Üsküdar Üniversitesi ünlü bilim insanıyla buluştu!

Üsküdar Üniversitesi Üniversite Kültürü dersi kapsamında, “Dünya Dinamikleri ve Karar Sistemleri” başlıklı bir etkinlik düzenledi. Etkinlik, Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan konferans salonunda gerçekleştirildi. Etkinliğin konuğu, ünlü bilim insanı ve Eski Büyükelçi Prof. Dr. Orhan Güvenen oldu. 

Prof. Dr. Hikmet Koçak: “Hayatı hep çalışmak ve hizmet etmekle geçmiş, bir İstanbul beyefendisidir”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka’nın da katılım sağladığı programın açılış konuşmasını yapan, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak, Ünlü Bilim İnsanı Prof. Dr. Orhan Güvenen’e teşekkürlerini ve şükranlarını şu sözlerle dile getirdi. Koçak şunları söyledi: “Hayatı başarılara dolu en büyük derdi ülkesine hizmet olan, Anadolu kültürünü özünde benimsemiş, bunu Avrupa kültürüyle bağdaşmış olan Orhan Güvenen hocamızdır. Şunu da söylemeden geçmek istemiyorum. Orhan hocam tevazu timsali bir büyüğümüzdür. Hayatı hep çalışmak ve hizmet etmekle geçmiş, tam bir İstanbul beyefendisidir. Kendisi met edilmekten pek hoşlanmıyor biliyorum ama bu met değil sadece gerçeği söylemektir. Kendisi davetimizi kırmadı, geldi ve kendisine teşekkür ediyorum.” dedi.

Prof. Dr. Orhan Güvenen: “Teknoloji sadece bir teknik olgu değil, toplumlarında hayatını etkiliyor”

Dünya dinamiklerini teknoloji bağlamında açıklayan Ünlü Bilim insanı Prof. Dr. Orhan Güvenen; “Dünya dinamikleri dediğimiz kavramı çok sade bir fonksiyon olarak belirtirsek bir denklemde kullanacağımız açıklayıcı değişkenler, neler olurdu? Bu değişkenler, teknolojiler bilgi sistemleri, karar sistemleri, değer sistemleri, etik, kültür, demografi, enerji, çevre, toprak, su, kaynakların kullanımı ekleyebiliriz. Biz dünya dinamikleriyle neden ilgileniyoruz veya ilgilenmemiz gerekiyor. Türkiye’miz için herhangi bir durumda bilim, kültür, eğitim işletmeler üniversiteler her konu da özel hayatımız tüm konularda dünyada ne oluyor bitiyor sormalıyız ve merak olarak değil, matematik olarak da bilmek zorundayız. Teknoloji sadece bir teknik olgu değil, toplumlarında hayatını etkileyen çok önemli bir şey. Bilgi ve iletişim teknolojileri çok önemli çünkü birdenbire apayrı boyutlara geçilebiliyor.” şeklinde konuştu.

“Sosyal bilimlerin malzemesi insandır”

Dijital teknolojilerin genel boyutlarıyla ve etkileriyle düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Güvenen, gelecek yıllarda dijital dünyanın büyük çaplı etkilerinin olacağını söyledi. Güvenen; “Kullandığımız telefonlardan tutalım da bunlar büyük bir olanak getiriyor. Aynı zaman da büyük olanakla beraber Elon Musk, ‘artık gereği yok yani beyine koyacağımız çiplerle biz doğrudan doğru bütün o tahlilleri yapabileceğiz’ diyor. Fakat bunun acaba bir adım öteleri ne olabilir? Hangi boyutta beynimize etki yapacaklar demek ki bütün teknolojileri artılarıyla, boyutlarıyla da düşünmemiz lazım. Yani nötr değil hiçbir şey nötr değil. Artı getirirken belirli eksileri de getirebiliyor. Şu aklımızda olmalı bir ülkedeyiz, o ülkenin optimali ve insanlık optimali ne yapılır ne yapabiliriz olgusu sorulmalıdır. O bakımdan teknolojilere de bu dünya dinamiklerine de bu şekilde bakmamız gerekiyor. Artık beyine ve davranışlara direkt müdahale söz konusu artılarıyla beraber belirsizlikleri de var. Bilgi sistemleri veri, bilgi, öngörülü algılama, karar şimdi burada bilim metodolojisi devreye giriyor. Sosyal bilimler zordur, çünkü sosyal bilimlerin malzemesi insandır. İnsan ve toplum ve insanda belirsizlik yüksektir. Çok dikkatli davranılması gereken bilim dallarıdır.” dedi.

