Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, onun geçirdiği süreçler ile ilgili şöyle konuştu:

“Mustafa 17 yaşında son derece yakışıklı, masum, saf, tatlı bakışları olan ve iyileşmek isteyen genç bir ergen olarak buraya geldi. Mustafa’nın hastalığı bir tarafa, onun karakterini, azmini, heyecanını ekip olarak çok sevdik. Aplastik anemi dediğimiz hastalığın teşhisini koyduk. Kemik iliği kan hücrelerini yapamaz durumdaydı, önümüzde ağır bir tablo vardı. Hızlı bir şekilde bağışıklık tedavisi ve kemoterapi gurubundan apilastik anemide standart olarak kullanılan tedavilere başladık. Tüm bunlarla eş zamanda ilik bağışı yapabilmek için verici aramaya başladık. Bulabildiğimiz vericilerden en uygun olanı Mustafa’ya yüzde 60-70 uyumlu olan abisiydi. İlk bankasında da uygun verici yoktu. Kemo imminoterapi dediğimiz tedavilerle Mustafa’yı bir noktaya kadar getirebildik. Fakat bir süre sonra kemik iliği hastalıklarında zaman zaman oluşan hastalıklı bir lösemi klonun kendisini göstermesi ile akut lösemi tablosuyla karşı karşıya kaldık. Bu sefer karşılaştığımız tablo çok ciddi ve hayati tehlike yaratan bir tabloydu. Önce yoğun bir kemoterapi ile lösemi hücre kitlesini ortadan kaldırmaya çalıştık. Bunda başarılı olduk ve yüzde 100 uyumlu olmamasına rağmen vericiden ilik naklini yapmayı başardık. Ufak tefek sorunlar olsa da Mustafa’nın yüksek feraseti ve kendisini sağlıklı tutmak için gösterdiği azmi, bizim de gayretimiz ile birleştiğinde geldiğimiz noktadan son mutluyuz.”
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)