III. MBG Günleri Kongresi alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleştirildi
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ile Sağlık, Kültür, Spor Daire Başkanlığı öncülüğünde Nermin Tarhan Konferans salonunda gerçekleştirilen 3. Moleküler Biyoloji ve Genetik Günleri Kongresi tamamlandı. İki gün boyunca süren kongreye alanında uzman birçok akademisyen katılırken kongreye öğrencilerin ilgisi yoğun oldu. Kongrenin açılış konuşmasını ise Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk gerçekleştirdi. Gün itibariyle eczanede satılan ilaçların yaklaşık %40’ı bitkilerden elde ediliyor diyen Konuk, “Size görev, bu %40’ı yüzde %80’e çıkarın.” dedi.
Prof. Dr. Muhsin Konuk; “Dünyaya ve yaptığınız çalışma alanına at gözlüğü ile bakmayın”
Nermin Tarhan konferans salonunda yoğun bir katılım sağlanan kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştirip gençlere tavsiyelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk; “Bizi ve hocalarını dinlemek için aramıza katılan bütün öğrencilerimiz, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz. Herkesin bir çalışma süreci var. Bu süreçten sonra işler size gelecek. Biz sizlere bu yolu teslim ederken, sizlerden istediğim ya da sizlere tavsiye ettiğim en temel şey dünyaya ve yaptığınız çalışma alanına at gözlüğü ile bakmayın. Çok iyi hedefiniz olmalı. Yavaş yavaş çalışma alanınızı belirleyin. Kedinin kuşa kilitlendiği gibi kilitlenip, oradan hiç vazgeçmeyin. Size bir ağabey, bir baba, bir hoca tavsiyesi olarak bunları belirtmek istiyorum. O kadar çok yapacağınız işler var ki… Tabiat, doğa o kadar çok gizli hazineler barındırıyor ki bu hazineleri bulup, çıkarıp, bunları hastalıkların tedavilerinde kullanmamız gerekiyor. Çok şükür gün itibariyle eczanede satılan ilaçların yaklaşık %40’ı bitkilerden elde ediliyor. Size görev, bu %40’ı yüzde %80’e çıkarın. Siz de sizden sonra gelen nesillere bunu %100 yapın deyin. Hem yan etkisi yok. Hem tamamen doğal, her şeyiyle daha güzel. Küflü peynirden aldığınız penisilin ile sentetik olarak elde ettiğimiz, kullandığımız penisilin vücudumuzdaki yan etkileri olarak hem kemik iliği hem böbrekler hem karaciğerde birbirinden çok farklıdır. İlla ki doğal olana yürümemiz gerekiyor. Bütün evreni düşünecek olursak belki bir atom kadarız her birimiz. Bu evrenin bir parçası olarak bu evrene katmamız gereken değerler var. Bu değerler üzerinde çalışmanızı tavsiye ediyorum ve bu ülkenin bir bireyi olarak sizden bunu rica ediyorum. Çünkü etimizin, kemiğimizin oluştuğu bu topraklara o kadar çok borcumuz var ki. Bu borçları ancak böyle öderiz. Tekrar hepinize hoş geldiniz diyorum. Başarılı bir kongre olmasını diliyorum.” dedi.
Prof. Dr. Sevim Işık; “Nörolojik hastalıklar sadece hastanın değil, aile bireylerini de etkileyen çok zor hastalıklardır”
Nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde kök hücre ve eksozom uygulamaları hakkında konuşan Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sevim Işık; “Öğrencilerimize, kulübümüze, hocalarımıza, kıymetli sunumlarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Nörolojik hastalıklar bildiğimiz üzere, toplum sağlığını oldukça etkileyen, sadece hastanın kendisini değil, aile bireylerini de etkileyen çok zor hastalıklardır. Bu hastalıklar aslında çok değişik gruplara ayırabiliyoruz ama ben özellikle 4 temel nörodejeneratif hastalıklar üzerinden konuma devam edeceğim; alzheimer, parkinson hastalığı, huntington ve ALS… Bu hastalıkların mekanizmaları, sadece bunların hücresel veri algılanması yapılıyor. Neden hücresel alglere başvuruluyor, eksozom tedavileri nedir? Genel olarak bu hastalıkları özetlemek gerekirse, o hastalıkların temelinde kalıtsal faktörler, ailemizden aldığımız genetik mutasyonların, yan mutasyonları ve çevrem faktörlerin birleşmesi ile bu hastalıklar beynimizde farklı bölgelerde bulunan nöronları etkiliyor.” ifadelerini kullandı.
İki gün boyunca süren kongrenin ilk gününe Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Öğr. Üyesi Nihal Şehkar Oktay, Kadir Has Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Nuray Söğünmez Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Aslı Tolun, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emine Şeküre Nazlı Arda, Yeditepe Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Çimen ve İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Öğr. Üyesi Nurcan Orhan ile Üsküdar Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sevim Işık, konuşmacı olarak katılım sağladı.
