Deprem ‘komplike yas’ a dönüşebilir!
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 10 ili etkilen ve tüm Türkiye’yi yasa boğan deprem afeti hakkında ATV Sabah Kahvaltı Haberleri bülteni canlı yayın konuğu oldu. Ne kadar hızlı normalleşme olursa o kadar çabuk ruh sağlığı düzeliyor diyen Tarhan, travmayı çözmediğimiz zaman yaşanan yas ‘komplike yas’ haline dönebiliyor uyarısında bulundu.
“Deprem sonrası ülke olarak farklı seviyelerde travma yaşadık”
Tüm Türkiye’yi yasa boğan ve 10 ili etkileyen depremin travmaya neden olabileceğine dikkat çeken Tarhan, acıların paylaştıkça azalacağını vurguladı. Tarhan; “Depremde 1. bölgede 13 milyon kişi birincil travma yaşadı. Türkiye’de hatta dünyanın birçok yerinde canlı yayınlar aracılığıyla depremi an be an takip edenler ise ikincil travma yaşadı. Çünkü onlar da depremi kendileri yaşamış gibi takip ettiler ve bir şey yapamamanın üzüntüsünü, baskısını hissettiler. Bu kaçınılmaz bir acıya neden oldu, hayatın acı gerçeklerinden birisini yaşadık. Hayat düz bir çizgi gibi aynı seyirde devam etmiyor, muhakkak iniş çıkışlar oluyor. Bu deprem bilimsel olarak beklenen bir şeydi, burada depremin ilk 7-14 günü şok dönemidir. Akut stres bozukluğu meydana gelir, bazı kişilerde anlamsız dolaşmalar vardır, bazı kişiler agresif olur, saldırganlaşır, saçma hareketler yapar. Bazı kişilerde de içine kapanma, sessizleşme olur ama dışarıdan gelenler durumu toparlarlar. Biz şok döneminde çok büyük vakalara rastlamadık. Şok dönemleri psikiyatrinin devreye girdiği dönemlerdir. 3 günden fazla sürerse müdahale edilir çok çabuk toparlanılır çünkü yalnız hissederse kişi bu durum artar. Kişi yalnız hissetmezse güvendeyim duygusu olursa çok çabuk düzelir. Deprem bölgelerinde ateş yakıp etrafında bekledi insanlar, o bölgede yaşayan insanları yalnız bırakmadılar. Bu sayede travmanın acısı azaldı. Acı paylaşınca azalıyor.” dedi.
“7-14 gün sonra normalleşmeyi öneriyoruz”
Deprem sonrası normalleşme sürecine ilişkin de paylaşımda bulunan Tarhan; “Biz artık 7-14 gün sonra normalleşmeye geçmeyi öneriyoruz. Ne kadar hızlı normalleşme olursa o kadar çabuk ruh sağlığı düzeliyor. Travmayı çözmediğimiz zaman yaşanan yas ‘komplike yas’ haline geliyor. Çözmek için de matem reaksiyonunu mantıksal bir çerçeveye oturtmak gerekli. Deprem oldu fakat insanın kontrol edebileceği şey var edemeyeceği şey var, gücünün yettiği şey var yetmediği şey var. İnsan kontrol edemeyeceği şeyi oturup düşünürse acı çeker. ‘Gücünün yetmediği şey niye yaşandı?’ diye düşünürse acı çeker. Bir insan başına bir olay geldiği zaman, bir şeye üzüldüğü zaman onunu çaresi varsa çaresine bakar, üzülmeye değmez. Çaresi yoksa üzülse de sonuç değişmeyeceği için artık daha fazla üzülmeye değmez. Bundan sonra bunu yaşamam gerekiyormuş diyecek ‘kabul et, yönet’ yöntemiyle yaklaşacak. Yaşanan olayı yaşamam gerekiyormuş, benim için başka seçenek yokmuş, bunun olması gerekiyormuş deyip depremi düşman gibi görmek eski terapi yöntemlerindendir. Bu yöntem kısa vadede kişiyi rahatlatıyor, olayı yok sayıyor öfkesini veriyor rahatlatıyor gibi oluyor fakat uzun vadede travmayı uzatıyor ve komplike yas haline getiriyor.” şeklinde konuştu.
