Üsküdar Kariyer Günleri, ‘Akademik Kariyer’ Sohbetleri ile devam etti
Üsküdar Üniversitesi Kariyer Merkezi Direktörlüğü tarafından düzenlenen Kariyer Günleri, “İletişim Fakültesi Akademik Kariyer Sohbetleri” ile devam etti. Etkinliğin konuşmacısı Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Can Diker öğrencilere, akademik kariyer sürecinin ayrıntıları hakkında bilgiler verdi.
“Günün sonunda yaptığınız işi sevmeniz gerekiyor”
Her işin özünde yapılan şeyi sevmenin yattığını belirten Diker, “İletişim Fakültesinden mezun olduğum için mutluyum. Mezun olduktan sonra başta sektörde bir şeyler yaparım daha sonra akademiye geçerim diye düşünmüştüm. Sanki sektör bana kollarını açmış bekliyor gibi hayal ediyordum ancak maalesef ülkemizde durum böyle değil. Reklamcılık Bölümü mezunu olmayan biri bile bazen o işi yapabiliyor. Kendinizi en kötü senaryoya hazırlamanız gerek. Bu ister iş olsun ister kafe açmak veya başka bir şey. Günün sonunda ne yaparsanız yapın o işi sevmeniz gerekiyor. İşin özü bu. ‘Bu mesleği 40 yıl sonra yapsam da sıkılır mıyım?’, ‘Dayanabilir miyim?’ sorularını kendinize sorduğunuz zaman cevabınız ‘Evet’ ise, yol sizin için zaten kolay olacaktır, zorluklara göğüs gerebileceksinizdir. Ama cevabınız ‘Hayır’ ise o zaman dişinizi sıkmanız gerekecek. Belki de yeni uğraşlar aramaya yönelebilirsiniz.” diye konuştu.
“Akademide yabancı dil çok önemli”
Akademisyen olmayı hedefleyen öğrenciler için yabancı dilin önemine değinen Diker; “Yabancı diliniz, özellikle İngilizceniz olmadan araştırma görevlisi veya akademisyen olmanız pek mümkün değil. İkinci bir dilinizin mutlaka gelişmiş seviyede olması gerekiyor. Pandemiye fırsata çevirebilirsiniz YouTube'da izleyebileceğiniz bir sürü video var. Bu imkanları doğru kullanmak çok önemli. Fırsatların kaçmaması için ALES sınavına da girmenizi öneririm. YDS gibi yabancı dil sınavlarına en geç üniversite üçüncü sınıfta kendinizi denemek amaçlı girmeniz şart. Bu sınavların her biri için yüksek puanlar gerekiyor.” ifadelerinde bulundu.
“En gündelik konunun bile akademik değeri olduğunu unutmayın!”
Yaratıcılığın etkin ve doğru kullanımının önemini vurgulayan Diker; “Akademisyenlik için uygulama sınavında tez yazmanızı öneririm. Bir hocanızla birlikte şekli öğrenmeniz gerekir ‘Ben niye Atıf yapıyorum?’ ‘Atıf nasıl yapılır?’ ‘Neden yapılır?’ bunları öğrenmeniz, bilmeniz gerekiyor. Alıntı sözcüklerin çok olmaması lazım. Akademik yaratıcılık denilen unsuru etkin kullanmak da gerekiyor. Sosyolojiden, psikolojiden, yeni medya alanından alınan bilgileri harmanlayıp cümlelerinizi tamamlayabilirsiniz. Kimsenin kolayca aklına gelemeyecek olan birçok alandan konunuza atıf yapabilirsiniz ve yaratıcılığınızı da artırabilirsiniz. En sıradan en gündelik konunun bile akademik değeri olduğunu unutmayın.” dedi.
“Zor ve sıkıcı konular sizi geliştirir, ilerleme kaydetmenizi sağlar”
Günümüzde her şey çabuk tüketildiğini ve geçerliliğinin uzun sürmediğini söyleyen Diker; “Akademide, kendinizi bazı konularda soyutlayıp, derinleşmeniz gerekiyor. Arkadaşlarınız eğer dışarıya kahve içmeye, gezmeye gidiyor ve sizi de çağırıyorsa yapacağınız işleriniz olmasına rağmen gitmeniz yanlış olur. Kendi konfor alanınıza fazla alışmamanız gerekiyor. Tez çok zor bir şeydir. Beyniniz zor ve size sıkıcı gelen bir şeyden sonra gelişir ve ilerleme kaydedersiniz. Kendinizi soyutlayıp başarıda ısrar etmelisiniz, her konuda böyle olması gerekiyor. Ben başarısız oldum deyip pes etmek doğru değil, yeterince çabalamamışsınız demektir.” diye konuştu.
“Akademisyen olmak istiyorsanız bol zamana ihtiyacınız var”
Sabır ve zamanla istenilen hedefe ulaşılacağının altını çizen Diker; “Akademisyen olacak kişinin bol zamana ihtiyacı var. Süreçte vazgeçmek için birçok sebep oluyor bu nedenle merakınız ve araştırma tutkunuzun yoğun olması önemli. Bu olay tez yazma sürecinde de çok etkili. Doktorada minimum bitirme süresi 5 yıl, belki de daha fazla. 20'li yaşların tamamını bu süreçle kapatıyorsunuz. Doktora, yeterlilik sınavı ardından tez öneri sınavı, jürilerin toplanması, onaylanması, 3 tez izlenmenin ardından tez savunma sınavına girerek doktor unvanınızı elde ediyorsunuz. Bu olay hemen bitmiyor, kendi belirlediğiniz konunuzla başka bir ülkeyle araştırmanızı yapıyorsunuz. Bildiriler, makaleler yazıp konferanslara gidiyorsunuz. Akademik yaşamı benimsemek gerekli. Belki bu süreçte sıkılacaksınız, ‘Keşke bu işi yapmasaydım’ deyip gidenler de çok oldu. Zaman değerli bir şey, bir daha geri gelmeyecek. Bu nedenle her türlü zorluğa göğüs gerip kararlı olursanız bu alanda kolaylıkla ilerleyebilirsiniz ve etrafınız bilgili insanlarla çevrili olur. Hayatınızı kaliteli hale getiren unsurlar bulursunuz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)