Prof. Dr. Akbaba: “Sanal Ortamda Zorbalığı Saklayabiliyorsun”

Prof. Dr. Sırrı Akbaba

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Prof. Dr. Sırrı Akbaba sanal zorbalıkla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Akbaba, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin düzenlediği Eğitim Araştırmaları Kongresi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ABD Paneli’nin konuğu oldu. Teknolojinin PDR’ye yansıması konusunun ele alındığı panelde Prof. Dr. Sırrı Akbaba, “Sanal Zorbalık” konusuna ilişkin paylaşımlarda bulundu. Akbaba, “Zorbalar sanal materyalleri kullanma konusunda mağdurlara oranla üstündür” dedi. 

“Kişisel mesajları kopyalama sanal zorbalıktır!”

Prof. Dr. Akbaba konuşmasında sanal zorbalığın tanımı ile başladı. Akbaba, “Sanal zorbalığın şöyle bir genel geçer tanımı var; bir birey ya da bir grubun herhangi bir kişi ya da grubun kötü niyetle ona zarar vermek için bilgi, iletişim teknolojilerini kullanması şeklinde tanımlanıyor. Mesela aşağılayıcı ve alay edici mailler, taciz içeren mesajlar, izinsiz bir şekilde kişisel mesajları kopyalama ve başkasına gönderme eylemleri, kişinin gizlice utanç verici bazı fotoğraflarının çekilmesi vesaire. Dolayısıyla bu davranışlar niyetin ne olduğunu kesinlikle ortaya koyuyor. Bunlar birkaç örnek” dedi.

Sanal ortamda zorbalığı saklayabiliyorsun”

Prof. Dr. Akbaba, yaptığı araştırmalarına değinerek Sanal zorba kim?’ sorusunu yanıtladı. Zorbalık ile sanal zorbalık arasındaki farkları ayrıntılandıran Akbaba, “Zorbalık ve sanal zorbalık arasındaki farklardan birincisi kimliğin gizlemesidir. İkincisi ise güç dengesizliğidir, zorbalar genel olarak sanal materyalleri kullanma konusunda mağdurlara oranla üstündür. Bir diğer özellik ise sanal alanın denetimsizliğidir. Normal zorbalık için kişiye ulaşmak çok zor ama sanal ortamda kişiye ulaşmak çok kolay dolayısıyla mağdurun kaçınma ihtimali çok düşüktür, azdır. Bir diğeri az süre içerisinde çok kişiye ulaşılabilirliktir ayrıca sanal ortamda zorbalığı sunabiliyorsunuz, saklayabiliyorsunuz ama normal zorbalığı saklayamıyorsunuz” şeklinde konuştu.

İnsanlar neden sanal zorba oluyor?

İnsanların neden sanal zorba olduklarını araştırdıklarında birinci sırada ailenin geldiğini belirten Akbaba ailenin önemli bir faktör olduğunu belirtti. “Sanal zorbalıkta birinci sırada ana-baba niteliklerinin geldiğini gördük. Yüzde dokuz oranında sanal zorbalığı yordayıcılığı söz konusu. Şimdi ‘Ana-baba niteliklerinden kastettiğiniz nedir?’ diye soracak olursak en çok annenin takip edişi: bu zorbalığı yordayan bir faktör, düşürüyor zorbalığı ve babanın çatışması da yükselten bir faktör. İkinci sırayı problemli internet alıyor: kişi bağımlısı durumuna gelmiş ise bu problemlidir, zorbalığa evrilmeye müsaittir. Daha sonra saldırganlık geliyor ve yüzde yedisini yorduyor” dedi.

Sanal Mağduriyet…

Toplum olarak mağdur bir kişiye her zaman acıyıp üzerine kol kanat germeye meyilli olduğumuzu belirten Akbaba, “Mağdurun suçu yok gibi görmeye başlıyoruz fakat siz mağdur durumuna kendinizi düşürmezseniz zorba kolay kolay size zalimliğini sunamıyor” dedi. Mağdurun kendisinde de birtakım problemler olduğunu ifade eden Akbaba, “Nedir sanal mağduriyetin yordayıcıları? Bunlardan yine en güçlüsü anne-baba nitelikleri çıkıyor. Nedir bu anne baba nitelikleri? Annenin yakınlığı bu mağduriyeti besleyen unsurlardan bir tanesi, babanın da çatışması. Bu iki özellik başat özellik olarak ortaya çıkıyor. Demek ki bu konularda bilgi sahibi olmamız gerekiyor” dedi.

“Olumsuz benlik tasarımı, mağduriyeti daha fazla körükler”

Akbaba, sanal mağduriyette bir diğer unsur olarak saldırganlık konusuna dikkat çekti. Akbaba, “Zorbaya direkt olarak tepkide bulunabilmek zorbalığı düşürücü bir şeydir dolayısıyla mağduriyeti de önleyici bir şeydir. Fakat kişide direkt olarak eleştirememe, dur diyememe, hayır diyememe özellikleri varsa dolaylı saldırganlığı da vardır. Dolayısıyla kendini dışarıya mağdur olarak sunmuş oluyor” dedi.

Akbaba, dolaylı saldırganlığın nedenlerine değindi. Akbaba, “Olumsuz benlik tasarımı, mağduriyeti daha fazla körükler. Kişinin kendisini olumlu görebilmesi müthiş bir durumdur. Bunu birçok psikolojik bozukluklarda da adı ne olursa olsun önemli değil, öz saygı, öz değer, öz güven duygusunu yükselttikçe olumlu dönüşler alıyoruz. Yani benlik tasarımında olumlu bakış kazanan kişi ister istemez o psikolojik bozukluklardan çıkmaya başlıyor ve kendisini savunabilmesiyle birlikte mağduriyetler de azalabiliyor” diye konuştu.

Eğitim Araştırmaları Kongresi
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)