TRGENMER, 44. COSPAR Bilimsel Kuruluna Davet Edildi
Üsküdar Üniversitesi Transgenik Hücre Teknolojileri ve Epigenetik Uygulama ve Araştırma Merkezi (TRGENMER), Uzay Araştırmaları Komitesi (COSPAR) ev sahipliğinde 16-24 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 44. COSPAR Bilimsel Kurulunda (COSPAR Scientific Assembly) sözlü sunum hakkı kazandı. ‘Yerçekimsiz bir ortamda vücutta hangi genler, DNA’lar aktifleşir? gibi birçok saklı kalan, cevaplanmamış sorular üzerine çalışmalar yürüten TRGENMER, bu çalışmalarını anlatacak.
“Türkiye’yi temsilen proje başvurumuzu yaptık ve sözlü sunuma hak kazandık”
Yunanistan Atina’da yaklaşık 8 gün sürecek konferansta projenin sunumunu TRGENMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan gerçekleştirecek. Projenin başvuru sürecinden bahseden Taştan, Uzay Araştırmaları Komitesi (COSPAR) hakkında bilgi verdi. Dr. Taştan; “TRGENMER olarak ekibimiz astronotların uzayda uzun süre kalması durumunda karşılaşabilecekleri biyolojik tehlikeleri ve bunların çözümlerine yönelik çalışmalar sürdürüyor. Biz bu çalışmaları toparlayarak Türkiye Uzay Ajansı’nın da aday olduğu Uzay Araştırmaları Komitesine (COSPAR) başvuruda bulunduk. Bu komite her yıl bir araya geliyor fakat bu yıl ilk defa Yunanistan Atina’da bir araya gelerek yaklaşık 8 gün sürecek bir konferans gerçekleştirecek. Biz de Üsküdar Üniversitesi’nde astroloji çalışmaları yapan bir ekip olarak bu komiteye Türkiye’yi temsilen proje başvurumuzu yaptık ve sözlü sunumuna hak kazandık. Bizim gibi Türkiye’den katılım sağlayan neredeyse hiç yok. Özellikle ‘Astrobiyoloji’ dediğimiz alanda yani bizim başvurduğumuz klasmanda hiçbir Türk yok.” şeklinde konuştu.
“Saklı kalan, cevaplanmamış çok soru var”
Projenin oluşturulma amacına dair değerlendirmelerde bulunan Taştan; “Orada gerçekleştireceğimiz sözlü sunum ile hem network yapabilecek hem de uzay çalışmalarında merak edilen, cevaplandırılmamış birçok soruya cevap vermeye çalışacağız. Zaten bu soruların çoğu, sadece uluslararası uzay istasyonunda cevaplandırılmaya çalışılan sorular. Dünyada böyle bir imkânı çok az yer sağlıyor. Biz de onlardan biri olmaya çalışıyoruz. Çünkü ‘yerçekimsiz bir ortamda vücudumuzda hangi genler, DNA’lar aktifleşir?’ gibi birçok sorunun cevabını bilmiyoruz. Böyle saklı kalan, cevaplanmamış çok soru var. Biz de öğrencilerimizle birlikte bu soruların cevabını verebilecek araştırmalar yürütüyoruz. Sunumu sadece ben yapacağım. Öğrencilerim, ikisi yüksek lisans, üçü lisans öğrencisi olmak üzere Büşra Tekirdağlı, Ebru Çan, Özge Demir, Berranur Sert ve Gamze Gülden.” dedi.
“Biz bu teknolojiyi daha önce hiç sorulamamış bazı sorular üzerinde test edeceğiz”
Acoustic Levitation teknolojisinin ne olduğu ve çalışmalar sırasında ne amaçla kullanılacağı hakkında bilgi veren Taştan, projenin temelinde yer alan sorulardan bahsetti ve ekledi: “Benim Türkiye’ye dönmeden önce yaklaşık 7 yıllık bir hayalim vardı. NASA’ya doktora sonrası çalışma başvurusu yapıyordum. Onunla ilgili 2015 yıllarından kalan bir proje fikri makalem var. Orada şu soruyu sormuştum. ‘Artık insanlar uzayda yaşamaya başlıyor. Uluslararası uzay istasyonunda, astronotlar var. Bu astronotlar bazen 1 yıl bazen daha fazla süre içinde orada çalışması gerekiyor. Kaldı ki Elon Musk’ın yaptığı SpaceX gibi son yapılan teknolojik çalışmalar önümüzdeki yıllarda insanların Mars’ta veya daha uzak gezegenlerde kolonisi olması ihtimalini doğuruyor. Burada önemli olan şey ise insan biyolojisi. İnsan biyolojisi uzay ortamına hazır mı?’ demiştim. Dünyadaki yer çekimiyle Mars’taki, Ay’daki veya diğer gezegenlerdeki yer çekimleri benzer değil. Özellikle uluslararası uzay istasyonlarında yerçekimi neredeyse yok gibi. Biz buna ‘micro gravity’ yani ‘mikro yerçekimi’ diyoruz. Tabi insan vücudu, dünyadaki şartlara hazır olduğu için yerçekiminin olmadığı ortamlarda hücrelerimizin nasıl çalışacağını bilmiyoruz ya da bunun hakkında çok az şey biliyoruz. Bilebilmek için bu deneyleri özellikle uluslararası uzay istasyonlarında yapılan çalışmalarla desteklemeye çalışıyoruz. Orada uzun yıllardır çalışmalar yapılıyor ama dünyada yerçekimsiz ortam taklidinin sağlanabileceği laboratuvarlar, çalışmalar çok az. Biz de burada NASA’nın uzun yıllardır kullandığı ‘Acoustic Levitation’ adı verilen yeni nesil teknolojiyi kullanacağız. Nedir bu Acoustic Levitation teknolojisi? Acoustic Levitation özellikle iki plaka arasında sonik ses dalgaları oluşturan bir makine. Bu sonik ses dalgaları birbirleriyle uyuştuğu anda, aralarda boşluklar oluşuyor ve siz boşluklar arasında sıvı damlacıklarını tutabiliyorsunuz. O makine çalıştığı sürece bu sıvı damlacıkları yere düşmeden kalabiliyor. Biz bu teknolojiyi daha önce hiç sorulamamış bazı sorular üzerinde test edeceğiz. Bununla ilgili hem üniversitemizin BAP programına hem de TÜBİTAK’a başvuruda bulunduk.” şeklinde konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)