Prof. Dr. Bingür Sönmez: “Genç Nesil, Sır Olan Köylü Çocuklarını Hiç Unutmamalı”

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 1914- 1915 Sarıkamış Meydan Muharebesi’nin 107. Yıldönümüne özel çevrimçi anma programı gerçekleşti. Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez’in konuk olduğu etkinliğin moderatörlüğünü Rektör Yardımcısı, Kalp ve Damar Cerrahisi AnaBilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Koçak üstlendi. Sarıkamış’ın hazin tarihi hakkında açıklamalarda bulunan ve bir neslin orada hayatını kaybettiğini ifade eden Bingür Sönmez; “Genç nesil Allahuekber Dağları’nda donanarak şehit olan, adları, suretleri olmayan, adeta sır olan yoksul köylü çocuklarını hiç unutmamalı." dedi.

“Sarıkamış şehitlerinin sembolü kardelen çiçeğidir” 

Sarıkamış Harekatı’nın tarihine değinen Prof. Dr. Bingür Sönmez; “Sarıkamış Harekatı 4 yıl süren bir savaştır. Olayın büyüklüğü asla hafife alınmamalıdır. Sarıkamış şehitlerinin sembolü o dönemde açan kardelenler olmuştur. Sarıkamış büyük bir acının yaşandığı yerdir, kaynaklarda karga sürülerinin şehitlerimizin naaşlarına zarar verdiği ifade edilir. Gençler, Allahuekber Dağları’nı görmediyseniz hiçbir şey görmediniz demektir. Osmanlı Devleti savaşta Almanya ile müttefik olmasaydı eğer Almanya 6 ayda veya daha kısa bir sürede çökerdi. Almanya’nın istekleri doğrultusunda Türk ordusunun harekât planları müştereken hazırlandı. Bu plana göre; donanmamız, Karadeniz’deki Rus donanmasını basacak, harbin ilanıyla beraber Osmanlı padişahı düşmanlarına karşı ‘cihat’ ilan edecek ve savaşı kazanacaktı. Türk Ordusu, Doğu Anadolu’da Kafkas sınırındaki Rus ordusunu meşgul edecekti.” dedi.

“Sarıkamış derin bir uykuda olan ulusal bilinci uyandırdı” 

Sarıkamış Harekatında ordunun ortaya koyduğu özverinin tam anlamıyla ifade edilemeyeceğini aktaran Sönmez; “3. Ordunun Sarıkamış Harekâtı sırasında göstermiş olduğu çaba, korkusuzluk, serüven, yüreklilik ve başarıyı hiçbir kalem gereği gibi anlatamayacaktır. Sarıkamış Destanı ancak 1919 yılında esaretten dönenlerin verdikleri bilgiler ile fark edilmiştir. Yaşanan açlık, dondurucu soğuk ve bozgunun etkisi, tıpkı Çanakkale gibi derin bir uykuda bulunan ulusal bilincin uyanmasını sağlamış, direnme gücü canlanmış ve Kurtuluş Savaşı destanının yazılmasına büyük katkısı olmuştur.” dedi.

“Genç nesil savaşın ne olduğunu bilirse barışın değerini kavrar” 

Tarihimizi genç kuşaklara anlatmanın önemine değinen Sönmez; “Tarihimizde yaşanan önemli olayları anlatarak gelecek nesillere aktarmalıyız. Çocuklarımız savaşmayı değil, savaşı öğrensinler. Savaşın ne olduğunu bilmeliler ki barışın değerini kavrayabilsinler. Ancak o zaman yaşadıkları topraklarda özgürlüğün neler, kimler pahasına kazanıldığını, bu yüzden ne kadar mübarek olduğunu anlayabilirler. Çanakkale Savaşı’nda yitirilmiş seçkin şehirli gençlerin hiç değilse şehit albümlerinde fotoğraflarının, adlarının yer almasına karşın Allahuekber cehenneminde donan şehitlerin adları, suretleri olmayan, adeta ‘sır’ olan yoksul köylü çocuklarının olduğunu bilsinler. Genç nesil, Sarıkamış’ın hayali hedeflerle gerçekler çatışmasının kazdığı bir toplu mezar olduğunu ve bu ülkenin Sarıkamış’ta yaşamını yitiren bir kuşağı olduğunu hiçbir zaman unutmamalı.” ifadelerini kullandı.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)