Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Haset Duygusu Nükleer Enerji Gibidir”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Şekercihan Derneği tarafından düzenlenen “Bir Bayramdır Ramazan” konulu YOUTUBE canlı yayınına konuk oldu. “Hz. Yusuf Kıssasını Nasıl Okumalı?” başlığında değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Haset duygusu öyle bir duygu ki nükleer enerji gibidir. Eğer iyi yönde kullanılırsa insanı harekete geçiriyor ve faydalı bir enerjiye dönüşüyor. Kötü yönde kullanılırsa, haset nesnesi yanlış olursa ya da haset dozu kaçarsa böyle durumlarda tahrip etmeye başlıyor.” dedi.
“Haset duygusu nükleer enerji gibidir”
Haset duygusunun insani bir duygu olduğuna vurgu yapan Tarhan; “Haset duygusu öyle bir duygu ki nükleer enerji gibidir. Eğer İyi yönde kullanılırsa insanı harekete geçiriyor ve faydalı bir enerjiye dönüşüyor. Kötü yönde kullanılırsa, haset nesnesi yanlış olursa ya da haset dozu kaçarsa böyle durumlarda tahrip etmeye başlıyor. Hz. Adem’in de şeytanla imtihanındaki ilk duygu hasetti. Onun için Hz. Yusuf kıssası müthiş bir zenginlik kıssasıdır. Biraz inceleyince daha da fazla gördüm. Tam olarak psikolojik dinamiklerle ilgili bir kıssa. Sadece psikolojik boyutuyla ele aldığımız zaman çıkarılacak müthiş dersler, ibretler, hikmetler var. Haset de bunlardan birisi. Haset konusunda iyicil ve kötücül yönden duyguyu, düşünceyi dengelemek lazım. Duygu olarak hepimizin içinden haset gelir, gayet insani bir duygu. Ama bu duygu geldikten sonra ona düşünceler eklenir. Düşünceler duyguya eklenip birleşince kötücüllük üretilmeye başlanıyor. Onun için mümkün olduğu kadar duygu boyutunu içimizde tutmak ve bunu kendi içimizde öğütmemiz gerekiyor. Bunu yapamıyorsak bile en azından doğru olduğunu bilmemiz lazım.” dedi.
Hz. Yakup’un imtihanı…
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Olaya Hz. Yusuf’un imtihanı açısından bakıyoruz ama Hz. Yakup’un da imtihanı var. Hz. Yakup, Yusuf’u çok seviyor. Çok sevdiği için çok üzerine titriyor. Üzerine titrediği için Anadolu’da, ailelerimizde çok rastladığımız kardeşlerin birbirini kıskanma durumu ortaya çıkıyor. Bu gayet insanı bir durum. Bu, sevgi adaletinin tam olmamasıdır ve Hz. Yakup açısından imtihan sebebidir. Farkında olmadan haset eden ve edilene zemin hazırlamış oluyor. Farkında olmadan ama iyi niyetle. İyi niyetli olduğu için yıllarca süren ayrılıktan sonra bir araya geliyorlar. Bu müthiş bir sabır imtihanı.” şeklinde konuştu.
“Hz. Yusuf kıssasından zaman ve zaman yönetimi dersi de çıkaracağız”
Hz. Yusuf kıssasında iki boyut olduğunu ve bunların ihlas ahlakı ile samimiyet ahlakını görmek olduğunu belirten Tarhan; “Yusuf Suresinde hem teselli boyutu hem de anlam boyutu var. Kıskançlığa, acıya karşı sabretmede birçok teselli boyutunu görebiliriz. Bir taraftan da anlam boyutu var. Anlam boyutunda da aslında tevhit inancına yani her şeyin Allah’ın kudretinin altında olduğuna vurgu var. Hz. Yusuf sarayda Züleyha ile olduğu zamanda kıskançlık ve aşk hikayesi yaşıyor orada da bir iftiraya uğruyor. Hz. Yusuf senelerce mağdur, mazlum ve kurban konumunda. Ama müthiş bir sabır, Allah’a teslimiyet var. Allah’a iman yetmiyor. İman varsa tevhit oluşuyor. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi, ‘İman tevhidi, tevdit teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.’ Ama tevekkülün içerisinde zaman merkezli bir yaşayış var burada. Allah ile kalbi bağ kurunca Allah zamanın üzerine yemin etmiş. O yüzden İslam medeniyeti için zaman merkezli medeniyet deniyor. Hz. Yusuf kıssasından zaman ve zaman yönetimi dersi de çıkaracağız. Böylece o negatif, kıskançlık duyguları, tahrip edici duygular doğru karşılanırsa Yusuf oluyorsunuz, kötü karşılanırsa diğer kardeşler gibi oluyorsunuz. Bunun daha da kötücül örnekleri var ama bunlar inanan kişiler olduğu için imtihanlar onların hayrına oluyor. Ayrıca ben burada ihlas ahlakının yanı sıra samimiyet ahlakını da görüyorum okuduğum kadarıyla. Şu anda samimiyetin nörobilimi var. Samimiyet varsa beynimizde ayna nöronlar çalışıyor. Telsiz internet gibi karşı tarafın beynini etkiliyor. Bunlar deneylerle gösterildi. Onun için samimiyet sihirli bir etki yapıyor. Büyüklerimiz, ‘Samimiyetin kerameti vardır’ derler gerçekten de öyle. Burada samimiyet dersleri de ihlas dersleri de var. Aynı zamanda tevhitten tevekküle müthiş bir sabır yolculuğu var diyebiliriz.” dedi.
“Sabır demek bir kenara çekilip beklemek değildir”
Kaos teoremine göre kâinatta muhteşem ve mükemmel bir düzen olduğunu dile getiren Tarhan; “Fakat yanlışlar, kötülükler de düzenin bir parçası. Zıtların dinamik dengesi. Kötülükler bunun bir parçası olduğu için o yanlışlar ve kötülükler, insanın kontrol edebileceği ve edemeyeceği sınırı, gücünün yettiği ve yetmediği sınırı ayarlaması lazım. Kontrol edemeyeceği sınıra geldiğinde durması lazım. Hz. Yakup kontrol edemeyeceği noktaya geldiği zaman üzerine gitmemiş Allah’a teslim olmuş, firar etmiş, koşmuş. Allah’a koşup sığındığı için Allah onu korumasına almış ve zamanla, sabırla imtihan etmiş. Sabır demek bir kenara çekilip beklemek değildir. Sabır, meditatif bir eylemdir, doğanın hız ve ritmine uymaktır, nerede yavaşlayıp nerede hızlanacağını bilmek demektir. Hz. Yusuf da Hz. Yakup da sabrediyorlar ama körü körüne sabretmiyorlar. Her an kalplerinde Allah’la bir bağlantı kurarak yıllar geçiriyorlar.” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)