Yoğun bir katılım sağlanan Kongrenin son gününde ise Marmara Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Beste Tacal Aslan, Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Korkut Ulucan, Acıbadem Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Osmay Güre, Biruni Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Abdulilah Ece, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cüneyt Uçarlı, Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Özhan Aytekin ve mezunlarımızdan Tolga Polat ile Özlem Özge Yılmaz konuşmacı olarak kongrede yer aldı.
Prof. Dr. Korkut Ulucan; “Bir buluş bir sonraki buluşun tabanını oluşturuyor”
‘Hayatımıza Yön Veren Güncel Genetik Parametreler’ konulu sunumu gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesinden Prof. Dr. Korkut Ulucan, genetiğin hayatımızın her alanında olduğundan bahsetti. Prof. Dr. Korkut Ulucan; “Genetik hayatımızın her alanında, bizler çok şanslıyız çünkü hayatı öğreniyoruz. Her okuduğumuzda aslında ne kadar çok yapacak işimizin olduğunu fark ediyoruz. Norveç'in kuzeyinde iki tane büyük petrol tankeri çarpışıyor ve tonlarca petrol denize akıyor büyük bir çevre katliamı. Hemen iki tane genetik uzmanı bir bakteri tasarlıyor. Gerçekten de petrolü ham madde olarak kullanan bakteri dizayn ediyorlar ve bu bölgeye veriyorlar. Haftalar içerisinde denizdeki petrolü temizliyor çok yayılmadan ve petrol bittiğinde kendini imha ediyor çünkü enerji kaynağı olmuyor. Bir buluş bir sonraki buluşun tabanını oluşturuyor.” dedi.
Prof. Dr. Korkut Ulucan; “İnsan metabolizmasını anladıkça hayat kalitesi artıyor”
İnsan metabolizmasını anladıkça hayat kalitesi artıyor ifadelerini kullanan Prof. Dr. Korkut Ulucan, “Bireylerin besinleri özel olacak. İçerik herkesin metabolize edebileceği veya bunların bireylerde yaratabileceği tahribat aynı oranda değil. Artık akıllı ilaçlar yaş ilerlese de hayat kalitesini çok düşürmeden 4 – 5 yıl ömrü uzatabiliyor ne kadar şanslıyız. Endokrin bir organ gibi çalışıp biz de birçok aktiviteye sebep oluyor o yüzden her gün düzenli saatiniz de egzersizinizi lütfen yapın. Egzersiz de son model salonlara çok şık ayakkabılar eşofmanlara değil böyle boncuk boncuk terleyebileceğiniz her türlü şey. Evinde ip atla, evinde dans et bu da bir egzersiz çünkü biz hepsini söylüyoruz her geçen gün ibadet etmek, meditasyon bunların yararları her geçen gün biraz daha artıyor ve her geçen gün biz de aslında istenilen düzeyde başarılı olmak için birçok yeni bilgi ediniyoruz ve bunların sonunda da hep söylediğimiz şey egzersiz tedavidir diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ali Osmay Güre; “Eğer enflamasyonu durdurabilirseniz hasta olmama şansınız var”
‘Öncelikli Hedefimiz Enflamasyon Olmalı’ konulu sunumunu gerçekleştiren Acıbadem Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Osmay Güre, Enflamasyon hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Güre; “Enflamasyon çok eski bir konu ve tıp fakültelerinde yahut da herhangi bir yerde şu şekilde öğretiyorlar: 5 ana belirtisi var onlar da ağrı, sıcaklık, kızarıklık, şişkinlik ve fonksiyon kaybı. Mesela kolunuzu kırdığınız zaman bunlar oluyor ama sadece kolunuzu kırdığınız zaman değil, grip olduğunuz zaman boğazınızda da bu oluyor. Bipolar hastalığınız varsa beyninizde de bu oluyor. Bu hangi hastalık olursa olsun çoğu hastalık klasik hastalık dediğimiz, hepimizin başına gelebilecek, gelme ihtimali olan hastalıkların altyapısında olan bir grup belirti. Altyapısında enflamasyon olmayan hastalık yok bu yüzden enflamasyon çalışmanızda öneriyorum eğer enflamasyonu durdurabilirseniz ya da modifiye edebilirseniz o zaman hasta olmama şansınız var. Enflamasyon çalışarak hasta olduktan sonra tedavi olmak değil hasta olmamak için belki de gündelik hayatınızda bazı değişiklikler yapmanızı sağlayabilecek bir bilgiye kavuşmanız mümkündür.” şeklinde konuştu
Dr. Öğr. Üyesi Beste Tacal Aslan; “Biyoteknoloji sürekli bir gelişme içerisinde…”
‘Gen Varyantlarının İnsan Sağlığı Üzerine Etkisi’ adlı sunumunu gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Beste Tacal Aslan, gen varyantları hakkında bilgi verdi. Dr. Aslan; “Gün geçtikçe hayatımıza yeni bir teknoloji yeni bir teknolojik inovasyon ekleniyor. Gündemi takip ederek yeniliklerle haşır neşir olmamız gerekiyor. Biyoteknoloji sürekli bir gelişme içerisinde o yüzden hızlıca okumanız takip etmeniz gerekiyor. İnsan Genom Projesi çığır açarak hayatımıza giriyor. Bu genetiğin önünü açan araştırma dönemi boyunca sadece insan genomu değil genetiği tamamlayabilmek, mekanizmalarını anlayabilmek için ilkel organizmalarla çalışılıyor.” dedi.
