Prof. Dr. Sevil Atasoy kadın kırımını anlattı…

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy İstanbul Altınbaş Üniversitesi’nin düzenlediği etkinlikte ‘Femisid’ (kadın kırımı) konusunu ele aldı. Kadınların en çok öldürüldüğü yerin maalesef kendi evlerinde, çocukları gözleri önünde olduğunu söyleyen Atasoy, saldırıya uğrayanın kadın kimliği olduğunu kaydetti. 

“Saldırıya uğrayan aslında kadın kimliği”

Femisidin tıbbi tanımını açıklayan Prof. Dr. Sevil Atasoy; “Kadın kırımı çok yaygın bir kavram değil aslında biz kadın cinayetleri olarak daha çok duyuyoruz. Ben Artık Türkiye’de olan biteni bir kadın kırımı olarak tanımlamayı daha uygun görmekteyim. Femisid; embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği yapısına aykırı eylemleri bahane edilerek bir erkek tarafından öldürülmesi, ya da intihara zorlanması. Saldırıya uğrayan aslında kadın kimliği.” ifadelerini kullandı.

“İnsanın kendini en güvende hissetmesi gereken yer ölümüne mekân oluyor”

Şiddete tanık olan çocukların travmaları atlatamadığını söyleyen Prof. Dr. Sevil Atasoy konuşmasına şöyle devam etti; “Kasım ayında koruma kararı olduğu hâlde öldürülen kadın oranı %8 ama geri kalanını ‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız’ platformu tespit edememiş, ancak biz kendi yaptığımız araştırmada son iki yıl içinde öldürülen kadınların %50 kadarının koruma tedbiri olduğunu gördük. Kadınların en çok öldürüldüğü yer ise maalesef kendi evi. İnsanın kendini en güvende hissetmesi gereken yer ölümüne mekân oluyor. 2021 yılının Kasım ayında öldürülen kadınların %56’sının çocuğu var. Kadınların kendi çocuklarının cinayete tanık olduğunu görüyoruz. Bu çok ciddi bir sorun çünkü böylesine büyük bir travmayla karşılaşan çocuğun gelecekte bu travma ile başa çıkmasının mümkün olamadığını ve toplumun içerisinde bir şekilde suç işleyecek olan ya da kendileri suç mağduru olacak olan çocuklar olduğunu unutmamak gerekiyor.” şeklinde konuştu.

“Kadın cinayetleri gerçekten politiktir”

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile kadın cinayetleri ilişkisinden bahseden Atasoy; “Cinsiyet eşitsizliği bir toplumda ne kadar yaygınsa o toplumda kadın cinayetlerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Meclislerdeki kadın milletvekili sayısına bakmak gerekir. Cinsiyet eşitsizliğinin en kolay anlaşılan belirteçlerinden bir tanesidir. Ne yazık ki ülkemizde ne milletvekili sayısında ne de bakan sayısında kadınların eşit olduğu bir duruma rastlamıyoruz. 100 yıl içinde bir tane kadın başbakanımız oldu. Ayrıca suçlarda cezanın ağırlığı caydırıcı olmuyor. Uyuşturucu kaçakçılarını idam ediyorlar onlar yine uyuşturucu kaçırmaya devam ediyor. Kadın cinayetleri için de mutlaka başka önlemler almak lazım. Bu önlemler biliniyor aslında ama çok ciddi kaynak ayırmak gerekiyor. Kadın cinayetleri gerçekten politiktir. Bunun arkasında siyasi irade yoksa eğer kadınların korunması mümkün olmaz.” dedi.

 

 

 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)