Dijitalleşmenin Felsefi, Sosyolojik ve Psikolojik İzdüşümleri

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ve Sosyoloji Kulübü tarafından “Dijitalleşmenin Felsefi, Sosyolojik ve Psikolojik İzdüşümleri adlı bir etkinlik düzenlendi. 26.05.2022 Perşembe günü Üsküdar Üniversitesi Güney Yerleşke Sokrates Salonunda gerçekleşen etkinliğe İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Veysel Bozkurt, Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şevki Işıklı ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Dağ konuşmacı olarak katıldı. 

Doç. Dr. Ahmet Dağ: “Çok farklı bir düzlemle karşı karşıyayız

Sosyologların ve filozofların dünyayı anlamaya çalıştığı bir dönemle karşı karşıyayız diyen Dağ; “sosyologların ve filozofların kuramları ve yaklaşımları bu dünyayı anlamakta yeterli olmadığımız anlamına geliyor. Sosyolog ve felsefecilerin yazdıklarını ve anlattıklarını bilmek zorundayız. Çünkü çok farklı bir düzlemle karşı karşıyayız. Hegel’in ifade ettiği gibi, her varlık çağının ruhuyla meşgul olmalı, çağının varlığını anlamalı. Fakat anlamak da yetmiyor. Bu yetersizliği simülasyon dediğimiz şeyin sofistik tartışmalarına kadar götürülebiliriz. Tabii tarihsel düzlem üzerinde kitle iletişim araçlarının ön plana çıkmasıyla birlikte insanlığın doğasının aynı olduğunu zannediyoruz. Oysa özellikle 17.yy’daki insan doğasına bakış ve tanrıya bakış düzlemi tamamen değişiktir. Süreç içerisinde varlık doğasının matematiksel bir düzlemle anlaşılmaya başlandığı görülmektedir. 18.yy. toplumsallaşmanın yaygınlaştığı bir dönemken 19.yy. mekanikleşme ve artık sanayileşmeye doğru giden bir düzlem ortaya çıkarmıştır. 20.yy.’dan itibaren ise teknolojik bir süreçle karşı karşıya kaldık. Bu noktada başta televizyon ve radyo gibi enstrümanların toplumsal hayata dahil olması ve ardından internet kullanımının yaygınlaşması son derece açıklayıcıdır. Öyle ki 2005’ten sonra sosyal medya gerçeğiyle karşı karşıya kalarak daha çok bilgilendiğimiz bir süreç başlamıştır. Web 1.0 dediğimiz düzlem, bizim bilgilendiğimiz bir süreçtir ve  Web 2.0 dediğimiz düzlem ise karşılıklı etkilenme ya da etkileşimde bulunma süreci olarak gelişmiştir. İşte Facebook, İnstagram, Twitter ve birçok sosyal medya uygulamaları bizi bu noktada yeni bir şekilde var kılmıştır.” dedi.

Doç Dr. Şevki Işıklı: “Sosyal alanda da teknoloji bizim ihtiyacımızı karşılıyor

Teknokültürel ve teknoformik bakış açısı birçok kişi tarafından paylaşılıyor diyen Işıklı; “Teknolojinin kullanımı ve tasarımı, diğer teknolojik materyallerin tasarımı ve etkileşim şebekelerinin tasarımı aşamasından maddi hayatın tümünü etkileyen bir aşamaya kadar belirleyicidir. Sosyal alanda da teknoloji, bizim ihtiyacımızı karşılıyor ve hayatın her alanını domine ediyor. Teknolojik çağ ve dijital çağ; avcı toplayıcılık, yerleşiklik ve gelişmiş bilişim toplumu aşamalarından sonra ortaya çıkmıştır. Geldiğimiz bu çağın inşa ettiği toplumsallığın en önemli niteliği enformasyondur. Fakat enformasyon toplumu kavramı yanlış biliniyor. Zira enformasyon toplumu, bilişim toplumu olarak yanlış kullanılıyor. Bana göre, enformasyon toplumu, iletişim merkezli bir bilgi toplumu demektir. Bu yoğun iletişime dayalı bilgilenme sürecinin insan alışkanlıklarını, üretim, tüketim ve kanun zincirlerini ve diğer toplumsal kurumların dinsel ve kültürel kurallarını çok temelden değiştirdiğini görmek söz konusudur.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Veysel Bozkurt: “Bir kahraman ülkenin kaderini etkiler

“Geleceğe yönelik tahminde bulunmamız için çok dikkatli olmamız gerekiyor” diyen Bozkurt; “Bir kahraman ülkenin kaderini etkiler. Bir tane çivi çakmanın bir kahramanla dünyanın kaderini değiştirebildiği açıktır. Bu çerçevede toplumsalı açıklarken bütünlüklü bir bakış açısı geliştirmek çok önemlidir. Sunumun başında çalışmanın geleneği üzerine vurgu yapmam da bu nedenledir. Süreklilik ihtiva eden bir bakış açısıyla meseleye eğilmek gerekmektedir. Ben, 1992’de bilgi toplumu ile ilgili başlayan tartışmalara o dönem yazdığım doktora tezimle katılmıştım. 1994’te de bilgi toplumu üzerine olan bu tezimi bitirdim. Tezi başarıyla bitirdikten sonra kitap olarak bastırmak istedim ama başaramadım. Herkes bu konuyla uğraşmamdan dolayı bana çeşitli eleştiriler getirdi. Bugün bu eleştirilerin ne kadar asılsız olduğu ortaya çıktı. Felsefi alanda gelinen bu noktayı eleştirel bir süzgeçten geçirmek ve yeniden düşünerek tartışmak elbette ki işlevseldir. Ama işin bir de teknolojik boyutu olduğunu unutmamak gerekir. Teknolojik dönüşümü takip etmelisiniz. Toplumsal değişmeyi içselleştirmek için bu değişim sürecini takip etmek zorundayız. Bu takiple birlikte gelecek hakkında-olasılıklar üzerinden de olsa-konuşmayı ihmal etmemeliyiz. Yarın hangi dâhinin neyi icat edeceğini bilemesek de toplumsal değişmenin teknolojik yönü üzerine gelişen güncel ve geleceğe dair meselelere yoğunlaşmamız hayatidir” şeklinde konuştu.

Konferansın sonunda misafir akademisyenlere katılmalarından ve konuşmalarından ötürü teşekkür eden Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı bölüm olarak organize ettikleri uluslararası ve ulusal kongre ve konferanslarla dijital dönüşüm ile ortaya çıkan kültürün toplumsal yaşam üzerine etkilerini ele almaya çalıştıklarını dile getirdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)