Yaşadığımız dünyada hâkim olan dinamik sistemdeki olgu güç ve para”

Karar sistemlerini belirleyen açıklayıcı değişkenleri açıklayan Prof. Dr. Güvenen; “Teknolojiler bilgi, kültür ve karar sistemlerini belirliyor. Dünya dinamiklerine bakıldığı zaman ben naçizane şunu görüyorum yıllarca bunu düşündüm, söyleyeceğim kavramı da 40 yıldır belki kullanıyorum. Ben bunu Nobel ödüllerinde de konuştum acaba yanlış mı düşünüyorum diye ama bugüne kadar karşıtını söyleyen, belirleyen biri olmadı. Söylemeye çalıştığım keşke böyle olmasaydı. Şu anda yaşadığımız dünyada hâkim olan dinamik sistemin dinamiğini götüren olgunun arkasında güç ve paranın yönlendirdiği bir dinamik olduğunu görüyoruz. Ben buna sistem iki diyorum. Dünyamız böyle gidiyor. Yanılmayı çok isterdim ama dediğim gibi kırk yıldır karşıtını bana söyleyebilen olmadı. Elbette olacak ama sistemi temelde o yönlendiriyor. Bazı konular var ki ambalajlarını kaldırdığınız zaman sonunda ilk kaynakta gücün ve paranın gücünün yönlendirdiğini görüyorsunuz. İnsanlığın elinde bugün dünyayı defalarca berhava edecek güç, silah var. Bütün bu olgularla çok dikkat etmemiz gerekiyor. İnsana dikkat etmemiz gerekiyor. İnsanlık optimaline dikkat etmemiz gerekiyor. Ve sistem ikiyi bu gücün paranın gücünün yönlendirdiği dinamiği çevirip sistem bire yönlendirmemiz gerekiyor. Sistem bir nedir? Bilgidir, bilimdir. Değerler sistemidir. Kültürdür, kültürü hiç hafife almamak lazım. Kültür sabah tıraş oldum falan değil, kültür temel imanı da inancı da her şeyi de bütün evrenlere bakışı da biz o kültürle taşırız. Kültürü hiç ihmal etmemek lazım. Sanatı da ihmal etmemek lazım. Çünkü sanat kültür bunlar eksi artı sonsuz arasında hareket eden, bilim tuğla üzerine tuğla koyarak gelişir. Çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

“İnsan beyninde ve duyarlılığında olan devrimlerin en büyük devrimler olabileceği kanaatindeyim”

Karar sistemlerinin en önemli aktörlerine ve ulus devletlere değinen Güvenen; “Türkiye, İtalya, Fransa, ABD, Nijerya bu ülkeler neyse birleşmiş milletlerdeki ülkeler vs. uluslararası kuruluşlar çok önemli. Sonuçta bakıldığı zaman karar sistemlerini belirleyen en önemli aktörler ulus devletler, uluslararası kuruluşlar. Unesco İcra konseyinde çalıştım vs. çok ayrıntıya girmeyeyim kırık dökük biraz deneyeyim var. Çok önemli kurumlar fakat dünyada radikal bir değişikliği sağlamaları çok zor. Nedendir o biliyor musunuz, matematik olarak düşünelim çünkü bu kuruluşların bütçeleri o bütçeyi sağlayan ulus devletlerdir. Ulus devletler onu sağlarken de ister istemez kararlara kendi düşünceleri neyse onun geçmesini isterler. Dolaylı olarak ne kadar ulus devlet varsa orada üyeyse o kadar da fikirler o şekilde çoğulcu olur. Her zamanda insanlık optimaline giden bir boyutta olmaz. O bakımdan bu kurumlar çok önemli işler yapmakla beraber insanlık optimaline yönelen radikal bir değişimi sağlamaları zordur. Onun başka boyutlardan gelmesi gerekir zannediyorum. İnsan beyninde ve duyarlılığında olan devrimlerin en büyük devrimler olabileceği kanaatindeyim.” dedi.

Düzenlenen etkinlik, bilim insanı Prof. Dr. Orhan Güvenen’in soruları yanıtlaması ve toplu fotoğrafla sonlandırıldı.

Muhabir: Hilal Büyükyavuz 


 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)