Dr. Öğr. Üyesi Ağca: “Sömürgecilik Bitmedi Yalnızca İsim Değiştirdi”

Üsküdar Üniversitesi ve Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) iş birliği ile 15 Temmuz Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında “Sömürgeci Politikaların Yürütülmesinde Darbelerin Rolü” başlıklı konferans gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü ASDER Üyesi Gürcan Onat’ın üstlendiği etkinlikte sömürgeleştirme politikalarının gerçekleşmesinde darbelerin rolü hakkında değerlendirmelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, emperyalizmin bitmediğini ifade ederek; “İkinci dünya Savaşı’ndan sonra sömürge ülkeleri göstermelik olarak demokratikleştirildi. Bu dönem yeni sömürgecilik olarak adlandırılabilir.” dedi.

“Emperyalizm politikaları devam ediyor”

Sömürgeci politikaların coğrafi keşifler ile başladığını ifade eden Ağca, bu faaliyetlerin insanlık suçu ve kültürel soykırım olduğunu aktardı. Ağca; “Avrupa yaşadığı refah ve zenginliği; Asya, Amerika ve Afrika’yı sömürerek elde etti. Sanayi Devrimiyle Avrupa ve Amerika ile dünyanın geri kalanı arasında ekonomik uçurum oluştu ve kölelik sistemi meydana geldi. Bu sistem 2. Dünya Savaşı sonuna kadar acımasızca devam etti, savaştan sonra sömürge ülkelerine demokrasinin işletilmesi amacıyla bağımsızlık hakkı tanındı. Fakat yine de bu ülkelere tam bağımsızlık verilmedi. Bunun nedeni doğrudan sömürgeciliğin maliyetinin artması ve emperyalist ülkelerin yöntemlerini değiştirme kararlarıdır. Bu dönem yeni sömürgecilik dönemi olarak adlandırılabilir. Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarla yeni sistemin kurumlarını meydana getirilmiştir.” diye konuştu.

“Yeni sömürgecilik ile zayıf devletler her anlamda yönetiliyor”

Yeni sömürgeciliğin bir toplumun siyasi ve ekonomik olarak yönetilmesi olduğunu ifade eden Ağca; “Yeni sömürgecilik kavramı ilk olarak Afrika ülkelerinin siyasi olarak tamamen bağımsız olmaları manasında kullanılmıştır. Fakat kavramın asıl kullanılma nedeni zaman içerisinde ortaya çıktığı gibi bu ülkelerin; siyasi, ekonomik, askeri ve toplumsal açıdan hâkimiyet altında tutulabilmesidir. Yeni sömürgecilikte doğrudan askeri işgal yerine liberal siyasi sistemler, hukuk devleti, serbest piyasa ekonomisi gibi uygulamalar desteklenerek eski sömürgeler kontrol altına alınmaktadır. Bu düzende sömürülen ülkeler kendi ekonomi politikalarını bağımsız bir şekilde belirleyemezler.” dedi.

“Yerel işbirlikçiler eğitimi ideolojik olarak kullanırlar” 

Yeni sömürgecilik sisteminin temel aktörünün yerel işbirlikçiler olduğunu ifade eden Ağca, bu grupların tüm değerlerini para karşılığı batılı güçlere satmış kişiler olduklarını aktardı. Ağca; “Yeni sömürgeciliğin kaldırılması için ilk olarak yerel işbirlikçiler ortadan kaldırılmalıdır. Sömürülen ülkelerde darbeler yerli işbirlikçilerin desteğiyle yapılmıştır. Darbeciler tüm değerlerini batılı gruplara teslim etmiş gruplardır. Sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederler halkı ve milleti düşünmezler. Darbeciler kendilerine kayıtsız şartsız hizmet edecek eğitimli insanlara ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla eğitim politikaları insanları kendilerine hizmetkâr edecek şekilde belli programlar ve sloganlar çerçevesinde gerçekleştirilir. Bilimin tek kaynağı Batı olarak gösterilir, uluslar aşağılanır. Bu ülkelerde yapılanlar kültür emperyalizmi olarak adlandırılabilir. Milletin gözünde halkın bütünü değersizleştirilerek, ‘bizden adam olmaz’ düşüncesi yaygınlaştırılır.” dedi.

“Yeni sömürgecilikte halk sömürülmeye ikna edilir”

Bir ülkede emperyalizm karşıtı gözüken grupların, emperyalizmin gerçek maşaları olabileceğini aktaran Ağca, Türkiye’de darbecilerin Atatürkçülük maskesi altına gizlendiğini aktardı. Ağca; “Emperyalizmin karşıtı gibi gözüken gruplar gerçek emperyalistler olabilir. Bu gruplar gerçek anlamda milli ve bağımsız grupların ülke yönetiminde söz sahibi olma ihtimaline karşı bir istihbarat ağı kurularak o ülkedeki bütün sosyal grupların içerilerine ajanlar yerleştirerek kontrol altında tutarlar. Medya vasıtasıyla yapılan algı operasyonları büyük rol oynar ve halkın kutsal değerleri suiistimal edilir. Emperyalist karşıtı Uğur Mumcu’nun dediği gibi, ‘Türkiye’de darbe yapmak için en iyi maske Atatürkçülüktür.’ Türkiye’de bütün darbeler bu maskenin arkasına gizlenmiştir. Yeni sömürgecilikte en önemli nokta sömürülen insanların iyiliği için bir şeyler yapıldığı düşüncesine inandırılmalarıdır. Bu yöntemle ülkelerin sömürgeleşmeyi kendilerinin talep ettikleri iddia edilir. Buna verilecek en güzel örnek 2003 yılında Amerika’nın Irak’ı özgürleştirme vaadiyle gerçekleştirdiği askeri operasyondur.” şeklinde konuştu.

“Afrika ülkeleri Fransa’nın şirketi gibi yönetiliyor”

Fransa’nın Afrika’da devlet başkanlarına darbe yaparak kendi istediği devlet başkanını başa geçirdiğini aktaran Ağca; “Fransa bu yöntemle eski sömürgelerinden ekonomik menfaatler elde etmeye devam etmiştir. Sömürgelerde büyük güçlerin çıkarlarını savunacak liderler darbe ile başa geçirilir. Emperyalist devletler sömürgelerinde bazen diktatörleri desteklemiş bazen de aynı diktatör lidere savaş açmışlardır. Batılı ülkeler Afrika’da son 50 yılda, 26 ülkede 67 darbe gerçekleşmiştir. Fransa savunma anlaşmaları ile Afrika’ya askeri olarak müdahale etme ve askeri üs bulundurma izni almıştır. Birçok Afrika ülkesi Fransa’nın şirketi gibi yönetilmektedir. Ayrıca Fransa eski sömürgelerine başka devletler ile ittifak yapma yasağı getirmiştir. ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’de yaşanan askeri darbelere karıştığı bilinmektedir. Bu darbelere 2016 yılında meydana gelen ve Türkiye’de yaşanan son darbe girişimi olan 15 Temmuz’da dâhildir. Halkın iradesi ile önlenen bu darbe girişimi ile emperyalist güçlerin bir daha Türkiye’de darbeye teşebbüs edemeyecekleri tahmin edilmektedir.” ifadelerinde bulundu.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)