Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Nesne olan değil özne olan insan yetiştirmemiz lazım”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun katkılarıyla düzenlenen konferansın canlı yayın konuğu oldu. Youtube üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Dr. Nevzat Tarhan ‘Bilinçli Genç Olmak’ konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Bizim sadece nesne olan insan değil, özne olan insan yetiştirmemiz lazım” diyen Tarhan; “Hayatının sonuna geldiğin zaman, nasıl bir hikâye yazdın, nasıl bir iz bıraktın? Bu çok önemlidir. Bunlar insana daha büyük mutluluk verir. Anlam katılacak işler yapmak lazım.” dedi. 

“Hayatta üç türlü öğrenme vardır”

Moderatörlüğünü Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak’ın üstlendiği konferansta Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insan hayatındaki anlam arayışının öneminden ve insanlarda öğrenme türlerini açıklayarak bilinç oluşturma üzerindeki etkilerini dile getirdi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Gençlikte bilinçli olmak, farkındalık çok önemli. Hayatta üç türlü öğrenme vardır. Birincisi ortalama bir insanın öğrenmesi. Bir hata yapar ve sonra bir daha yapmaz o hatayı. Deneme yanılmayla öğrenir. Aynı zamanda bu makine öğrenmesidir. Mesela şimdi yapay zekâ var. Robotlara bir adım attırıyorlar, bakıyor olmuyor. İkincisinde o adımı atmıyor başka bir seçeneği deniyor. Bu da makine öğrenmesi oluyor. Deneme yanılmayla öğrenme, makinalar böyle öğreniyorlar. Ama insan tabi insanın her şeyi deneme yanılmayla öğrenmesine bir ömür yetmiyor. Peki, akıllı insan ne yapar? Başkalarının tecrübelerinden ders alır. Bu şekilde başkalarının tecrübelerinden ders almak bilinçli olmaktır. Başkalarının tecrübelerinden ders alanlar, önüne çıktığında o hatayı yapmaz. Bu da bir çeşit bilgeliktir, gençlik bilgeliğidir. Bunu yapan bundan ders alır. Üçüncü öğrenme aslında öğrenmemedir. Yani bazı insanlar vardır bir hatayı tekrar tekrar yapar, seneler geçer yine yapar. Anadolu’da bu tiplere hödük derler. Burnunun dikine giderler. Yani bir tecrübeden istifade etmezler.” şeklinde konuştu.

“Bencil insan her zaman çıkarlarına odaklıdır”

İnsanlardaki bencilliğin narsisizm ile bağlantısını değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “İnsan bencil oldukça, yeni yetişen kuşaklara kötü örnek oluyor. Bencil insan empati yapamaz. Bencil insan hep çıkarlarına odaklıdır, narsistir. Narsisizmin özelliği nedir? Sigmund Freud ‘bir insanın terapist olması için önce iki sene kendi narsisizmini eğitmesi lazım.’ diyor. İçimizdeki narsisizmi eğitmeden başkasına faydalı olamayız. Bunu tecrübe ile söylemişler. Haklılar da gerçekten. Daha sonra başka şeyleri yanlış anlamış. Kendi narsisizmini eğiteyim derken ‘yaşama amacımız haz peşinde koşmaktır’ demiş. ‘İnsanı hayata bağlayan en önemli şey haz ilkesidir’ demiş. Haz ilkesi deyince, bazı depresyon durumlarının tedavisi için bu kullanılabilir. Kendine hazzı yasaklayan bazı düşünce tarzları, akımlar var. Onlar için bu geçerli, ama bunu bir yaşam felsefesi haline getirdiğin zaman popülarizm ve modernizm ortaya çıkıyor. Modernizm ise ‘ego idealin nedir?’ diyor ve bunu ‘haz peşinde koşmaktır’ şeklinde cevaplıyor.” dedi.

“İnsanlara faydalı olmak hayata anlam katıyor”

İnsan hayatındaki anlamın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Benmerkezcilik ve çıkarcılık artık yaşam felsefesi ve küresel kültür haline gelmiş. Ciddi bir küresel dönüşüme ihtiyaç var. Bunun için de bazı şeyler yaşayacağız. İyiler de çoğalacak kötüler de çoğalacak. Ben hayatımın sonuna gelince ‘bu adam iyi adamdı’ mı dedirteceğim? Yoksa ‘öldü kurtulduk, toprak görsün hayrını’ mı dedirteceğim? Hayatının sonuna geldiğin zaman, nasıl bir hikâye yazdın? Nasıl bir iz bıraktın? Bu çok önemlidir. Bunlar insana daha büyük mutluluk verir. Anlam katılacak işler yapmak lazım. Soyut anlamlar ‘sembolik düşünceler’ ve ‘kavramsal düşüncelerden’ oluşur. İnsanlara faydalı olarak bir şeyler yapmak insana anlam katıyor. Hem karşı tarafı mutlu ediyorsun hem de kendin mutlu oluyorsun.” ifadelerini kullandı.

