Güvensiz ev ortamı yalnızlığı tetikliyor!

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.57981

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Gaziantep Oğuzeli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen çevrimiçi söyleşiye katıldı. “Pozitif Psikoloji” başlığında konuşmasını gerçekleştiren Tarhan, pozitif psikolojinin insanın yaşam kalitesini artırmayı hedeflediğini dile getirdi. Yılın kelimesi seçilen ‘Kalabalık yalnızlık’ a da dikkat çeken Tarhan, evin güvenli alan olmamasının yalnızlığı ortaya çıkaran en önemli nedenlerden biri olduğunun altını çizdi. 

“Pozitif psikoloji, insanın yaşam kalitesini arttırmaktır”

Pozitif psikolojinin tanımından bahseden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Pozitif psikoloji polyannacılık değildir. Psikoloji eksiyi sıfıra getirir. Pozitif psikolojinin amacı ise sıfırı artıya doğru yükseltmektir. Yani yaşam kalitesini arttırmak, well-being yaptırmak. İyilik hali. Well-being kelimesinin Türkçedeki karşılığı ‘afiyet’ kelimesidir. Bu afiyet kelimesi sağlık ve iyilik halini kastediyor. Pozitif psikoloji, insanın yaşam kalitesini arttırmaktır.” ifadelerini kullandı. 

“Korkuların arka planında tek bir duygu var, belirsizlik…”

Belirsizliğin tanımlanması gerektiğini vurgulayan Tarhan; “Yalom, insanoğlunu bekleyen 4 temel anksiyeteden bahsediyor. Korkulardan biri anlam arayışı. Anlamı bulamadığı zaman kaygı ortaya çıkıyor. Diğeri özgürlük arzusu. Kişi kendini özgür hissetmediği zaman kaygılı hissediyor. Bir diğer korku da ölüm korkusu. Ölüm konusunda bir tanımlama yapmadığı zaman korku artıyor. Bir diğer korku da yalnızlık. Yalnızlık, insana zehir gibi geliyor. Bunlar varoluşsal temel korkulardır. Bu korkuların arka planında tek bir duygu var, belirsizlik. Belirsizliği tanımladığımız zaman bu korkular anında düzeliyor. Özgürlüğün en büyük düşmanı kuralsızlıktır. Özgürlüğü koruyan şey doğru kurallardır. Bu gibi tanımlamalar getirdiğiniz zaman korkular gidiyor.” şeklinde konuştu. 

“Empati yoksunluğu en çok egosu yüksek kişilerde oluyor”

Kötülüğün ana temasının empati yoksunluğu olduğunu ifade eden Tarhan; “Pozitif psikoloji, insanın varoluşsal korkularını giderme konusunda çok önemli bir adım. Pozitif psikolojide insani erdemler öğretiliyor. Sözünde durmak, dürüst olmak, çalışkan olmak, yardımsever olmak, merhametli olmak. Kötülükle ilgili yazılan kitapları incelediğimiz zaman ana tema empati yoksunluğudur. Empati yoksunluğu en çok egosu yüksek kişilerde oluyor. Bu kötülükleri yapan kişilerin çoğu karısına şiddet uygulayan, hayvanlara şiddet uygulayan kişiler. Onların hepsi çok merhametsiz, acımasız B tipi kişilik dediğimiz kişiler. B tipi kişiliklerin temel özelliği de empati yoksunluğudur. Böyle kişiler pişmanlık hissetmezler. Bu tip kişilerde karakter bozukluğu varsa düzelmez ama kişilik özelliği ise bunun yanlış olduğunu fark ederek düzelir.” dedi.

“Hayat yolculuğunda bize yol gösterici harita lazım”

Hayat yolunda ilerlerken etik değerlerin önemine dikkat çeken Tarhan; “Hayat yolculuğunda bize yol gösterici harita lazım. O harita da değerlerdir. Nerede sağa sapacağız nerede sola sapacağız nerede hızlanacağız nerede yavaşlayacağız bunları kalıp yargılar öğretiyor. Kalıp yargılar da değerler demektir. Kişinin değerlere sahip olması, hayatını onurlu olması etkiliyor. Bu nedenle bizim değerleri tanımlamamız lazım. Bir amaç değerler vardır bir de araç değerler vardır. Amaç değerler iyi insan olmaktır. Araç değerler ise çalışkan olmak, dürüst olmaktır. Mesela kapitalist sistem eğitim sisteminde bir ölçü koymuş. Zeki olsun, çalışkan olsun yeter diyor. Gençlere koyduğu ego ideali bu. Erdem olarak bu ikisini tanımlamış. Zeki olsun, çalışkan olsun. Zeki üniversiteye gidiyor kimya mühendisi oluyor. Sentetik esrar üretiyor. Bilgisayar mühendisi oluyor bilgisayar korsanlığı yapıyor. Hekim oluyor yeni doğan çetesi kuruyor. Bunlar hepsi etik değerlerin, ahlaki normların öğretilmemesinden kaynaklanıyor.” ifadelerini kullandı. 

