Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan; “Başarının tek tarifi var o da mutluluk”
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Beşiktaş İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen “Beşiktaş 5. Kariyer Günleri” programının konuğu oldu. “Değişen Dünyada Yeni Meslekler ve Kariyer Fırsatları” başlıklı bir konuşmasında “Deneyimlerimizi gençlerle paylaşmak bir sorumluluktur.” diyen Arıboğan; “Ben en iyi olmaya hep ikinci sırada önem veririm. Benim birinci sırada önem verdiğim şey başarıdır. Başarının tek tarifi var o da mutluluk. Başka bir şey önemli değil.” dedi.
“Uygarlığın çok hızlı dönüştüğü bir dönemdeyiz”
Uluslararası ilişkiler alanında kendini geliştirmek isteyen öğrencilere tavsiyelerde bulunan Arıboğan; “Uluslararası ilişkiler çok meslek gerektiren bir alan değil. Gençlere en önemli tavsiyem temel arayışları iş bulmak olursa ki, bu bizim ülkemizde temel arayıştır, hayat çok kolay olmayabilir. Çünkü inanılmaz bir değişim döneminde yaşıyoruz. 10 yıl öncesinin en popüler departmanlarına bugün girdiğiniz zaman hiçbir işinize yaramayabilir. Uygarlığın çok hızlı dönüştüğü bir dönemdeyiz. Bir kere kariyer planlarken iş bulmaktan ziyade iyi olmak, bir şeyi severek yapmak gerekir. Ondan sonrası zaten iş olarak gelir. Uluslararası ilişkiler bir baz oluşturur. Ne öğrenirsiniz? Dünyada ne olup bittiğini öğrenirsiniz. Şirketler mesela her zaman ekonomi danışmanı tutarlar. Şu anda politika danışmanı da tutmaya başladılar. Yönetim kurullarına siyaset biliminden anlayan insanlar almaya başladılar. Onun için bizim alanımız sonrasında ne yaparsanız yapın size dünya hakkında bir fikir verir. Üzerine bir de mastır yaparsanız ya da ilgilendiğiniz bir alan varsa bu alanda her şeyi yapabilirsiniz. Siyasete girebilirsiniz, akademisyen olabilirsiniz. Bunlar özgün alanımızla ilgilidir.” diye konuştu.
“Kendinizi birkaç alanda iyi yetiştirmelisiniz”
Uluslararası ilişkiler bölümünü destekleyen alanlardan söz eden Arıboğan; “Uluslararası ilişkiler eğitiminde ekoller var. Bazı uluslararası ilişkiler departmanları daha çok iş dünyasına hitap ediyor. Aslında İstanbul’daki Boğaziçi tarzında üniversitelerin uluslararası ilişkileri daha çok uluslararası ticaret, uluslararası finans gibi iş dünyasına yönlendiren eğitimler yapıyorlar. Bazıları ise Ankara ve İstanbul siyasal gibi, devlete yönelik, devlette çalışacak öğrenciler yetiştiriyor. Mesela Üsküdar Üniversitesinde de özü itibariyle devlette çalışacak, devlet bazlı öğrenciler yetiştiriyoruz. Mesela politik psikoloji ağırlıklı. Biz bir terör eylemi olduğunda bunun toplumda nasıl bir psikoloji yarattığını, bunun üstüne binmek isteyen siyasi aktörlerin nasıl durdurulabileceği, nasıl yönlendirilebileceği, bunun üzerinden nasıl verimli bir psikoloji çıkacağı gibi şeyleri daha çok önemsiyoruz. Yani tarih anlatımında da psiko-tarihe yönleniyoruz. Esas olarak üniversitenin ana sütunu psikoloji ve psikiyatri olduğu için biz onun çevresine uluslararası ilişkileri ve siyaset bilimini eklemliyoruz. Her okulun kendine özgü bir yaklaşımı var. Ama uluslararası ilişkiler mezunu olduğunuz zaman Dış İşleri Bakanlığı en rahat girilebilecek yerdir. Onun dışında bütün devlet bürokrasisi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler ise size açıktır zaten. Bankalarda da yer bulabilirsiniz. Öğrenebileceğiniz küçük muhasebe ile bütün bankalarda iş bulabilirsiniz. Banklarda çalışanların çoğunda bunu görebilirsiniz. Siyasetle ilgilenebilirsiniz, televizyonlarda programcılık yapabilirsiniz, kendi işlerinizi kurabilirsiniz, girişimci olabilirsiniz, uluslararası platformlarda çalışabilirsiniz. En önemli şey kendinizi birkaç alanda iyi yetiştirmeniz. Uluslararası ilişkiler üstüne bir mastır ya da çift anadal ister.” şeklinde konuştu.
‘‘Başarının tek tarifi var o da mutluluk’’
“Ben en iyi olmaya hep ikinci sırada önem veririm” diyen Arıboğan; “Benim birinci sırada önem verdiğim şey başarıdır. Başarının tek tarifi var o da mutluluk. Başka bir şey önemli değil. Aldığınız notlar, geldiğiniz yer önemli değil. Farz edelim ki gençler bütün sınavlarını birincilikle bitirdiler, liseden birincilikle mezun oldular. Yetiyor mu, yetmiyor mu? Üniversiteyi birincilikle bitirdiler. Yetiyor mu, yetmiyor mu? İşe girdiler, çok başarılar. Yetiyor mu, yetmiyor mu? Bir sürü haksızlıklar olacak. İşinizde harikasınız eve gidiyorsunuz felaket bir eşiniz var. Ortalık birbirine giriyor, mutsuzsunuz. Eşinizle çok iyisiniz ama çocuklarda bir problem var, sağlık problemleriniz var, anneniz veya babanız hastalanıyor, arkadaşınız yok yapayalnızsınız. Yetmiyor. Bir tek yolu var. Mutluluğu, sevgiyi üreten bir merkez olacaksınız. Paylaşmayı bileceksiniz. Bu pandemi şartlarında gençlere, bizim yaşımızdaki herkese ‘Pandemi bitince ne yapmak istiyorsunuz?’ diye soruyoruz. Kimse bir spor araba alacağım, şöyle bir tatil yapacağım, kendime şunları alacağım demiyor. Herkes arkadaşlarıyla birlikte olacağını, anne ve babasına koşup sarılacağını, büyüklerinin ellerini öpmeye gideceklerini söylüyor. İnsanoğlunun tek arayışı bu. Sevgi dolu bir ortam istiyoruz.” diye konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)