4. Bilimsel Araştırma Zirvesi’nde ‘Mutluluk’ konusu ele alındı.

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.12804

Üsküdar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ile Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü’nün düzenlediği 4. Bilimsel Araştırma Zirvesi ‘Mutluluk Nedir? Formülü Var Mıdır?’ başlığı altında gerçekleşti. Düzenlenen zirveye Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü Başkanı Ercan Büyüktepe, Kulüp Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat, Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Üsküdar Üniversitesi Dahili Tıp Bölümleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay,  İstanbul Aydın Üniversitesi Öğr. Gör. Ayten Çalış Kurtçu, Davranış Bilimleri Uzmanı ve Eğitim Vakfı Kurucu Başkanı Dr. İlhami Fındıkçı, ÜSAK Kurucusu Nihal Konçu Akhuy ve Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık ve konuk olarak katılım sağladı.   

Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat ve Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü Başkanı Ercan Büyüktepe gerçekleştirdi. 

Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat; “Bireylerin mutluluğu kültürel değerler açısından farklılık gösterebilir.” 

Fuat Sezgin Konferans Salonunda yapılan programın açılışında konuşan İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Dr. Öğr. Üyesi ve Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü Başkanı Nejla Polat; “Mutlu kişinin genel profiline baktığımız zaman genç, sağlıklı, iyi eğitimli, dışa dönük, iyimser, kaygısız, iş erdemi yüksek olan zeki kişilerdir. Bireylerin mutluluğuna kültürel değerler açısından bakıldığında farklılıklar gözlemlendiği söylenebilir. Kişisel başarı, hırs, yeteneklilik gibi ve zevk ile ilgili hazcılık gibi özellikleri içeren kendi kendini yönetme değerlerini batıda yaşayan bireylerin mutluluğuyla ilişkili olabileceği sonucuna varılabilir. Farklı değerlere ve amaçlara sahip bireyler için farklı değişkenlerin bireyin mutluluğu üzerinde etkili olabildiğini söyleyebiliriz.” dedi.

Öğr. Gör. Ayten Çalış Kurtçu; “Aidiyet duyduğumuz bir yapının başarısı bizi mutlu edebilir.”

Düzenlenen zirveye konuşmacı olarak katılan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğr. Gör. Ayten Çalış Kurtçu ‘Mutluluk Paketlerine Sığmayan Varlık Bedenlerimiz’ adlı sunumunu gerçekleştirdi. Kurtçu; “İnsan bir bedensel gıdaya, bir zihinsel gıdaya, bir ruhsal gıdaya bir de sosyal gıdaya muhtaçtır.  Dolayısıyla birey bedensel gıdasını almıyorsa, zihinsel gıdasını yeterince almıyorsa, sosyal gıdasını almıyorsa arabanın dört tekeri gibi düşünecek olursak bir aksama söz konusu olur. Dolayısıyla bir huzursuzluk olur, kaos olur. Aidiyet duyduğumuz bir yapının başarısı bizi mutlu edebilir. Mutlu olabilmek için işin üç boyutu vardır. İletişim ihtiyacı boyutu, felsefi boyutu bir de varlık bilinci boyutu. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde fiziksel ihtiyaçlarımızı gidersek bile kendini gerçekleştirme boyutunda eğer kendimizle olan ilişkimiz, hayatla olan ilişkimiz belli bir bilinç boyutuna ulaşmamışsa elde ettiğimiz şeylerin düzeyi ne olursa olsun bizdeki o mutluluk hali söz konusu olmuyor. Buranın sonunda özgüvene geliyoruz. Gerçekten özgüven sahibi olan insan kendisini ‘mış gibi’ pazarlamaz. Gerçekten özgüven sahibi olan insan ne yaptığını biliyordur ve kendisine dışarıdan bakmaz iç sesiyle konuşur.” ifadelerini kullandı. 

Dr. İlhami Fındıkçı; “Bizi mutlu kılan şey bağlanma aidiyetidir.”

Davranış Bilimleri Uzmanı ve Eğitim Vakfı Kurucu Başkanı Dr. İlhami Fındıkçı ‘İnsani Kriz ve Sanal Mutluluklar’ adlı sunumunu katılımcılarla paylaştı. Fındıkçı; “Mutlu olmak süreklilik arz eden bir şey. Bizi yaşamda süreklilik arz eden bir şekilde mutlu kılan şey; bağlanma aidiyetidir. Bir kişi kendi için ne kadar yaşar, bir şeyler yapar, hedefler koyar, ileri giderse bu ona anlık mutluluk, anlık keyif verebilir ama bir insan bir başkası için bir şeyler yapıyorsa bu onu daha uzun süreli mutlu eder, tatmin eder. O halde temel soru şu ‘Ben ne için varım?’ Bugünün dünyası insanı ‘sen senin için varsın’ diye insanı bedene hapsetti. İnsan, bedenine hapsolmaktan kurtulmadı. Bugünkü küresel bakış insanı sadece bedenine, arzularına, iç güdüsel isteklerine hapsetti. İnsanın sadece kendi için var olması o kişiyi mutlu etmiyor.” şeklinde konuştu. 