Dr. Aslan: “Gen tedavisindeki gelişmeler MBG alanında da maliyetleri düşürüyor”
Gen tedavisindeki gelişmelerden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Beste Tacal Aslan; “Gen tedavisinde gelişmeler oluştukça moleküler biyoloji ve genetik alanında da maliyetler düşüyor. Örneğin gen tedavisi dediğimiz zaman şu an bir insan için 2 milyon dolarlara tekabül ediyor. Bir insanın bunu ödeyebilmesi mümkün değil. Ama baktığımızda bunlar ilk aşamalar. Gün geçtikçe belki bundan 20 – 30 yıl sonra neden bir antibiyotik bir aşı kadar yaygın kullanılan bir şey olmasın? Evet 2 milyon dolar çok pahalı ama ümit ediyorum ki gün geçtikçe yaygın tedavi yöntemleri haline gelebilecek.” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Ali Özhan Aytekin; “Bizim en temel kaynağımız biyoteknoloji ve biyomühendislik”
‘Bakteriyel selüloz üretimi ve fiber özelliklerinin değiştirilmesi’ adlı sunumunu gerçekleştiren Doç. Dr. Ali Özhan Aytekin; Mühendisliğin temelinde bir ürünü üretmek ve bu ürünü sunmak vardır. Nasıl bir ürüne ihtiyaç olduğunu sağlamanız lazım. Bu bilgiyi kullanarak bir ürüne dönüştürmek için bizim en temel kaynağımız biyoteknoloji ve biyomühendislik. Selüloz gıda endüstrisinde kıvam artırıcı olarak kullanılıyor. Gıda tüketimi açısından bakıldığında biraz maliyetli o yüzden bunun devamında selülozu kullanalım demek biraz güçtür. Akademik çalışmalar tabi ki yapılıyor tabi ki yapılmalı ama bunun bir de endüstri tarafını düşünmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Bizim asıl hedefimiz atletik performans oldu”
Üsküdar Üniversitesi mezunlarından Tolga Polat ve Özlem Özge Yılmaz, Ulusal Spor Genom Projesi adlı sunumlarını gerçekleştirdi. Tolga Polat; “İnsan Genom Projesi sonunda genleri anladığımızda kimisi kasla alakalı, kimisi enflamasyonla alakalı, kimi tendonlarla alakalı. Bizim asıl hedefimiz atletik performans oldu. Atletik performanstaki başarıyı, zamanı kısarak daha hızlı bir biçimde kayıp vermeden ulaşırız buna yoğunlaştık.” dedi.
Özlem Özge Yılmaz ise; “Burada bizim atletik performans dediğimiz şeylerde genetik ve çevresel faktörlerinde etkisi çok büyük. Biz aslında burada bireyin genetik analizinin sonucuna göre optimal düzeyde maksimum hedefine ulaşmasını amaçlıyoruz. Bunların yüzde 50’si bizim. Genetiğimiz, antrenman ve beslenme de buna destek sağlayan faktörler arasına giriyor. Sadece takım sporları değil bireysel danışmanlık da veriyoruz. Onlara özel genetik analiz raporları çıkarıyoruz. Aynı şekilde sakatlık yatkınlığını ölçmek için sakatlık profilini de çıkarıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Düzenlenen kongreye katılım gösteren Doç. Dr. Nihal Şehkar Oktay, ‘Hücresel Oksidatif Stress’ adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Bir diğer katılımcı olan Dr. Öğr. Üyesi Nuray Söğünmez Erdoğan, ‘Hücre Yapbozları: Transkriptomik Yaklaşımlarla Memeli Beyni Haritalama Yolları’ adlı sunumunu katılımcılarla paylaştı.
Prof. Dr. Aslı Tolun ise ‘İnsanda Genetik Araştırmalar’ isimli sunum konusu hakkında bilgi verdi.
Kongrenin bir diğer konuşmacısı olan Prof. Dr. Emine Şeküre Nazlı Arda, ‘Protein Oksidasyonu ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri’ adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Çimen ise ‘Kanser Metabolizması ve Kütle Spektrometri – Proteomiks’ hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Bir diğer katılımcı Doç. Dr. Nurcan Orhan ise ‘Travmatik Beyin Hasarı Araştırmaları’ adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Kongrenin ikinci gününde sunum yapan diğer katılımcıların bilgileri ise şu şekilde;
Prof. Dr. Abdulilah Ece ‘Biyoloji’den Kimya’ya, Kimya’dan Tıbba, Multidisipliner Çalışmalarda Bilgisayar Destekli İlaç Tasarımı’ konusuna dair sunumunu gerçekleştirdi.
Doç. Dr. Cüneyt Uçarlı ise, ‘Bitkilerde stres toleransı oluşturmaya yönelik güncel genom düzenleme uygulamaları’ hakkında bilgi verdi.
Fotoğraf: Mukadder Güneş / ÜHA
Fotoğraf: Eda Keçeci / ÜHA
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)