Sema Biçer: “Aşk, benleri yok etme pahasına biz olmaktır.”

Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından “Sağlıklı Aileler İçin Bilinçli Eş Seçimi” konulu etkinlik düzenlendi. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selma Doğan moderatörlüğünde gerçekleşen programın konuğu Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Aile Danışmanı Öğr. Gör. Sema Biçer oldu. Aşk dediğimiz şey benleri yok etme pahasına biz olmaktır diyen Biçer,  “Hayatımda sen olmazsa ben eksik kalırım demektir. Aşk, hayal edilenle gerçek arasındaki farkın anlaşılamamasıdır.” ifadelerini kullandı. 


 “Kendi yaşamımızdaki sınırlarımız çok önemlidir”

İlişkilerdeki sınırlardan söz eden Biçer; “Arkadaşlık, dostluk sürecinde evlenmeye karar vermeden önceki dönemlerde eğer kişi ilişkilerindeki sınırları bedeniyle ilgili, ruhuyla ilgili, değerleriyle ilgili sınırlarını koymayı ve başkalarının sınırlarına saygı duymayı öğrenirse eğer duygusal ilişkilerde de bunu becerebilir oluyor. Onun için bizler kendi yaşamımızdaki sınırlarımız ve diğer kişilerin sınırlarına saygı duyma konusundaki durumumuzun nasıl olduğu çok önemlidir.” dedi.

 “Gece rüyamız, gece hayalimiz oluyor”

Duygusal arkadaşlık ilişkisinden bahseden Biçer; “Duygusal ilişkilerde duygusal arkadaşlık başlıyor ve bu ilişkilerde elektrik alma, birden dünyamızın o olması gibi her ne şekilde olursa olsun her kişiye hissettiğimiz duygulardan tamamen başka bir duygu içerisinde oluyoruz. Yaşamımızda artık o duygusal yakınlık hissettiğimiz kişi çok özel biri oluyor. Gece rüyamız, gece hayalimiz oluyor. Telefonu elimizden bırakamadığımız, gönderdiğimiz mesajın hemen karşılığını beklediğimiz ve baktığımız her yerde onu gördüğümüz, gözümüzü kapattığımız zaman onun hayalini gördüğümüz kişi olmaya başlıyor.” ifadelerini kullandı.

Aşk, normal insanda anormal ilgi daralmasıdır”

Aşktan ve aşk tanımlarından söz eden Biçer; “Aşk, normal insanda anormal ilgi daralmasıdır. Herkesin ona benzemesi, duyduğumuz her sesin onun sesiymiş gibi gelmesi gibi yoğun, duygusal bir süreç oluşturuyor. Biz normaliz ama aşık olduğumuz kişinin üzerinde anormal bir ilgi oluyor. Aşık olduğumuz, o duyguları yoğun hissettiğimiz ve başka kimsenin hayatımızda o kadar kalmadığı bir dönem yaşıyoruz. Aşk dediğimiz şey benleri yok etme pahasına biz olmaktır. Hayatımda sen olmazsa ben eksik kalırım demektir. O yoğun duygular içinde hayal ettiğimizi görüyoruz. Aşk, hayal edilenle gerçek arasındaki farkın anlaşılamamasıdır. Aşk, aşık olan kişinin kendisi ile ve aşık olduğu kişiye verdiği anlamla ilgilidir. Yani aşık olunan kişi ile ilgisi yoktur.” şeklinde konuştu

“Aşkın sevgiye dönüştürülmesi gerekiyor”

Aşkın evlilik için yeterli olup olmadığına değinen Biçer; “Kavgaları durdurarak, iş birliği ve yeni bir başlangıç içinde başlayarak kolları sıvamak gerekiyor. Önce ben olmayı sonra biz olmayı öğrenmek gerekiyor. Olgun bir şekilde sevmeyi öğrenmeli insan. Çünkü sevmek sanattır. Evlilik ikinci bir doğum gibidir, her doğum gibi sancılıdır. Hayatları yeniden yapılandırmak gerek. Evlilik devam ederken meşakkatli bir yolculuk var. Aşk yaşam boyu yoğun duygularla beraber devam etmiyor. Evlenmeyle beraber aşkın sevgiye dönüştürülmesi gerekiyor. Aşk bir görme kusurudur. Kusur, evlenince düzelir.” sözlerine değindi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)