Prof. Dr. Barış Erdoğan; “Dünyanın en mutlu toplumları kaliteli, güvene dayalı ilişkilerin olduğu toplumdur.”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan ‘Mutluluğun Sosyolojisi’ adlı sunumunu gerçekleştirdi. Önemli sosyologların mutluluğa bakış açılarından bahseden Erdoğan; “Mutluluk olgusu kişiye özel bir ruh hali olarak görülse de bu bireysel iyi oluş hali içinde yaşadığımız toplumsal çevreden bağımsız bir durum değildir. Tek başına mutlu olmak mümkün değil çevrenizle beraber mutlu olabilirsiniz. Çoğu sosyolog mutluluğu objektif olarak ölçülemeyen bir olgu olarak görüyorlar. Sosyologlar, toplumsal hayatta diğerleriyle etkileşim içinde olan insanların nasıl hissettiklerinden çok onların eylemleri ile ilgilenir. Aşırı bireyselleşme bireyin huzurunu tehdit eden bir güç haline geldi. Toplumsal düzenlemenin kontrolünden çıkan bireyler hayal kırıklığı, mutsuzluk, umutsuzluk halinde olurlar. Toplum olarak birlikte olmak hem sizi mutlu eder hem de çevrenize pozitif bir enerji saçar. Kapitalist sistem de bırakın fiziksel olarak sakatlanmayı, zihniniz de aslında çürüyor yok olmaya gidiyor. Zihni bozuk bir insanın mutlu olması da elbette mümkün değil. Yani kapitalist sistem için huzurlu ve mutlu olmak mümkün değil. Sosyolojik gelenek mutluluktan çok modern ve kapitalist dünyadaki mutsuzluğa odaklanmış. Toplumsal yapıdaki bu patolojik durumları tedavi edecek, tespit ve önerileriyle sosyoloji bireylerin ve toplumun iyi oluşuyla ilgili dolaylı bir mutluluk çalışması yapabilir. Mutluluk ne iktisatçıların ortaya koyduğu gibi basitçe ekonomik faktörlere indirgenebilir ne de psikologların incelediği gibi sadece bireysel süreçlerle ilgilidir. Dünyanın en mutlu toplumları en zengin değil, insanlar arası kaliteli, güvene dayalı ilişkilerin olduğu toplumdur.” ifadelerini kullandı. 

Nihal Konçu Akhuy; “Z kuşağı üniversiteli gençlerin mutluluk anlayışında önemli değişiklikler var…”

Üsküdar Üniversitesi Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü (ÜSAK) Kurucusu Nihal Konçu Akhuy ‘Mutluluk Nedir? Formülü Var Mıdır? adlı sunumunda Covid 19 pandemi dönemi öncesinde Z kuşağı üniversiteli gençlerin mutluluk algısı üzerine bir araştırma yapıldığını ve araştırmanın detaylarından bahsetti. Akhuy; “Araştırmayı özel kılan daha önce yapılan birçok araştırmalardan farklı olarak Z kuşağı üniversiteli gençler ile şu ana kadar hiç değinilmemiş farklı konularda çok geniş kapsamlı yapılmış olması ve pandemi öncesi ve pandemi döneminde de maske ve mesafe kurallarına uygun olarak aynı yöntemle birebir ve yüz yüze gerçekleştirilmiş olmasıdır. 2018 yılından itibaren yaptığımız araştırma sonucunda genel toplama baktığımızda Z kuşağı üniversiteli gençlerin mutluluk anlayışında önemli değişiklikler, artışlar ve azalmalar olduğu gözlemlenmiştir. Bu değişikliklerin en önemlilerinin sevgi, özgürlük, sağlık, başarı ve para gibi değerlerde olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada bunun yanı sıra bazı kavramların ilk kez, bazılarının ise önceki yıllardan daha fazla telaffuz edildiği gözlemlenmiştir. Bunlar: şükretmek, umut, hayal ve huzur olmuştur. Pandemi öncesi dönemde mutluluğun formülü yok diyenler yüzde 37,5 iken pandemi sonrasında bu oran yüzde 21,3 olmuştur. Buradan da anlaşılacağı gibi pandemi döneminde gençler mutluluğun formülünü bulmuştur.” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Ali Murat Kırık; “İletişimdeki açıklık, anlayış ve duygusal bağlantı, mutluluğu artıran temel unsurlardır.”