“Depremzedelere psikolojik ilk yardımda bulunmak gerekiyor”
Psikolojik ilk yardımın önemi ve aşamaları hakkında konuşan Tarhan, depremden etkilenenlerin travmalarını tetiklememek gerektiğine dikkat çekti. Tarhan; “Depremzedeler ile konuşurken merak duygumuz yüzünden travmayı daha çok kaşıyoruz. O kişi istemezse anlattırmamak gerekiyor. O istiyorsa konuşsun ama istemiyorsa devamlı, ayrıntılı soru sormamak gerekiyor. Kişiyi sorgulayarak, travmasını çözmek için anlamlandırmaya çalışmak onu uzmanlar yapabilir ancak rastgele biri yaptığı zaman onu kötü hissettirirsiniz. Keşke şöyle dursaydın, keşke kapansaydın, keşke çökseydin dendiği zaman zaten olmuş bitmiş bunu söylemenin anlamı yok ki. PDR denilen psikolojik ilk yardım kitapçığı var, internette rahatlıkla bulunabilir. Psikolojik ilk yardımda ilk şok dönemi vardır, ondan sonra pasifleşme dönemi gelir. Bazı kişilerde protesto dönemi, daha sonra toparlanma dönemi vardır. Psikolojik ilk yardım ilk akut stres reaksiyonu olan dönemde yapılıyor. O kişinin elinden tutmak, yanında olduğunu hissettirmek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor. Psikososyal destek uzmanları bununla ilgili Psikososyal destek birimleri de kuruyor. Bazen kişiler akut depresyona giriyorlar, onlara muhakkak müdahale gerekiyor. Psikolojik ilk yardımda ki kişiye güvende olduğu hissini verebilmek, ona yardım için gelindiği hissettirmek çok önemli. Biz depremin 2 ve 3. gününden sonra hızla bunu vermeye çalıştık.” ifadelerini kullandı.
“Depremi yaşayan ve yakınlarını kaybeden çocuklarla güvenli bağlanma sağlanmalı”
Afet sonrası ailesini kaybetmiş çocuklarla bağ kurmanın öneminden bahseden Tarhan, bu durumun büyük riskler barındırdığına değinerek bağlanma türleri hakkında konuştu. Tarhan; “Depremi yaşayan kişilerle bağ kurulması çok önemli. Özellikle çocuklarda, anneyi babayı kaybetmiş çocuk tek başına kalmış olabilir ama güvenli bir bağ oluşturulursa o bağlanma çocuğu hayata tutar, ümitsizliğini azaltır. Bu çok riskli bir durum. Çocuk ona bağlanacak sonra terk edecek bağlanma kişi eğer öyle bir zorunluluk olursa bunu 1 sene beraberiz daha sonra gideceksin diye çocukla anlaşmak gerekiyor, vedalaşarak ayrılmak gerekiyor. Beklemediği bir anda bırakılmak, ‘hayat güvenli değil’ duygusu oluşturuyor çocukta. Hatta biz çalışan annelerde sabah eve giderken çocukla vedalaşarak gitmesini söylüyoruz. Kaçarak giderse anneye karşı güven zayıflar akşam geldiği zaman da çocuk onu telafi etmeye çalışıyor. Ayrılırken hatta bazı uzun ayrılıklarda helalleşmek vedalaşmak, bağlanmayı güçlendirir ve ‘güvenli bağlanma’ olur. Diğer türlü ‘kaçıngan/kaygılı bağlanma’ oluyor kişi güvende hissedemiyor.” dedi.
“Depremi fırsata çevirerek okullarda ders çıkarıcı eğitimler verilebilir”
Deprem afetini fırsata çevirmek gerektiğini vurgulayan Tarhan, çok uzun olmamak kaydıyla okullarda bu konuda ders çıkarıcı eğitimlerin verilebileceğini aktardı. Tarhan; “Aslında bu deprem afetini çocuklar için, okullar aracılığıyla bir fırsata çevirmek mümkün. Depremde acı çekildi Türkiye’nin o bölgesinde büyük bir acı var, o acı sanki bizim acımız gibi hepimiz hissediyoruz bunu. Oradaki acil durumu toparlarken çocuklara ilkokullara, ortaokullara, liselere ilk ders deprem dersi verilecek. İyi bir düşünce ama her gün bunu konuşmamak gerekiyor. Burada yapılacak şey ilk gün yapıp daha sonra normalleşmeye devam ettirmek ve o ilk konuşmada da ders çıkarabilmek, bu bize ne öğretti diye de muhakkak çalışmak gerekiyor. Buna ‘geliştiren travma’ diyoruz. Bir travma, bir hayat olayı, kaçınılamayacak bir şey yaşanıyor. Böyle bir olay bize ne öğretti diye düşünebilmek geliştiren travma oluyor. Bu travma sonrası büyüme, olgunlaşma ölçekleri vardır. ‘Artık arkadaşlarıma, eşime daha iyi davranıyorum, hayatta birçok sahip olduğum şeyin değerini anlamaya başladım’ gibi sonuçlar vardır orada bu gibi afetler kişinin fark etmesini sağlıyor, hayatına daha çok anlam katıyor. Bencil, çıkarcı olan kimse böyle durumlarda daha paylaşımcı oluyor.” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)