Dr. Alain Gregoire: “Annedeki ruh sağlığı bozukluğu çocuktaki riski 2 katına çıkarıyor”

Üsküdar Üniversitesi Anne ve Bebek Ruh Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ABRSM) ile Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen “Anne ve Bebek Ruh Sağlığı” sempozyumunun ikincisi gerçekleşti. Anne ve bebek arasındaki ruh sağlığı ilişkisine dair sunumların yapıldığı programda Dr. Alain Gregoire; “Prospektif çalışmalar; hamilelik dönemiyle başlayan bu süreçte, çocuklar 20’li yaşlarına gelip yetişkin olduğunda dahi annedeki ruh bozukluklarının, davranışsal veya ruhsal bozukluk olarak çocuğa yansıma olasılığının 2 kat arttığını bizlere gösteriyor.” dedi.


“Annenin ruh sağlığına daha çok yatırım yapılmalı”

Konuşmasında, annede ruh sağlığının önemi ile dünyada ve Türkiye’de anne ruh sağlığına yapılan yatırımlara ilişkin bilgiler veren ABRSM Müdürü ve Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazan Aydın; “Bu seneki mottomuz ‘Birlikte yatırım yapalım.’ Özellikle anne ruh sağlığı bakım hizmetlerine ulaşım konusunda annelere ve bebeklere destek vermek, fiziksel hastalıklar konusunda yapılan iyileştirmeler gibi ruh sağlığı düzeyinde de eşit düzeyde bir hizmet tanımı sağlamak çok önemli. Biz bunu Türkiye’de, ‘Annenin sağlığına yatırım zamanı’ sloganıyla gündeme getirdik ve ‘Anne ruh sağlığı hizmetleri ve eşitlik için harekete geçme zamanı’ dedik. Burada eşitlik diyerek altını çizdiğim konu fiziksel hastalıklara verilen önem kadar ruh sağlığına da önem vermek ve bu konuda iyileştirmeler yapmak.” diye konuştu.

“Bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için annenin iyi olması gerekiyor”

Anne ve anne adaylarına tavsiyelerde bulunan Aydın; “Bir kadın olarak, anne olarak, anne adayı olarak ya da bir eş olarak bizim ihtiyaçlarımız dinlenmek, uyumak, sağlıklı beslenmek, sosyal ilişkiler kurmaktır. Genellikle bir bebek söz konusu olduğunda bebek daha ön planda oluyor ve anneler bu ihtiyaçlarını genelde kendi öncelikleri olarak hissetmiyorlar ya da hissettirilmiyorlar. Ama şunu unutmamak lazım ki oradaki korumasız küçük varlığın aslında en fazla ihtiyaç duyduğu ve onun ihtiyaçlarını en fazla karşılayacak kişi anne ve o annenin bu ihtiyaçları karşılayabilmesi için iyi olması gerekiyor.” ifadelerinde bulundu.

“Annenin stresi bebeğe de geçiyor”

Programda “Kriz dönemlerinde anneliğin önemi” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Dekanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan; “Pandemi süreci ile beraber insanlar bütün sosyal, toplumsal desteklerden ve ilişkilerden mahrum kaldı. Genç anneler artık çocuklarıyla baş başa onları büyütmek zorundalar. Anneler, teyzeler nineler, arkadaşlar ne doğum kutlaması yapılabiliyor ne de hastaneye ziyarete gidilebiliyor. Çok zor bir dönemde hamilelik geçiriliyor ve çok zor bir dönemde bebek doğuruluyor. Hepimiz biliyoruz ki bu tür krizlerde annenin stresi bir şekilde bebeğe aktarılıyor. İngiltere’de 1921 yılının Şubat ayında depresyon ve anksiyete konulu bir araştırma yapılıyor. Bu araştırmaya göre annelere, ‘Depresyonda mısın?’ ‘Anksiyeten var mı?’ soruları soruluyor. Cevapların yüzde 15’i ‘Depresyon geçiriyorum’ oluyor. ‘Anksiyete yaşıyorum’ diyenlerin oranı ise yüzde 18. Başka sorular da sorarak kişilerin depresyon ve aksiyere geçirip geçirmedikleri öğreniliyor. Burada annelerin yüzde 43’ünün depresyonda oluğu ve bunu fark etmediği görülüyor. Anksiyete ise yüzde 61. Bütün bu korku stres üzüntünün tamamı çocuğu da etkileyecek bir şey.” diye konuştu.  