Düzenlenen zirveye Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ali Murat Kırık ‘İletişimle Mutlu Olur Muyuz?’ adlı sunumu ile katılım sağladı. Kırık; “Bu tarz kulüp etkinliklerde yer alan öğrenci arkadaşlarımızın her zaman gelecekte daha iyi noktalara geldikleri ve diğer arkadaşlarından kendilerini ayırdıklarını görüyorum. Hepiniz genç insanlarsınız ve kariyer planınız olması gerekiyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra ya da gelecekte ne noktaya geleceğinizi düşünmek, önce kendi iç iletişiminizi kurmaya bağlıdır. İletişim ve mutluluk arasında güçlü bir bağ vardır. İyi iletişim becerileri, insanların daha sağlıklı, tatmin edici ve mutlu ilişkiler kurmasına yardımcı olurken, iletişim eksikliği veya kötü iletişim ise mutluluğu olumsuz yönde etkileyebilir. İletişimdeki açıklık, anlayış ve duygusal bağlantı, mutluluğu artıran temel unsurlardır.” dedi.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay; “Yaşadığınız çevreye adapte olamıyorsanız hayatta kalma ihtimaliniz azalıyor.”

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, Dahili Tıp Bölümleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay ‘Mutlu Olma Stratejisi’ adlı sunumunu katılımcılarla paylaştı. Mutluluğun tasa gibi kaygı gibi bir duygu durumu olduğundan bahseden Uzbay; “Yer yüzünde otobiyografik hafızaya sahip olan tek canlı biziz. Geçmişi hatırlarsınız, anı yaşarsınız ama geleceği planlarsınız, analiz edersiniz, fayda yarar oranına bakarsınız. Daha çok mutlu olmak için çeşitli planlar yaparsınız. Mutluluk beyinde olan bir iştir. Hayatta kalmamız için bilgiye ve iletişime ihtiyacımız var. Hayatta kalmanın en önemli koşullarından birisi ise adaptasyondur. Yaşadığınız çevreye adapte olamıyorsanız hayatta kalma ihtimaliniz azalıyor. Bunun için de doğru bilgiye ihtiyacınız var. Kendimizi iyi hissetmemiz lazım iyi hissettiğimi zaman mutlu oluyoruz. Mutlu olma ve mutluluğu algılama sübjektif bir kapasitedir. Sınırları algılama biçimi içinde yaşanan şartlara göre değişir. Şartlar değişirse mutlu olma durumunuz değişir.” şeklinde konuştu. 

Prof. Dr. Tayfun Uzbay; “Sağlıklı ve özgürseniz bu size verilmiş bir kredidir.”

İnsanın mutlu olmak ve iyi hissetmek zorunda olduğunu belirten Uzbay, kişinin kendini iyi hissetmesi için mutluluk bileşenlerine ihtiyacı olduğunda dikkat çekti. Uzbay; “Sağlıklı ve özgürseniz bu size verilmiş bir kredidir. Sağlığınız ve özgürlüğünüz kısıtlansa bile haz alıp kendinize bir konfor alanı yaratıp buradan bir başarı hikayesi yazma ihtimaliniz var. İnsan neden mutlu olmak zorundadır? Çünkü mutlu insan bilge insandır, kendisi ile barışıktır ve bir doyuma ulaşmıştır.” ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Tayfun Uzbay; “Kısa vadede başarılar yerine uzun vadeli değer yaratmayı hedefleyin.”

Gerçek bir mutluluğu yakalamak ve bilge bir insan olmak için tavsiyelerde bulunan Uzbay; “Hayata ve insanlara karşı önyargılı olmayın. Yanılgılarınız ve hatalarınızdan ders çıkarın. Özgüven yanılgısı ile gerçek özgüven arasındaki ilişkiyi iyi anlayın. Zaaflarınızın farkında olun ve onları yönetin. Düştüğünüzde yatıp kalmayın. Ne olursa olsun ayağa kalkmayı deneyin. Sizi yıkamayan her şey güçlendirir. ‘Azimle çalışmak ve emek vermek kutsaldır’ ilkesine sahip olun. Korku çemberini aşarak konfor alanınızın dışına çıkın ve kısa vadede başarılar yerine uzun vadeli ‘değer yaratmayı’ hedefleyin.” dedi.

Bilimsel Araştırma Zirvesi katılımcılara plaket takdiminin ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. 


Muhabir: Eda Keçeci 

Fotoğraf: Eda Keçeci / ÜHA 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)