Türkiye dünya dış politikasında en önemli aktör mü olacak?
Üsküdar Üniversitesi Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Çok Kutupluluğa Doğru Şanghay İşbirliği Örgütü ve Orta Doğu” adlı etkinlik düzenlendi. Çevrimiçi gerçekleşen programa Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Okan Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson, Sankt Petersburg Üniversitesi Rus Evi Başkanı Doç. Dr. Aleksandr Anatollyevich Sotniçenko ve ORSAM (Ortadoğu Araştırmaları Merkezi) Ortadoğu Uzmanı Dr. İsmail Sarı katılım sağladı. Programda, ülkeler arası ilişkilerin geleceğinden dikkat çekildi. Dünyanın ekonomik güç dengesi doğuya kaydığına dikkat çeken Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Türkiye’nin Dünya dış politikasında en önemli aktör olacağının da altını çizdi.
Moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi PPM (Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdür Yardımcısı siyaset bilimci Güler Kalay’ın yaptığı programda Şanghay İş birliği Örgütü ve Ortadoğu kapsamlı bir şekilde konuşuldu.
Doç. Dr. Aleksandr Anatollyevich Sotniçenko: “Türkiye- İran, Türkiye- Çin ilişkileri çözülebilir”
Programın açılış konuşmasını Sankt Petersburg Üniversitesi Rus Evi Başkanı Doç Dr. Aleksandr Anatollyevich Sotniçenko yaptı. Şanghay İş birliği Örgütü ile ilgili bilgilendirmelerde bulunan Sotniçenko konuşmasında; “Şanghay örgütü hakkında birkaç söz söylemek istiyorum. Şangay örgütü 2001’ de başlamıştır. Burada Çin, Rusya, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan bulunuyor. 2017’de Hindistan, Pakistan katıldı. 2022 yılında İran’da üye oldu. Türkiye ise gözlemci olarak katıldı. Bu Örgüt NATO gibi askeri bir örgüt değildir. Aramızda hiçbir anlaşma yoktur. Çin, Rusya, Pakistan, Hindistan ve başka ülkeler arasında hiçbir askeri anlaşması görülmüyor. Daha çok Ortadoğu problemleri, İran ve batı arasındaki ilişkiler hakkında burada daha önemli oluyor. Türkiye NATO üyesi olduğu için Şanghay iş birliği organizasyonunda birkaç hedefi vardır. En önemlisi Avrasya Türklerle daha yakın ilişkiler kurmak için Rusya ile Türkiye olarak, Batı ile Rusya arasında olmak istemesidir. Türkiye- İran, Türkiye-Çin arasında problemler çözülebilir.” ifadelerini kullandı.
Dr. İsmail Sarı: “Rusya ve Çin iş birliği, Şangay etrafında şekilleniyor”
Şanghay İş birliği Örgütünün yapısından bahseden ORSAM (Ortadoğu Araştırmaları Merkezi) Ortadoğu Uzmanı Dr. İsmail Sarı; “Şangay İş birliği Örgütü statik bir örgüt değil. Aslında Rusya ve Çin’in bu örgüte yüklediği mana ile örgütün üyelerinin yüklediği mana arasında birtakım farklar var. Özellikle ABD’nin Ukrayna’daki tavrı nedeni ile Rusya ve Çin’in iş birliği arayışı var. Bu iki ülkenin iş birliği, Şanghay İş birliği Örgütü etrafında şekilleniyor. Her zirve sonrası Şanghay İş birliği Örgütü’nün yavaş yavaş farklı bir yapıya doğru gittiğini ifade edebiliriz. Artık Çin-ABD rekabetinin sertleşmesi nedeni ile Ukrayna savaşı ile beraber bu örgüte, Rusya ve Çin’in yüklediği anlam var. Burada Batı ile ilişkileri iyi olan üyelerde söz konusu. Özellikle Hindistan’ın ABD ile ilişkileri hızla gelişiyor. Aynı şekilde Kazakistan’ın Batı ile ilişkileri söz konusu. Birde örgüt içi çekişmeler söz konusu. Herkesin uyum içinde olduğunu söylemek çok doğru değil. En başta Rusya-Çin çekişmesi var, Pakistan-Hindistan arasında problemler söz konusu. İş birliği Örgütünün statik bir örgüt olarak düşünüp, onun üzerinden tanımlamalar yapmak çok doğru değil.” şeklinde konuştu.
“Rusya-Çin yakınlaşması ABD için en büyük kâbus”
Konuşmasına Rusya-Çin yakınlaşmasından bahsederek devam eden Sarı; “Rusya-Çin yakınlaşması, ABD için en büyük kâbus. Son dönemde Ukrayna savaşı ve Tayvan meselesi ile bu iki gücün yaklaşmaya başladığını görüyoruz. Bu nedenle ABD bunu engellemek için önlemler almaya çalışacaktır. Çin’in Kuşak-Yol Projesi’nin geçtiği coğrafyada, özellikle Hint-Pasifik Bölgesinde hızla yayılan renkli devrimler ve darbeler görüyoruz. ABD de bu bölgede birtakım aktiviteler yürütüyor. Sadece Şanghay İş birliği Örgütü’nün kendi içerisinde barışçıl bir ekonomik alan olarak yükseldiği bir yer değil. ABD’de 2001’den beri Şangay İş birliği Örgütünü, kendisine bir meydan okuma olarak algılıyor ve Şanghay İş birliği Örgütündeki ülkeleri istikrarsızlaştırmaya yönelik hamleler söz konusudur.” dedi.
