“Kültürel Yapı, Meme Kanserine Yakalanma Yaşını Değiştirebiliyor”

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Patoloji Laboratuvar Teknikleri Programı tarafından “Meme Kanseri Farkındalığı” etkinliği düzenlendi.

Üsküdar Üniversitesi Patoloji Laboratuvar Teknikleri Programı Öğr. Gör. Eda Yetimoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek konuşmacı olarak katıldı.

“Kültürel yapı meme kanserine yakalanma yaşını değiştirebiliyor”

Öztek, ülkelerin kültürel yapılarının kansere yakalanmada yaş aralığını değiştirdiğini söyleyerek, “Literatürde en çok 45-55 yaşlarında rastlanmaktadır. Yıllarca yapmış olduğumuz çalışmalarımızı daha önceki üniversitelerdeki görevlerimizde yaptığımız çalışmaları bugün Üsküdar Üniversitesinde devam ettirmekteyiz. Çalışmalarımızın sonucunda tespit ettik ki Türkiye’deki kadınların en çok 61-70 yaşları arasında olduğunu gördük. Tabi literatürde her ne kadar 45-55 yaşlarında rastlanır desek de ülkemizde en çok kullanılan literatür Amerikan literatürü. Görüyoruz ki Amerika’da Avrupa’dakinden çok daha fazla meme kanseri var. Türkiye de ise bu ülkelerden az. Bunlara sırası geldikçe sebeplerinden bahsedeceğiz ama örneğin bunun evlenme yaşı var. Doğurganlık yaşı var. Emzirme yaşı var. Bütün bunların hepsinin fonksiyonları var bu fonksiyonlara göre de bu yaş aralığı değişiyor.” ifadelerini kullandı.

“Akciğer kanseri şu anda birinci sırada”

Ölümcül hastalıkların çeşitlerinden söz eden Prof. Dr. Öztek; “Meme kanseri, kadınlardaki tüm kötü huylu tümörlerin %22’si ile %30’unu teşkil etmektedir. Şöyle de düşünebiliriz; insan ölümlerinde ve kadın ölümlerinde en başta daha önceleri meme kanseri ön sıralardayken şu anda akciğer kanseri hem kadında hem de erkekte ön plana çıktı. Kadında ikinci sırada meme kanseri, erkekte ikinci sırada prostat kanseri var. Üçüncü sırada ise her ikisinde de ortaya çıkan kolon kanseri var. Bunları da bilmemizde yarar var. Yani kanser dediğimiz zaman insanları en çok üç veya dört cins kanser bu şekilde tehdit etmiş oluyor. Yüz kadına karşılıkta bir erkekte meme kanseri olabiliyor.” dedi.

“Hastaya hekimin ve aile fertlerinin yaklaşımı çok önemlidir”

Hastaya hekimlerin ve aile fertlerinin yaklaşımının tedavide büyük ölçüde etkili olacağını belirten Prof. Dr. Öztek; “Toplumda teknoloji ve endüstri gelişimi genel olarak kanser vakalarını arttırmaktadır. Yaşam boyunca her 7-8 kadından biri meme kanserine yakalanmakta. Meme kanserine bağlı vakaların %90’ı ağrısız oluyor. Böyle olunca da pek fark edilemiyor. Onun için erken teşhis hayat kurtarır. Hastaya hekimin ve aile fertlerinin yaklaşımı çok önemlidir. ‘Evet, bir tümör var ama bu tümörü halledeceğiz. Cerrah olarak, onkolog olarak veya diğer ilgili hekimler olarak.’ şeklinde çözümcü yaklaşılması lazım. Çünkü bu hastayı etkiliyor. Hasta ruhsal bunalıma giriyor. Bunlarla ilgili olarak doktorun hastaya telkinlerde bulunması lazım. Aile fertlerinin hastaya sevecen bir şekilde yaklaşması lazım ve de hastayı sevgi çemberine alarak ona hastalığını unutturması lazım.” şeklinde konuştu.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)