“Evin güvenli alan olmaması yalnızlığın ortaya çıkaran en önemli nedenlerden biri”

Kalabalık yalnızlık kavramını açıklayan Tarhan; “Kişi kalabalık içinde yalnız. Demek ki dost diyebileceği, içini açabileceği, yalnızlığını giderebileceği biri yok güvenli bir şekilde görmüyor. Kendisini güvenli alanda hissetmiyor. İnsan dışarıda yoğun çalışma temposuyla, çeşitli problemlerle karşılaşıyor. Bu durumda evin sığınak gibi olması lazım. Böyle olduğu zaman kişi kendisini yalnız değil güvende hisseder. Şu anda ev güven alanı olmaktan çıkmaya başladı. Yani evdeki gerilim çocukları da olumsuz etkiliyor. Sağlıklı ilişki kurulamıyor. Böyle olunca da kişi kendini yalnız hissediyor. Günümüzde hane kırılganlığı da arttı. Türkiye’de ve bütün dünyada artış gösteriyor. Beş kişilik haneler azalıyor, tek kişilik haneler artıyor. Evin güvenli alan olmaması yalnızlığı ortaya çıkaran en önemli nedenlerinden biri.” şeklinde konuştu. 

“Narsisizm, bencilliğin kişilik haline gelmiş şeklidir”

Egoizmin insanı yalnızlığa sürüklediğini dile getiren Tarhan; “Neoliberal politikalar kapitalizmdeki regülasyonu azalttı. Özgürlük adı altında rekabetçiliği vahşi rekabete itti. Yani ‘Zengin ol da nasıl olursan ol.’ tarzında bir yaklaşım. Bu hedonizmdir. Hedonizmden sonra egoizm geliyor. Narsisizm, bencilliğin kişilik haline gelmiş şeklidir. Yani şu anda böyle bir zamandayız. Bu nedenle egoizm de insanı yalnızlığa götürüyor. Hedonist kişiler yalnız kalıyor. Eşi hasta oluyor, ‘Dünyaya bir defa geldim senin hastanla ilgilenemem.’ diyor evliliği bitiriyor. Bu şekilde bir bencillik var. Bütün bunların çözümü kişinin yaşam tarzını değiştirmesine bağlı.” dedi.

“Adaletin olduğu yerde erdemler daha iyi işliyor”

Her konuda adaletin önemine vurgu yapan Tarhan; “Kendini aşan kimse erdemli kimsedir. Kendini aşmayı başarmayan kimse erdemsizdir. Sadece kendi çıkarını düşünen insan kötüdür. Kötülüğün tanımını istiyorsanız sadece kendisi için yaşayan insana bakın. Sadece kendine çalışan insan kötüdür. Sadece kendi çıkarını düşünen insan kötüdür. Bir de evde sadece kendi çıkarını düşünen bencil bir çocuk varsa o evde huzur olmaz. Anne babanın ortak liderliği olmalı, orada adil bir paylaşım gerekir. Aile içerisindeki adalet önemli. Her paylaşımda adalet önemli. Adaletin olduğu yerde erdemler daha iyi işliyor. Amacımız adaletse bu çağın yöntemi demokratik işleyiştir. Demokrasi sadece bir yönetim biçimi değil aynı zamanda değerler sistemidir.” ifadelerini kullandı. 

“Miras olarak erdemli evlat yetiştirmek bir fabrika bırakmaktan daha önemlidir!” 

Çocuklara doğru ego idealinin öğretilmesi gerektiğini belirten Tarhan; “Hayatta uğrunda yorulacak, emek verilecek amaçlarımızın olması lazım. Çocuklara ego idealini öğretmemiz lazım. Zeki ve çalışkan olmak yetmiyor. Bir de iyi ve erdemli insan olmak gerekiyor. Erdemli insan olmayı çocuğumuza ego ideali olarak öğretirsek o çocuk birçok şeyi kendi halleder. Kendi gemisinin kaptanı olabilir. Onun için çocuklarımıza bunu öğretebilmemiz lazım. Miras olarak erdemli evlat yetiştirmek bir fabrika bırakmaktan daha önemlidir…” şeklinde konuştu. 

“Ergenlerin en büyük ihtiyacı değer verilme ihtiyacıdır”

Sıradan durumlardan haz almayı öğrenmek gerektiğini belirten Tarhan; “Beyinde serotonin üretmeyi sağlayan şey anlam mutluluğudur. Bir kimse bir hedefe giderken orada bir engelle karşılaşıyor. Dopamin mutluluğu olanın hemen morali bozuluyor. Tekrar o hazzı almak istiyor ama serotonin mutluluğu olan kimse engeli aşmaya odaklanıyor. Yeni yollar, yeni planlar arıyor. Ulaşıyor ve küçük şeylerden haz almaya başlıyor. Merdivenin her basamağında, her çıkışta bir haz alıyor. Yani gençlere sıradan şeylerden haz almayı öğretmemiz lazım. Gençlere hazları altın tepsiyle sunmayacağız. Mesela küçük bir tebessüm ona bir ödüldür. Sevgi dolu bir bakış birkaç tane güzel söz söylemek bir ödüldür. Özellikle ergenlerin en büyük ihtiyacı değer verilme ihtiyacıdır. Onlara değer verdiğin zaman ona ödül olarak müthiş bir şekilde yetiyor. Bunları yaptığın zaman onu motive etmeye yetiyor.” dedi. 
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)