“Annedeki ruh sağlığı bozukluğu çocuktaki riski 2 katına çıkarıyor”

Etkinlikte, “Anne ruh sağlığı için birlikte çalışmak” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Southampton Üniversitesi Senior Perinatal Psikiyatristi ve Üsküdar Üniversitesi Fahri Doktoru Dr. Alain Gregoire, gebelik döneminde en sık araştırılan konunun kaygı bozukluğu olduğunu belirtti. “Özellikle hamilelik döneminde görülen ruh sağlığı bozukluklarından en fazla araştırılanının anksiyete ve depresyon olduğunu görmekteyiz” diyen Gregoire sözlerine şöyle devam etti:

“Fakat bu problemlerin, davranışsal ve duyusal bozuklukların bebeklerde 2 kat artabileceğini görmekteyiz. Prospektif çalışmalar; hamilelik dönemiyle başlayan bu süreçte çocuklar 20’li yaşlarına gelip yetişkin olduğunda dahi annedeki ruh bozukluklarının, davranışsal veya ruhsal bozukluk olarak çocuğa yansıma olasılığının 2 kat arttığını bizlere gösteriyor. Akıl ve ruh sağlığı bozukluğuna yol açabilecek tüm faktörleri hesaba katsanız dahi, annedeki ruh sağlığı bozukluklarının çocukta görülme olasılığının ve çocuktaki ruh sağlığı bozukluklarını arttırma ihtimalinin 2 kat olduğunu belirtmeliyiz. Bazı çalışmalarda 20 yaşına kadar bu problemlerin aktarıldığı gözlenmiştir. Ayrıca, özellikle çocukluk dönemindeki kötü anıların, erken dönem çocuklukta söz konusu ruhsal bozuklukları arttırma riskini katladığını görmekteyiz.”

“Doğum öncesi eğitimler çok etkili”

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Yılmaz Esencan ‘Doğuma hazırlık kursları ve gebelerin desteklenmesi” başlıklı sunumunda; “Gebe kalmadan önce eğitimlerle ilerlenirse çok daha etkili sonuçlar alındığını görmekteyiz. Bu eğitimlerin sadece doğuma değil lohusalık sürecine de ciddi etkileri var. Sosyal desteğin arttığını, çiftlerin birbirine bağlandığı aynı zamanda anne, bebek ve babanın bağlandığı, yeni anne ve babaların birbirlerine destek olabildikleri bir bütün olarak hissedebildikleri ve lohusanın olduğu dönemlerde emzirme sorunlarının çok az yaşandığı, daha başarılı emzirme sonuçlarıyla karşılaşabilmekteyiz.” dedi.

“Tepki değil yanıt verin”

Etkinlikte “Pandemi döneminde annelerde psikolojik iyilik hali’ başlıklı bir sunum gerçekleştiren ve annelere tavsiyelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar; “Unutmayın herkes kaygılı ve sinirli olabilir. Üzücü sözleri görmezden gelin, kendinizi sakinleştirmek için bir dakikanızı ayırın. Konuşmayı erteleyin, insanlar daha iyi hissettiğinde her zaman tekrar konuşmayı deneyebilirsiniz, tepki değil yanıt verin. Kurban rolüne bürünmeden çözüme odaklanmanız, zor olaylar karşısında psikolojik olarak sağlam kalabilmeniz için çok önemli.” dedi.

Programda ayıca; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Sözcüsü ve 27. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Arife Polat Düzgün “Türkiye’de anne ruh sağlığına yatırım çalışmaları” başlıklı, Op. Dr. Ayşe Aytoz “Tüp bebek tedavileri ve infertilite sürecinde annelerin ihtiyaçları” başlıklı, Sakarya Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Esra Yazıcı “Gebelik kayıpları ve tüp bebek sürecindeki annelere ruhsal destek” başlıklı, anne Nuray Güngör ise “Annelik yolunda infertilite tedavi sürecim” başlıklı, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Elif Göcek Akdağ “Anne- bebek bağlanması” başlıklı ve İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Uz. Dr. Nalan Öztürk “Doğum sonrası depresyon ve kaygı bozuklukları” başlıklı birer sunumlarını gerçekleştirdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)