Pandemi kadına yönelik şiddeti arttırdı?

Üsküdar Üniversitesi İnsan Hakları Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından zoom üzerinden 10 Aralık Uluslararası İnsan Hakları Günü ‘A konulu bilgilendirme konferansı gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi İnsan Hakları Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İHAMER) Müdürü Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı’nın gerçekleştirdiği konferansa TİHEK İnsan Hakları ve Eşitlik Uzmanı Yardımcısı Pınar Kaçan konuşmacı olarak katılım sağladı. Kaçan, pandemide kadına yönelik şiddetin arttığını söyledi.

Pınar Kaçan: “Kadın hakları konusu uygar dünyayı meşgul eden en önemli sorulardandır”

Kadın hakları konusunda bilgilendirmelerde bulunan TİHEK İnsan Hakları ve Eşitlik Uzmanı Yardımcısı Pınar Kaçan; “Kadının insan hakları, kadınların erkeklerle eşit bir biçimde tüm temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını, toplumsal hayata eşit katılımını ve cinsiyete dayalı ayrımcılığım ortadan kaldırılmasını amaçlayan temel insan hakları olarak kabul görmektedir. Kadın hakları konusu, insan hakları konusuna bağlı, onun gelişimini takip eden ve uygar dünyayı meşgul eden en önemli sorulardandır. Kadınların talep ettiği birçok hak aslında kadınlara özgü ayrıcalıklı haklar değil; erkek-kadın her insanın doğuştan sahip olması gereken haklardır. Kadının insan hakları, birinci kuşak hakları olarak bilinen kişisel ve siyasi haklarla birlikte; ikinci kuşak haklar olarak bilinen ve özel alanla da ilgili olan ve kadınların hayatlarında önemli bir yer tutan ekonomik, sosyal ve kültürel hakları kapsamaktadır. Cinsiyete dayalı eşitsizliğin ve ayrımcılığın yaşamın her alanında belirgin bir biçimde sürmesi kadın hakları kavramını doğurmuştur.” şeklinde konuştu.

Anayasa Madde 10 hakkında bilgilendirmelerde bulundu

Pınar Kaçan, Anayasa Madde 10’a dikkat çekti. Kaçan; “Herkes dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar, özlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” dedi.

“Ayrımcılık ve kadın hakları, insan hakları sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır”

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kadınlara atfedilen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününden bahseden Pınar Kaçan; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tarihsel referansını 8 Mart 1857’den almaktadır ancak bu önemli gün, büyük bir tarihsel gecikmeyle referans aldığı tarihten 120 yıl kadar sonra Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kadınlara atfedilen bir gün olarak belirlenebilmiştir. BM her yıl, kadın hakları da dahil olmak üzere belirli bir tema üzerinden insan haklarına ilişkin yeni bir alan belirlemektedir. BM, bu yılın Dünya Kadınlar Günü’nün temasına ‘Sürdürülebilir bir yarın için bugün cinsiyet eşitliği’ olarak belirlemiştir. Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Kuruluşu’na (UNWomen) göre cinsiyet eşitliği; kadınlar ve erkekler ile kız ve erkek çocuklarının eşit hak, sorumluluk ve fırsatlara sahip olmasını ifade etmektedir. Ayrımcılık ve kadın hakları, insan hakları sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Pandemi kadına yönelik şiddeti arttırdı”

Pınar Kaçan, pandemi döneminde evde sosyal izolasyonun psikolojik etkisi ve yardıma ulaşmanın zorlaşması nedenleriyle kadına karşı şiddet vakalarının arttığı konusuna dikkat çekti. Kaçan; “Dünyada giderek artan düzeyde kadına yönelik şiddet olgusu, ‘toplum sağlığı sorunu’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadına yönelik şiddet, en yaygın kadın hakları ihlallerinin başında gelmektedir. Pandemi, kadına yönelik şiddeti de arttırmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2021 yılında yayımlanan ‘Kadına Yönelik Şiddet Yaygınlık Tahminleri 2018’ raporuna göre neredeyse her 3 kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez fiziksel ya da cinsel şiddet biçimlerinden birini veya her ikisini yaşamaktadır. Çalışmalar, dünyada pandemi döneminde evde sosyal izolasyonun psikolojik etkisi ve yardıma ulaşmanın zorlaşması nedenleriyle kadına karşı şiddet vakalarının arttığını da göstermektedir. İçişleri Bakanlığının verilerine göre ise 2020’de 268 kadın, 2021 yılında ise 307 kadın kadına şiddet nedeniyle yaşamını yitirmiştir.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı: “Kadına şiddet olaylarının daha yüksek bir oranda olduğunu görüyoruz”

Üsküdar Üniversitesi İHAMER Müdürü Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı; “Son dönemlerde dünyamızda hak ve kullanımların arasında kadınlar aleyhinde bir ayrım olduğunu görüyoruz. Bu ayrımcılık ne yazık ki değişik alanlarda devam etmektedir. Siyasal, sosyal yaşamda var olan aynı zamanda kadın-erkek herkesi ilgilendiren ancak bölgesel ve küresel istatistiklere baktığımızda ne yazık ki kadına şiddet olaylarının daha yüksek bir oranda olduğunu görüyoruz.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)