“İran’da Pantürkizm korkusu söz konusu”
Dr. İsmail Sarı, Çin’in Ortadoğu ile olan ilişkilerine değindi. Sarı; “Çin’in Ortadoğu ile ilişkileri önem arz ediyor. ABD Ortadoğu’yu boşaltmaya başladığında güç boşluğunu Çin doldurabilir. İran, Şanghay İş birliği Örgütüne 2023’te tam üye olarak katılacak. İran, bunu Çin sayesinde başardı. Özellikle İran’ın ABD ile olan problemleri, Çin-ABD arasındaki rekabetin sertleşmesi ve Biden yönetiminin yeni bir soğuk savaştan bahsetmesi, Çin’in bir şekilde önlem alması kararını gözler önüne seriyor. İran, 2. Karabağ savaşından beri, Türkiye’nin kendisini çevrelediğini düşünüyor. Özellikle Suriye ve Irak’tan sonra Kafkasya’ya yerleşen Türklerin, İran’ı çevrelediği düşüncesi söz konusu ve İran’da ciddi anlamda Pantürkizm korkusu söz konusu. Türkiye’yi son dönemde yükselen bir tehdit olarak algılayan İran’ın, bölgede güçlenmesi ve Türk Cumhuriyetleri ile kara bağlantısının bir şekilde sağlanması kendi çıkarına uymuyor ve çok sert tepkiler veriyor.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Dünyanın ekonomik güç dengesi doğuya kayıyor”
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan ekonomik ve politik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Arslan; “Ekonomi, politik ile ilgili paralel olarak, Türkiye’nin Çin, Rusya ya da İran algısı ya da Rusya’nın Türkiye, İran, Çin algısı aynı şekilde Çin’in Türkiye, Rusya algısı önümüzdeki dönemde çok radikal bir şekilde değişecek. Aslında son 500 yıldır, dünya ekonomik ilişkilerinde olmayan bir şey oluyor. Dünyanın ekonomik bir güç dengesi doğuya kayıyor. Son 500 yıldır Dünya tarihinde ilk defa olan şey bunun başını bir Avrupalı, batılı güç çekmiyor. Doğulu bir güç çekiyor. Çin ise bunun merkezindedir.” şeklinde konuştu.
“Türkiye Dünya dış politikasında en önemli aktör olacak”
Türkiye ile Çin ilişkileri konusundan bahseden Prof. Dr. Havva Kök Arslan; “Çin Türkiye’yi kuşak yol projesinde önemli bir güzergâh olarak koymuş ve Türkiye’ye yakın kadrajda incelemektedir. Türkiye’nin gücü ve zafiyetlerini ciddi bir şekilde inceliyor ve ona göre davranmaya çalışıyor. Tabi Türkiye’nin tepkisine bakarak ilerleme çalışıyor. Türkiye’nin batıdan uzaklaşması ve Şangay iş birliği örgütüne ilgi duyması da aslında Çin’in dikkatle not ettiği bir noktadır. Ticari anlamda iş birliğimiz çok istenen düzeyde değil ama özellikle Çin savunma alanında Türkiye ile yakın iş birliğine girmek istiyor. Türkiye bu konuda geride duruyor. Türkiye, Çin başta olmak üzere dünya dış politikasında en önemli aktör olacak diye düşünüyoruz.” dedi.
Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson: “Dünyada Jeopolitik bir kırılma var”
Okan Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson, çok kutupluluğa doğru evirilmek istenen uluslararası ilişkilerin, özellikle Orta Doğunun bu durumdan nasıl etkileneceğiyle ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson; “Güneydoğu Asya da bütün gelişmelerin Doğu Asya da veya Orta Asya da değil Güney Doğu Asya da çok önemli gelişmeler var. Sadece Tayvan’daki ülkeler değil orada diğer bölgeye de dikkatle bakmak gerekir. Dolayısıyla bu gelişmelere paralel Türkiye’nin üyeliği çok önemlidir. Dünyada Jeopolitik bir kırılma var ve yeni bir güvenlik anlayışı oluşturulmaya çalışılıyor ve merkezdeki güç boşluğunu da kimlerle doldurulacağı ile ilgili de aslında Yeni Batı Yeni Roma ve Hun İmparatorluğu ve Moğol İmparatorluğu çekişmesi savaşı gibi görüyorum. Bu çok kutupluluk yeni bir soğuk barış ve bu önümüzdeki 2 ay içinde de özellikle turnusol kâğıdına dönüştü. Ukrayna’daki gelişmelerin ve dozajının şiddetinin üzülerek artacağını da öngörebiliriz. Çünkü savaşta seferberlik ilan etti Putin ve bu bölgeyi de sadece kuzeyimizi değil bütün Dünyadaki dengeleri de değiştirecek gelişmeler 2 ay içinde de olayın şekil akışına girmeden netleşir.” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)