Hayalhanem Üsküdar Üniversitesi’nde

Üsküdar Üniversitesi Çağın Vicdanı Kulübü ve Hayalhanem İlim ve Kültür Derneği tarafından gerçekleştirilen “İnsanın Yaratılış Gayesi” başlıklı programda Mehmet Yıldız konuşmacı olarak yer aldı.

Üsküdar Üniversitesi’nde gerçekleştirilen program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Çağın Vicdanı Kulüp Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Gamze Kağan’ın konuşması ile başladı.

Çağın Vicdanı Kulübü ve Hayalhanem İlim ve Kültür Derneği’nin tanıtım videosu izlendikten sonra Dr. Öğretim Üyesi Gamze Kağan, katılımcılara kulüp olarak gerçekleştirilen etkinliklerden bahsetti.

Mehmet Yıldız; “Perde arkasında ihtiyaçları karşılayan bir zat vardır”

Etkinliğe konuk olarak katılan Mehmet Yıldız, ihtiyaç felsefesine değinerek perde arkasında ihtiyaçları karşılayan bir zat olduğunu söyledi.

Mehmet Yıldız, şunları söyledi: “Gücü yetmeyen, hatta neye ihtiyacı olduğunu dahi bilmeyen bebeğin, gözünü açar açmaz bütün ihtiyaçları karşılanıyorsa, perde arkasında bütün ihtiyaçlarını karşılayan bir zat var demektir. Bebek benim yaşıma gelsin diyelim. Benim yaşıma geldiğinde bir insan ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu? Binde birini karşılayabiliyor. Yağmura ihtiyacın var, hadi yağdır bakalım. Güneşe ihtiyacın var, hadi doğur bakalım. Vücudunda 96 bin kilometrelik damar yollarını hadi taşı bakalım. Bunların hiçbirisi mümkün değil. Bunların her biri gücünün yetmediği yerden karşılanıyorsa, demek ki perde arkasında bu ihtiyaçları karşılayan bir zat vardır. Sıcaklığın, 60 derecenin üstüne çıkması halinde, bizim yaşamamız söz konusu değil. Nasıl oluyor da şu milimetrik hamleler, her seferinde bu kadar düzenli yapılabiliyor? Benim yaşamam için böyle bir şeye ihtiyacım var mı? Evet, var. Karşılanıyor mu? Evet. Benim gücüm yetiyor mu? Hayır. O zaman kim yapıyor bunu?”

Sevgi ve korku da benim ihtiyacım…

Konuşmasında Allah’ın, insanı en ince ihtiyaçlarına kadar tanıdığını dile getiren Mehmet Yıldız, “Dünyaya geliyoruz ve kainattaki menü tam bize göre. Elması, armudu, çiğ köftesi, tantunisi, lahmacunu. Bu kadar ince zevklerin karşılanması nasıl olabilir? Biz bir gün İsviçre’ye gittik. Orada adını söyleyemediğim meyveler getirdiler. Meyveleri yiyorum ama benim damak tadımın daha bunlarla tanışması yok. Daha önce hiç İsviçre’ye gitmeyen dilimden, İsviçre’deki lezzetlerin kodu var. Akılsız, şuursuz dilde, bunun kodlanması nasıl olur? Hem o rızkı verecek hem de o rızkın karşılığı lezzeti, barkod okuyacak bir dil verecek. ‘Yarabbi, bu kadar ince ihtiyaçlarıma kadar beni tanıyor musun? Madem en ince hissiyatlarıma kadar beni tanıyorsan, sen dururken ben kimle dertleşiyorum?’ deyip secdeye gitmez mi insan? Gitmiyorsa Allah’ı tanımamıştır. Görüyor musunuz iman meselesinin önemini?” diye konuştu.

Sadece eşyaya değil, duygulara da muhtacız

İnsanın sadece eşyaya değil, duygulara da muhtaç olduğunu ifade eden Mehmet Yıldız, “Ben sevmeye, korkmaya muhtacım değil mi? ‘Sevmek’ fiili olmasa biz dost olamayız, yan yana, beraber olamayız. ‘Korku’ duygusu olmasa ben hayatta kalamam. Mesela merdivenden aşağı inmek yerine camdan atlarım. Çünkü korku yok. O zaman helak olduk, gittik. Korku duygusu olmasa, bir insan kanunlara uymaz ve biz insanca yaşayamayız. Şimdi benim demirim eksik olsa, bir doktora gitsem, doktor ‘şunları ye, demir eksikliğin geçer” der. Peki benim sevgi ve korku duygum eksik olduğunda hangi bakkaldan satın alacağım? Mümkün mü? Bu duygular da benim ihtiyacımmış demek.” dedi.

Hayalhanem İlim ve Kültür Derneği’nin, Üsküdar Üniversitesi’ne konuk olduğu, ‘İnsanın Yaratılış Gayesi’ başlıklı program, Fidan Sertifikası takdimi ile sona erdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)