Prof. Dr. Nevzat Tarhan Viyana’daki din görevlileriyle buluştu

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Avusturya İslam Topluluğu (İGGÜ) tarafından İmam ve Din Görevlilerine yönelik kurum içi ileri eğitim seminerinde konuşmacı olarak yer aldı. Online düzenlenen etkinlikte Tarhan, “Günümüz Dünyasında Cinsel Eğilimler” başlığı altında değerlendirmelerde bulundu.

“Kadın üzerine Batı temelli bir proje başlatıldı”

Batı’daki cinsiyet eşitliği fikirleri hakkında “Kadın Psikolojisi” eserinde İslami bakış açısı ve Anadolu kültürü bağlamında değerlendirmelerde bulunduğunu aktaran Tarhan, kadın üzerine bir proje başlatıldığına dikkat çekti. Tarhan; “Cinsel, cinsiyet eşitliği ideolojisi olduğunu 2003 yılında fark ettim. 2003 yılında New York Camisinde bir kadın imamlık yaptı. Bunun üzerine tam 11 Eylül olmuş, Afganistan planları yapılıyor ve bu arada New York’ da bir camide kadın, bir imam çıkıyor ve cemaate namaz kıldırıyor. Bu hiç alışılmış bir şey değil ve bütün dünyaya servis edildi bu haber. Ben onun üzerine dedim ki, kadın üzerine bir proje var. Yani şimdi İslam dünyasına kadın üzerinde bir operasyon planlanıyor bunun ön işareti dedim. Bizim inanç sistemimize, kültürümüze kadın – erkek cinsiyet farklılıklarını, psikolojik farklılıklar, biyolojik farklılıklar, erkek fıtratlarının farklı olduğunu, biyolojik doğanın, psikolojik doğanın farklı olduğu ile ilgili dinsel kanıtlarla ‘Kadın Psikolojisi’ kitabını yazdım. Şu anda da sordum, o zamandan beri ben neredeyse 100 baskı, baya bir satışı var. Nerelerde kullanılıyor, araştırır mısınız diye sordum yayınevine, Diyanetin Aile İrşat büroları çok tavsiye ediyormuş diye dönüş yaptılar. Hedefe ulaştık dedim o zaman ben de. Şu anda çünkü kadın – erkek eşitliği ideolojisi var, küresel ideoloji, küresel sermaye bunu yapıyor.” dedi.

“Kadın- erkek beyni farklı çalışıyor”

San Francisco’ya gitmiştim, COVID’ den önceki bir toplantıya. Beyin haritalama toplantısıydı. Orada toplantıda Türkiye’de homofobi var, bununla ilgili çok söylem geliyor dedim. Eşcinsellik nefreti var, eşcinselliği düşman gibi görmek tarzı… Bu da sağlıklı değil, burada nasıl dedim homofobiye yaklaşım. Dediler ki ne homofobi, burada heterofobi var. İlk defa duydum o zaman heterofobi. Heterofobi evliliğe karşı çıkma, evlilikten nefret etme. Buradan hareketle biz ne yaptık, kadın ve erkek beyni farklı çalışır mesela. Sol beyin mantık, muhakeme, analiz, konuşma gibi sağ beyin duygular, heyecanlar, müzik, sanat ile ilgili biyolojik olarak, bu kanıtlanmış bir bilgi. Bunu ilk sunduğumda 2000’li yılların başlarında Cerrahpaşa’da bir aşk konusunda bir toplantıya çağırdılar. Ben bu sunumu yaptım, kadın doğumcunun biri itiraz etti dedi ki, ya saçma böyle bir şey olmaz dedi. Doktor, bunu söyleyen tıpçı Cerrahpaşa’da. Ben güldüm, ben kanıta dayalı konuşuyorum beyefendi dedim. Biraz literatüre iyi bakarsanız görürüsünüz dedim. Sonradan zaten kanıtlar çok arttı. Sol beyin mantık, sağ beyin, eril beyin, dişil beyin ama erkek ve dişi büyüdükçe ön beyin var önümüzdeki o frontal lob. Frontallob olmasa medeniyet olmazdı zaten. Erkeklerde mantık ön plandayken, kadında duygu ön planda, ön beyin ikisini dengeliyor. Mantık ve duygu arasında denge sağlıyor. Mantık çok yüksek, duygu ezikse kişi mesela takıntı hastası oluyor, duygularını bastırıyor eziyor. Sağ beyin aşırı çalışıyor, sol beyin mantıksal beyin çalışmıyorsa kişi maniye giriyor, önüne gelene aşık oluyor, ilgi gösterene aşık oluyor. Bunlar beynin kimyası ile ilgili durumlar. Sonuçta bunlar beyin faaliyeti, kadın erkek beyinde farklı çalışıyor, bunu vurgulamak istedim.” dedi.

“Cinsel özgürlük yaşının düşürülmesi fikri var”

Hollanda’da cinsel özgürlük yaşını 12’ye indirmek için yasa teklifi verildiğini aktaran Tarhan; “Batı’da cinsel pedofiliyi bir nevi teşvik ediyorlar. Bakın pedofili cinsel özgürlük yaşını 12 yaşında indirmek gibi fikirleri var. Hatta 9 yaşımda insin diyenler bile vardı. Yani düşün cinsel özgürlük yaşı bu. Bu işin bir başka kısmıdır. Yani özgürlüğün sorumsuz, sınırsız bir şekilde teşviki var. Japonya’da samuraylar var biliyorsunuz tam bir savaşçılar samuray kılıcı var. Tam maskulen erkek tipler. Fakat onların bir kültürü varmış ilginçtir ki, cinselliğe sadece kendi aralarında erkek erkeği yaşıyorlar. Sadece çocuk olacağı zaman eşlerin yanına gidiyorlar. Bu işte cinsel yönelimdir. Kişi biyolojik cinsiyet olarak cinsel kimlik olarak da erkektir. Ama cinsel yönelim olarak kendi cinsiyle cinsel ihtiyaçlarını giderir. Eşcinsellik budur ama Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yaptığı psikiyatrinin kapsamı dışındadır dediği bu cinsel yönelimdir ve gerçekten psikiyatrinin kapsamı dışındadır sosyal bir konudur, sosyal bir olaydır.” ifadelerini kullandı.

“Bilime göre üçüncü cinsel kimlik yoktur”

Üçüncü bir cinsel kimliğin bilimsel, genetik temeli olmadığını ifade eden Tarhan; “Bilime göre üçüncü cinsel kimlik yoktur nokta. Homoseksüelle transseksüelliği kesinlikle ayırmak lazım çünkü kişi transseksüel olabilir ama bunu bir ideoloji olarak savunmuyorsa ve tercih ediyorsa ona saygı duymak lazım ama bunu bir ideoloji ve doğru olarak savunuyorsa karşıt görüşmeleri söylemek vebaldir. Üçüncü bir cinsel kimliğin bilimsel kanıtı yok genetik temeli yok.” şeklinde konuştu.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)