Savaşın ortasında, sığınaktan kongreye katıldı, bildirisini sundu…
Kiev Ulusal Pedagojik Dragomanov Üniversitesi’nden Prof. Dr. Daria Suprun, Üsküdar Üniversitesi tarafından 4’üncüsü bu yıl düzenlenen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresine konuşmacı olarak katıldı. Ukrayna’da başlayan savaşa rağmen akademik çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Daria Suprun, savaş bölgesinden, sığınaktan kongreye çevrimiçi katılarak konuşmasını gerçekleştirdi. İçinde bulunduğu bütün olumsuz şartlara rağmen katılımcılara pozitif mesajlar vermeye çalışan Prof. Dr. Daria Suprun, gerçekleştirdiği sunumun üzerine Prof. Dr. Nevzat Tarhan da dahil olmak üzere tüm katılımcılar tarafından ayakta alkışlandı. Duygulu anların yaşandığı kongrede Prof. Dr. Daria Suprun gözyaşlarını tutamadı.
Üsküdar Üniversitesi 4. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nin Ukrayna’dan çevrimiçi katılan bir konuğu oldu. Kiev Ulusal Pedagojik Dragomanov Üniversitesi’nden Prof. Dr. Daria Suprun, sığınaktan çevrimiçi katıldığı kongrede sunumunu yaptı.
Uzun süre ayakta alkışlandı…
Ukrayna’nın güvenli bir bölgesinden, sığınaktan kongrede “Sosyal Uyum Bağlamında Mesleki Motivasyon, Sosyal Destek” başlıklı bildirisini sunan Suprun, zor şartlara rağmen başarılı sunumu dolayısıyla uzun bir süre kongre katılımcıları tarafından ayakta alkışlandı. Duygulu anların yaşandığı kongrede Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, savaşın sonlandırılması gerektiğini dile getirerek, onca olumsuzluğa rağmen akademik çalışmaları önemsemesinden dolayı Supran’a şükranlarını iletti.
Tarhan: “Kongre sonunda savaş kartışı bildiri yayınlamaya karar verdik”
Güzel ve etkili sunumu için Suprun’a teşekkür eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Savaş ortamına rağmen bilimsel çalışmalara gösterdiği hassasiyetinden ötürü Sayın Suprun’u takdir ediyorum.
Kongrenin sonuç bildirgesinde savaş karşıtı bir bildiri yayınlamaya karar verdik çünkü; ülkenizi değil dünyanın geleceğini savunuyorsunuz. Otokrasiye karşı demokrasiyi savunuyorsunuz. Çünkü haklısınız. Gandhi'nin dediği gibi, tanrıları olanlar çoğunluktur.” dedi.
Prof. Dr. Daria Suprun: “Hayatımız ikiye ayrıldı”
Ukrayna’nın içinde bulunduğu durumu ve yaşananları şaşkınlıkla ifade eden Prof. Dr. Daria Suprun; “Hayatımız bir anda normal akışından çıktı. Savaş başlayana kadar bu çağda savaşın imkânsız olduğunu düşünürdük. Üsküdar Üniversitesi’ne, kongre genel sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan’a destekleriniz için çok teşekkür ederim. Bir anne ve akademisyen olarak şu an yaşadıklarım ve duygularımla ilgili ne söylemeli, bilemiyorum. Benim için hayat ‘savaştan önce’ ve ‘savaş sırasında’ olarak ikiye ayrıldı. Zaman durdu sanki ve mart ayında olmamıza rağmen hayatımızda baharın geldiğine dair herhangi bir işaret yok. 21. yüzyılda savaşın imkânsız ve gerçek dışı olduğunu düşünüyordum. Hala yaşadıklarımızın gerçek olduğuna inanamıyorum ve tam bir kaos duygusu içindeyim.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Daria Suprun: “Aydınlık ve barışçıl bir geleceğe dair umutlarım var”
Her şeye rağmen umudunu kaybetmediğini ve çalışmalarına devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Daria Suprun, “4 yaşında bir kız çocuğum ve 3 aylık erkek bebeğim var. Bir anne olarak, onların yaşadıkları çocuksu neşe ve savaş arasındaki karşıtlığın ne kadar dikkat çekici olduğunu görebiliyorum. Çocuklarımın güvenliğiyle ilgili kaygılarım olmasına rağmen, onlar için aydınlık ve barışçıl bir geleceğe dair umutlarım var. Biz güçlüyüz ve ayakta kalacağız.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı; “Biz onu bu kongreye davet ettiğimizde daha savaş başlamamıştı”
Prof. Dr. Daria Suprun’un kongreye katılım sürecinden bahseden Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı ise şunları söyledi:
“Prof. Dr. Daria Suprun, aynı zamanda Pedogoji Üniversitesinde önemli çalışmalar yapmaktadır. Biz onu bu kongreye davet ettiğimizde daha savaş başlamamıştı. Hatta savaş söz konusu bile değildi. Savaş başladıktan sonra kendisi çok zor koşullarda çalıştı. Kendisinin 3 aylık bir oğlu ve 4 yaşında bir kız çocuğu varmış. Çocuklarını emniyete alabilmek için iki çocuğuyla birlikte Kiev’den yaklaşık 200 km farklı bir yere göç etmek zorunda kalmış. O, bu zor koşullarda sunumunu hazırlayarak buraya geldi. Hatta konuştuğumuz zaman ‘Belki katılamayabilirim, her an her şey olabilir çünkü üzerimize bombalar atılıyor’ demişti. Biz sürekli olarak kendisini motive etmeye çalıştık. Kendisini desteklediğimizi ve inşallah en kısa zamanda bu savaşın bitmesiyle ilgili olarak temennilerde bulunduk. Kendisi çok şükür sağlıklı bir şekilde kongremize katılma imkânı buldu. Her şeye rağmen dolu dolu bir sunum hazırladı. Bütün olumsuz şartlara rağmen katılımcılara pozitif mesajlar vermeye çalıştı.”
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)