KÜGEMER tarafından “GSH Talks” etkinliği düzenlendi!

Üsküdar Üniversitesi, Küreselleşme ve Gençlik Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜGEMER) tarafından “GSH Talks” etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Sosyal Hizmetler bölümünden Prof. Dr. Abdullah Karatay, Dr. Öğr. Üyesi Abdülhakim Beki, Dr. Öğr. Üyesi Yüksel Bekaroğlu Doğan ve Dr. Öğretim Üyesi Melike Boztilki konuşmacı olarak yer aldı. Çarşı Yerleşke Emir Nebi Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinlik öğrenciler tarafından yoğun ilgi ile takip edildi.


Etkinlikte Dr. Öğr. Üyesi Abdülhakim Beki, “Manevi Sosyal Hizmet” başlığında dikkat çekici açıklamalarda bulunurken; Prof. Dr. Abdullah Karatay, “Sokakta Çalışan Çocuklar” başlıklı sunumuyla katılımcılara seslendi. Programın devamında Dr. Öğretim Üyesi Melike Boztilki “Yetişkinliğe Giriş: Hedef Belirleme, Odaklanma ve Motivasyon” başlıklı konuşma gerçekleştirdi. Son konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Yüksel Bekaroğlu Doğan ise “Metropolde Evsizlik” konusu ile son dönemlerde artan evsizlik sorunu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Yüksel Bekaroğlu Doğan: “Evsizlik inşa edilen bir şey”

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yüksel Bekaroğlu Doğan; “Türkiye’de ve İstanbul’da evsizlik ilgi çeken bir konu değil. Kışın bir evsiz bir köşede donarak ölmüşse işte sansasyonel bir haber oluyor. Bu haberin akabinde konu ile ilgili sorumlu olabilecek kişiler sahneye çıkıyorlar, bir şeyler söylüyorlar belli önlemler alıyorlar, bir bakıyorsunuz olay sadece donarak ölen bir evsiz olmasın şeklinde oluyor. Neden? Çünkü vatandaşın tepkisi sadece bu duruma yönelik. Vatandaşı yerel yönetim olarak düşündüğümüzde seçimle başa gelen bir yönetim, nasıl olsa dört yıl sonra bir seçim olacak. Dolaysıyla yerel yönetimlerde, ‘siyasi olarak vereceğimiz yanıt insanları tatmin etmesi için yeterli’ şeklinde bir bakış açısı var. Evsizlik inşa edilen bir şey. Bugün İstanbul’da evsizliği tecrübe eden insanlar, İstanbul’un yerel yapısal şartları, İstanbul’un onlara sunmuş olduğu politikalar, İstanbul’un sosyolojisi, İstanbul’un ekonomisi çerçevesinde bu evsizliği deneyimliyorlar. Dolaysıyla evsizlik dediğimiz belli bir dönemde donmuş, sabit kaldığımız bir olgu değil. Tüm çevresel değişikler ile beraber bir evsizlikten bahsediyorum.” dedi.

Prof. Dr. Abdullah Karatay: “Çocukların bir kısmı size zarar verici role girebilir”

Çocuk kavramını farklı bir perspektiften ele alan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abdullah Karatay; “Sokakta çalışan çocuk kimdir? Hayatınızda ve tecrübelerinize eşlik eden şahıslardan bazıları bir şey satıyor, kimisi dileniyor, bir kısmı sadece yardım istiyor, hizmet almak istiyor belki seninle konuşmak istiyor. Bir homojen insan grubundan bahsetmediğimiz kesin. Belki homojenleştirme eğilimi insan zihninin çok temel bir özelliğidir. Böyle bir yanımız var. Bizler konformist varlıklarız. Hemen adını koymak, tespit etmek ve bitirmek istiyoruz. Genel eğilim bu. Hemen genelleştirmek, homojenleştirmek ama anlatımlarınız yan yana gelince acayip bir çeşitlilikte insan kitlesiyle karşılaşıyoruz. Çocuk işçiliği ve sokak çocukları arasında bir ara kategori durumunda. Neden bu şekilde? Çünkü sokaktaki çocuğun var oluş tarzlarından biri, kendisinin tıpkı bir yetişkinin emek harcayarak gelir elde etmesine benzer bir tarzdaki varlığına benzemektedir. Bunun yanı sıra bir kısmı dilenmeye, bizim duygularımızı sömürmeye, zorlamaya ya da tehdide başvuruyor. Çünkü çocukluk sadece masumiyet imgesi üzerinden anlaşılacak bir şey değildir. Bütün çocuklar güzeldir, hoştur diyemeyiz. Çocukların bir kısmı size zarar verici role girebilir, dolasıyla karmaşık ve heterojen bir yapıyla karşı karşıya olduğumuz kesin.” ifadelerini kullandı.

Dr. Öğr. Üyesi Abdülhakim Beki: “İnsanın manevi boyutunu görmezden gelerek yeterli başarı elde edemezsiniz”

Tıbbi tedavilerde manevi boyutun önemini vurgulayan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Abdülhakim Beki; “Maneviyat ve manevi sosyal hizmet denildiğinde ne anlıyorsunuz? Pozitif psikoloji içerisinde son dönemlerde çok yaygın çalışmalar var. Aslında pozitif psikolojinin bir diğer adı maneviyat psikolojisi çünkü siz biyopsikososyal ve manevi bir varlık olan insanın, manevi boyutunu görmezden gelerek tedavi etmeye çalışırsanız yeterli başarı elde edemezsiniz. Onkoloji hastası doktora gider, teşhisi konulur ve ameliyatı yapılır. Bunun yanı sıra kemoterapi alınır, radyoterapi alınır ama yeterli bir davranış biçimi değildir. Çünkü işin manevi boyutu mutlaka olması gerekiyor. Tüm dünyada var olan boyut, bizde maalesef istihdam alanı olarak oluşturulmamış. Onsuz düşündüğünüz zaman psikolojik terapi yapabilirsiniz fakat maneviyatın içinde olmadığı pozitivist anlayışla psikolojik terapi yeterli bir mekanizma değildir. Sadece insanın karnını doyurmak, sosyo-ekonomik destek sağlamak, sosyalleşmesini sağlamak suretiyle tedaviyi sağlayamazsınız. Bunları bir bütün olarak dört ayak üzerinde bina inşa ederseniz, o sosyal hizmete ciddi bir katkı sağlamış olursunuz.” şeklinde konuştu.

Etkinlik sonunda yapılan çekilişte üç öğrenciye kitap hediye edildi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)