“Haber Yayıncılığının Dünü ve Bugünü” konuşuldu
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından “Haber Yayıncılığının Dünü ve Bugünü” etkinliği gerçekleştirildi. Güney yerleşke eğitim stüdyosunda gerçekleştirilen etkinliğe konuk olarak TRT Spikeri Feryal Ardal katılım sağladı.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından Üniversite Kültürü dersi kapsamında gerçekleştirilen “Haber Yayıncılığının Dünü ve Bugünü” konusu öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü.
“Haberde tarafsızlık çok önemlidir”
Olay yerinden anons çekmenin habere bir dinamizm kattığından bahseden TRT Spikeri Feryal Ardal; “Haberde tarafsızlık çok önemlidir. Biz taraf olup da onu destekliyormuş gibi yansıtmıyoruz, işte şunu iddia etti diyoruz. Bu sizin de başınızın ağrımasını engeller. Çünkü diğer türlü taraf olursunuz, tarafsızlık çok önemli. Üslup haberde çok önemlidir. Mesela günlük hayatın içerisinden bile bir şeyi nasıl söylediğiniz çok önemli. Her şeyi söylerseniz ama nasıl söylediğiniz önemli. Olay yerinden anons çekmenizi öneriyorum çünkü onu yaptığınızı televizyonda herkes görüyor. Anonsuz bir haber, tamam belki altta yazıyor adınız, kameraman, muhabir ama hemencecik geçiyor. Ama siz haberin içine bir anons çektiğinizde, bir cümle hem siz görünüyorsunuz anneniz babanız seyrediyor mutlu oluyor televizyonda sizi görenler, izleyici de haberin kime ait olduğunu görüyor. Tanınıyorsunuz, yüzünüz tanınıyor, bilinir hale geliyorsunuz. Habere de bir dinamizm katıyor. Anons çok önemli. İlgi çekici, kısa ve nettir.” şeklinde konuştu.
“Konunun uzmanı olsa bile akıcı bir şekilde anlatmalıdır”
Konuğun herkesin anlayacağı şekilde ve anlaşılır bir dilde konuşmasının yayıncı için çok önemli olduğu konusuna değinen Ardal; “Zaman zaman programlara konuk çağırıyoruz, röportaj yapıyoruz. İstediği kadar konunun uzmanı olsun, çok şey biliyor olsun eğer o bildiklerini herkesin anlayacağı şekilde, anlaşılır bir dilde, akıcı bir şekilde anlatamıyorsa, o konuğu mecbur kalmadıkça yayına almamanızı tavsiye ederim. Eğer o konuğun ağzından sözü kerpetenle sökmeye çalışıyorsanız yayıncı için bu çok zor bir şey. Tabi ki yayıncıya da birtakım görevler düşüyor. Röportaj tekniklerine hâkim olmak, kapalı soru sormamak, açık soru soracağız. Sorduğumuz sorunun cevabı evet veya hayır olmamalı. Kısacık bir cevap verip, bir cümle ile durduğunda yayıncı çok zor bir durumda kalıyor. Yayıncı soru sorduğu ile kalıyor.” dedi.
“Heyecan insana hiçbir şey kazandırmaz, kaybettirir”
Uzun metinleri okurken diyaframı kullanmanın önemli olduğundan bahseden Ardal; “Bazen başka üniversitelerde heyecanımızı nasıl yeneriz diye soruyorlar. Karşınızda kamera var, kimse yok, bakıyorsunuz konuşuyorsunuz, mikrofonunuzla yavaş şekilde konuşuyorsunuz, güzel güzel konuşuyorsunuz. Şu kadar milyon insan beni dinliyor, beni izliyor gibi bir düşünceye kapılmayın. Heyecan insana hiçbir şey kazandırmaz, kaybettirir. Her zaman içimizde küçük bir heyecan kırıntısı olacak, o olmazsa mesleğe duyulan aşk, sevgi, saygı zaten kaybolur. Nefes alma önemli, nefes alma teknikleri olsun, diyafram nefesi, göğüs nefesi işte kafa sesi, göğüs sesi diye ayırıyoruz. Uzun metinleri okurken diyaframı kullanmak bizi çok rahatlatıyor. Haber okuyorsanız ama program sunuyorsanız hiç öyle değil. Çünkü bir soru soruyoruz kısacık girizgâh yapıyoruz konuyu konuşuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Etkinlik, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)