Sinemada Dönüşümler konusu ele alındı

Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim bölümünden Doç. Dr. Yıldız Derya Brincioğlu Vural moderatörlüğünde düzenlenen ‘Sinemada Dönüşümler’ programının konukları Yapımcı- Yönetmen Pirana Film Kurucusu Ekrem Doydu ve Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Feride Zeynep Güder oldu. 


 

Ekrem Doydu: ‘‘İnsanlar seyirciden çok kullanıcı bir katılımcı olacak’’

Aktarılmış gerçeklikten söz eden Ekrem Doydu; ‘‘İnsanlar seyirciden çok kullanıcı bir katılımcı olacak. Bu oyun dünyasında az çok gördüğümüz işleri sanal dünyada da arttırılmış gerçeklik vurgusuyla meta words dediğimiz dünyada inşallah yaşıyor olacağız. Bunun için hem sektör adına hem kendi adıma oldukça heyecanlıyım. Buna gerekli ARGE’yi sağlayacak en doğru kişiler yatırım yapıyor. Şu anda dikkat ettiyseniz İnstagram, Facebook’a girdiğinizde altta bir meta diye logoyu şimdiden koydular. Kripto ile ilgilenen varsa meta words koinleri de oldukça popüler bir şekilde artıyorlar. Dolayısıyla bu kripto dünyasını da paraya çok rahat bir şekilde uyarlayabilecekleri için geleceğin dünyasında sıkça karşımıza çıkacağını söyleyebilirim.’’ ifadelerini kullandı.

 “Sinema salonlarının tamamen biteceğini düşünmüyorum”

Platformların insanlara çeşitlik sunduğunu, konfor alanından çıkmadan zengin içeriklere ulaşabilme imkânına sahip olduğumuza değinen Doydu, ayrıca ciddi bir iş kolu yarattığını da söyledi; “Dijital platformalar geçiş süreci başlamıştı fakat pandemiyle bu çok daha hızlandı ve daha nitelikli bir hale geldi. Sinema salonları ölecek mi ya da dijital mecralar onları ne kadar etkileyecek bu kısım da önemli hem sektör hem izleyiciler için. Sinema salonlarının tamamen biteceğini düşünmüyorum. Bir yazı okumuştum” evde izlediğimiz filmleri izlemiş oluruz fakat sinema salonundaki izlediğimiz filmleri yaşamış oluruz” diye. Açıkçası ben beyazperdeyi seven taraftayım. Platformalar da gerçekten oldukça önemli. Çünkü her şeyden önce insanlara çeşitlik sunuyor. Konfor alanımızdan çıkmadan oldukça zengin içeriklere ulaşabilme ihtimali sağlıyor. Biz yapımcılar olarak bu tarz platformların gelmesinden memnunuz. Çünkü ciddi bir iş kolu yaratmış oluyorlar. Bunu tabii sadece sinema filmi olarak söylemek doğru olmaz; dizi, belgeseller yine bu platformlarda birçok insanın istihdam sağlayacağı bir yer olacak.” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder; ‘‘VR sineması nesnelerin arasında dolaşan öznecikler haline getiriyor’’

Mekândan bağımsız bir zihnin olması için ne yapılabileceğinden bahseden Doç. Dr. Feride Zeynep Güder; ‘‘Kartezyen düalizmine baktığımız zaman gerçekten bedene bağlı bir benim ama benden, benim bedenimden bağımsız bir benin veya zihnimin olması için sanata da ihtiyacım var. Bu sanatta VR sineması kapsamında veya görsel sanatlarda gerçek bedenimden kopmuş bir şekilde ilerleyebilirim tartışmaları var. Öznenin bedeninin uzantısı olma meselesinde Spinozacı düşüncede, düşünme ve uzam ayrı bir cevher olarak ele alınıyor. Bu düşünce ve uzamın ayrı bir cevher olarak ele alındığı noktada Levinas çok farklı bir açıdan bakıyor. Bedene mecbur kalma meselesi var diyor. Yani ben bedenimi ancak zihnimle veya sanat aracılığıyla aşkınsallığa ulaştırabilirim. Sanatta bedenimizden kaçma sorularımızın içerisinde, ayrıntılarda, gerçeklikten kaçış noktasında VR sineması var. İnsanlara neden sinema, neden sanat dediğimizde birazcık da var olan gerçeklikten kaçıyoruz ama bedenimizden de kaçıyoruz. Sinemada uçabiliyorsun, partikül haline gelebiliyorsun. Bedenimizden biraz kurtuluyoruz aslında. VR sineması nesnelerin arasında dolaşan öznecikler haline getiriyor.’’ dedi.

“Bir edebiyatçı olarak Tiyatroda şekspir çok çalıştım”

2002 yılında ABD Savunma Bakanı’nın söylemiş olduğu sözün ilginç olduğundan bahseden Güder;“Bilinen bilinenler var, bildiğimizi bildiğimiz şeyler var, bilinen bilinmeyenler var, bilmediğimizi bildiğimiz şeyler var bir de bilinmeyen bilinmeyenler var.” Bir edebiyatçı olarak Tiyatroda şekspir çok çalıştım. Tiyatrosundaki izleyiciler bütün sunum boyunca ayakta izliyorlardı öyle rahat rahat değil. Bertolt Brecht’un epik tiyatrosunda bu az önce bahsettiğimiz interaktif senaryonun acaba ön hazırlığı mı yapıldı. Televizyonun soğuk ekranı işin içine girince gerçeklik algısı birazcık ekranın ötesine geçmiş oldu. Tiyatrodaki o duygu birazcık kayboldu. Ben edebiyata sığınarak açıklamak istiyorum. Romanlar anlatılır, hikayeler anlatılır bütün karakterlerin dilinden değil de bütün karakterler yazar tarafından anlatılır. Daha sonra bilinç akışı kuramı gelmiştir edebiyatta. Biz düşünürken imgeden imgeye de fırlayabiliriz. Oradan geçmişe döneriz, ileriyi düşünürüz, şimdiki zamana takılırız. İki üç tane VR sineması seyrettim. Aşırı şiddetliydi. Oradaki karakterlerin önce nefesini hissettik. Gerçekten olayın içerisindesin bütün algın açık. Algı olarak oradasın bir iki saniye sonra o karakter vücudunda hissedilmeye başlıyor. Benim vücuduma da girdiğini hissettim. Bana bunu hissettirdiler. Orada içinde olduğum için normal şartlarda hissetmeyeceğim, duyarsız olabileceğim, beyaz ekranda tepki veremeyeceğim bir şeye orada çok hissettiğim için çok etkilendim.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)