Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yunus Emre, manevi bir hazinedir”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Marmara Üniversitesi Psikoloji ve İrfan Kulübünün gerçekleştirdiği 2020-2021 Akademik Yılı Kapanış Etkinliğinin konuğu oldu. “Bir Sosyal Psikolog olarak Yunus Emre” başlıklı programın moderatörlüğünü Dr. Nesrullah Okan gerçekleştirdi. Tarhan; “Şiirleri artık dilden dile geçiyor. Topluma manevi olarak faydalı olmak gibi amacı vardı. İnsanların ruhuna dokunup hakikati bulmada kılavuz olmak amaçlarından biriydi. Yunus Emre şair olduğu için, şiir diliyle insanların kalplerini harekete geçiriyor, geçici fani aşklarını alıp her şeyin geçici olduğunu anlatıyor.” dedi.
“Yunus Emre, bir manevi hazinedir”
İnsanların hayatına değer katan Yunus Emre’nin kalpleri Allah aşkına yönlendiren bir manevi hazine olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan; “Yunus Emre ve Mevlâna ile atılan tohumlar var. O tohumlar yüz sene sonra Osmanlı çınarını doğuruyor. Bu tesadüf değil, önce zihinsel dönüşüm oluyor, zihinsel dönüşüm olması için kalbi dönüşüm olması lazım. Kalp harekete geçiyor ki insanların sevgilerini neye yöneltecekleri ile ilgili bir irfan hareketi oluşuyor. Ondan sonra insanlar geçici olan; mal, mülk, para değil de hakikati arayıp bulup sevmeye başlıyorlar. İstikamette yavaş yavaş oldukça güzel gelişmeler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönemi inceledim. Yunus Emre seksen küsur yaşında vefat etmiş, vefatından önce Nasuh risalesini yazmış. Orada birçok anlattıklarını toparlamış. İnsanların kaygılarını, korkularını gidermek ve insanların ruhlarını, kalplerini bunaltan fani şeylerden, var oluşa uygun bir anlama yöneltmeyi amaçlamış. Yunus Emre şair olduğu için şiir diliyle insanların kalplerini harekete geçiriyor, fani aşklarını alıp her şeyin geçici olduğunu onlara anlatıyor. Kalpleri Allah aşkına yönlendirmeye çalışıyor. Bu zamandaki Yunus Emre’nin yerini tutan isim Abdürrahim Karakoç olabilir. O kadar güzel şiirleri var ki sanki bu zamanın Yunus Emre’si... Yunus Emre, kalpleri Allah’a yönlendiren bir manevi hazinedir.” şeklinde konuştu.
“İlhamın arka planında niyet vardır”
Amellerin niyetlere göre olduğuna vurgu yapan Tarhan, Yunus Emre’nin topluma manevi olarak faydalı bir amacının olduğunu dile getirdi. Tarhan; “Şiirleri artık dilden dile geçiyor. Topluma manevi olarak faydalı olmak gibi amacı vardı. İnsanların ruhuna dokunup hakikati bulmada kılavuz olmak amaçlarından biriydi. Öyle olunca da insan menfaat beklemeden diğer insanlara yardım ederse Allah diğer insanlara onu sevdirirmiş. Karşılıksız hasbi olarak, Allah sevdiriyor. Mevlâna, Yunus Emre onlarında motivasyonu buymuş. Sırf ilahi rıza için hakikati anlatmak için insanlara dertlenmişler, şiir yazmışlar, okumuşlar ve anlatmışladır. Tüm bunların içinde de egolarını tatmin etmemişler. İnsanları Allah’a yaklaştırmak için yapmışlar İlham vermiş, sevdirmiştir. İlhamın arka planında da niyet vardır. Ameller niyete göredir. Bu haller bize örnektir. İnsan niyetini kaybederse dünyalık düşünür çıkarlarına göre hareket ederse niyet kirleniyor. En güçlü amel ihlas gücüdür. İhlas ve samimiyeti Yunus Emre’nin eserlerinde de görürüz. Yunus Emre en büyük örnektir. Kalplere, ruhlara dokunan sözleri bu şekilde ortaya çıkmıştır.” dedi.
“Yunus Emre Allah ile bir olmanın hazzını yaşıyor”
İradi yardımın devam etmesi, niyet düzgün tutulunca niyetin ve samimiyet içinde kerametin var olabileceğine belirten Tarhan; “İnsanın önünü açıyor hatta çok güzel adımlar atıp ilerleyebilirsiniz. Ben Yunus Emre’de bunu, o ihlası görüyorum. O kadar samimi ki, Allah’a bağlanma ilgili o kadar güzel duygular söylüyor ki, ‘ben seni gerek seni’ diyor ne cennet isterim, ne cehennem demek istiyor. Öyle ki o Allah’la bir olmanın hazzını hissediyor, yaşıyor ve o ona yetiyor. Onu bulmuş, bunu yakalayabilmek büyük makamdır, herkese nasip olmaz. Bunun için çileli dönemlerden de geçtik ama şu dönemin gençleri hem şanslı hem şanssızdır. Yani bunu görmek için çilehanelere, mağaralara vs. girmeye lüzum yok. Şu anda hakikati anlatmak için onunla ilgili faaliyette bulunsunlar.” ifadelerini kullandı.
“Bu zamandaki en büyük keramet istikamettir”
Niyeti koruyabilmenin bu zamanda çok zor olduğunu söyleyen Tarhan şu sözleri kaydetti; “Niyeti koruyabilmek bu zamanda özellikle çok zordur. Bu zamandaki en büyük keramet istikamettir. İnsan kendine karşı bile özgür olabiliyorsa kendini aşmıştır. Böyle bir toplumda bu kadar çıkarcılar varken daha da zordur. Çeldirici ortamlar oluştuğundan gençler için oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. O zamanki tehlike başka şimdi ki zaman tehlikesi başka türlüdür. En büyük cihat peygamberimizin de dediği gibi nefistir. Bu zamanki insan nefsini unutuyor. Bu çağın hastalığı kişinin egosunun çok yükselmesidir. Böyle bir çağda Yunus Emre ve Mevlana örnek alınması gerekiyor. O zamanın özünü alıp bu zamana getirmemiz lazım. O zamanda yaşıyormuş gibi değil de onları alıp getirip bu zamanın ve devrin içinde bir kıyafet oluşturup hayata geçirmemiz lazım. Bunu yapabilirsek aynı çizgiden devam etmiş olacağız.” şeklinde konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)