“Bunları öğrenen genç ileride fark oluşturacaktır”

Gençlerin akademik becerilerin yanı sıra sosyal becerileri de kazanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Şu anda felsefi anlamdaki sekülerizm, dünyacılık çok yaygın. Her şey dünyadan ibaret zannediliyor. 2014 yılında Arizona ve Columbia Üniversiteleri bir manifesto yayınladı. Adı ‘Post Materyalist Bilim Manifestosu.’ Manifesto materyalizm bitti, artık materyalizm her şeyi açıklamıyor diyor. Her şeyi açıklamadığına göre bilimin yeni bir versiyonuna dönüşmemiz lazım şeklinde ilerliyor ve bununla ilgili manifesto yayınlıyorlar. Gerçekten zihinsel dönüşümlere ihtiyaç var. Fark oluşturmak için akademik becerilerden daha önemlisi sosyal beceriler, duygusal beceriler ve bilgelik becerileridir. Bunları öğrenen genç ileride fark oluşturacaktır. Hem mutlu olacak hem de başarılı olacaktır.” şeklinde konuştu.

“Kimi değerler vardır ki önem verilen yerde dururlar, önem verilmeyen yerden uçup giderler”

Kültürümüz değerleri içerisinde bulunan vefa kavramını aşk üzerinden değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Aşk evlilikte sebep değil, sonuçtur. Âşık olanlar iyi iş birliği kuramazlarsa aşk buharlaşıyor. Ortalama sevgisi olanlar iyi bir iş birliği kurarlarsa da birbirlerine deli gibi âşık oluyorlar. İleri yaşlarda da var bu. Birbirlerini mutlu eden yol arkadaşları, onlar iş birliği kurmayı becerebilmiş insanlardır. İngiltere’de yaşlı bakım merkezinde bir Alzheimer hastası var. Artık kocasını bile tanımıyor. Kocası her gün yanına geliyor, onunla zaman geçiriyor, bahçeye çıkartıyor konuşuyor. Bakıcı en sonunda ‘o sizi tanımıyor ki, niye her gün gelip gidiyorsunuz?’ demiş. Kocası ‘ben onu tanıyorum ama’ diye cevap vermiş. Müthiş bir vefa. Bizim kültürümüzde bu var ama maalesef bu gibi değerler para gibidir. Kıymetini bilmediğin yerden kaçar. Önem verilen yerde dururlar, önem verilmeyen yerden uçup giderler.” dedi.

“Gençlikle ilgili bu projeler hiç boşa gitmiyor”

Yapılan sosyal sorumluluk projelerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Gençlerin geleceğiyle ilgili projelere, sosyal sorumluluk çalışmalarınıza önem vermeniz, yer vermeniz çok kıymetli çünkü bazı şeyler var tesiri hemen belli olmuyor sonradan çıkıyor. Hani Temel’in bir hikâyesi vardır. Temel hırsızlık yapıyormuş. Dükkâna gidiyor, kemana benzeyen kıl testeresiyle kilidi keserken bekçi Temel’i yakalıyor. ‘Sen ne yapıyorsun?’ diyor. Temel ‘keman çalıyorum’ diyor. ‘Bu kemanın sesi çıkmıyor’ diyor bekçi. Temel de ‘bunun sesi sabah çıkar’ diyor. Yani hayatta da bazı şeylerin sesi sonradan çıkıyor. Bu gençlikle ilgili sosyal projelerde öyle. Bunların tesiri sonradan çıkıyor. Belki bir kuşak sonra çıkıyor ama bir şekilde çıkıyor. Onun için gençlikle ilgili bu projeler hiç boşa gitmiyor.” şeklinde konuştu.

“Nesne olan insan değil, özne olan insan yetiştirmemiz lazım”

İnsanın yetiştirilmesindeki değerlere vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bilinçlilik aslında yeniliği takip edebilmektir. Zihinsel esneklik kavramı vardır. Bizim eğitim sistemimiz maalesef akademik başarı için kurgulanmış. 20. yüzyıl eğitimi böyle genelde. 21. yüzyıl becerilerinde ise eğitim sistemleri artık sadece teknik becerileri değil, yaşam becerilerini de önemsiyor. Sosyal ve duygusal becerileri de kapsıyor. Bunlar olmazsa, çok iyi bir öğrenci de olsa yaptığı işi devam ettiremiyor, iş değiştiriyor. Evliliği, insan ilişkilerini geliştiremiyor. Sadece akademik başarı geliştirirseniz ikinci insan olursunuz. Bizim sadece nesne olan insan değil, özne olan insan yetiştirmemiz lazım.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)