Nanoteknoloji ve Tıptaki Yeri etkinliği gerçekleştirildi

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Nükleer Teknoloji ve Radyasyon Güvenliği Programı Öğr. Gör. Dilek Aker’in öncülüğünde düzenlenen ‘Nanoteknoloji ve Tıptaki Yeri’ etkinliği çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Etkinlikte nanoteknoloji hakkında bilgiler aktaran Aker, Nanoteknolojinin insan hayatını kolaylaştırdığına değindi.

“Nanoteknoloji de çevremizdeki canlılardan örnek alınır”

Maddelerin nano büyüklükte farkı davranışlar ve olağanüstü davranışlar gösterdiğine dikkat çeken Aker; “ Normal koşullarda ışığı ve elektriği iletmeyen maddeler, nano büyüklükte tam tersi özellikler gösterir. Nano ölçekte işler yapılabileceğinden ilk bahseden bilim insanı 1918 yılında Amerika’da doğan Richard Philip Feynman’dır. Denizdeki yosunlar, düz yüzeylerde tutunarak çoğalırlar, ancak köpek balığının derisindeki nano yüzeyler sayesinde yosunlar tutunamazlar. Deride ki nano yüzeyler aynı zamanda köpek balığının suyu yararak daha hızlı hareketini sağlar. Nanoteknoloji de çevremizdeki canlılardan örnek alınır. Örümcek, ağ ve mukozası günümüz teknolojisinde hala bilinmezliğini korumaktadır. Doğadan alınan bu ilhamla olmaz denilen şeyler birer birer tasarlanıp insan hayatını daha kolay ve daha kusursuz hale getiriyor.” şeklinde konuştu.

“Nanotıbbın amacı canlıya yarar sağlar”

Nanoteknolojinin en çok kullanıldığı alanlardan birinin tıp olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Dilek Aker; “ Hastalıkların teşhisinden tedavisine kadar tüm alanlarda çok yaygın olarak kullanılır. Canlı bir hücre nano ölçekte işlevini sürdüren biyolojik bir sistemdir. Diğer bir bakış açısıyla; hücre, içinde nano büyüklükte parçalar olan doğal bir motor gibidir. Bu doğal motor. Hücre çekirdeğindeki DNA’dan aldığı bilgi doğrultusunda protein üretir. Proteinler birere nanorobot gibi çalışarak hücre sisteminin devamlılığını sağlar. Nanotıbbın amacı da bu sistemin işleyişini canlıya yarar sağlayacak şekilde kontrol altına almaktır. Nanotıp son yıllarda ilaç ve aşıların vücuda daha kolay alınmasını sağlayabilecek taşıyıcıların geliştirilmesin de kullanılıyor. Bu teknoloji kullanılarak elde edilen yeni moleküller sayesinde çok dayanıklı ve hafif suni kemik oluşturulabiliyor. Kemiği oluşturan hidroksiapatit (HA) kristallerinin yeniden yapılandırılmasıyla nano-HA kristaller elde ediliyor.” dedi.

“Nanoteknoloji sayesinde hayvanların beynindeki davranışlar takip edilebilir”

Öğr. Gör. Dilek Aker; “Yapay DNA, Japon bilim insanları nenoteknoloji yardımıyla 2007 yılında ilk defa yapay DNA oluşturdu. İlk olarak şeker yapısındaki iskeleti oluşturdular. Bu iskeletin üzerine, yine yapay olarak elde edilen 4 farklı bazı yerleştirdiler. Yapay bazlar asetilen bağlarıyla deoksiriboz iskelete birleştirildi. Bu şekilde elde edilen DNA zinciri benzer şekilde oluşturulan diğer bir zincirle birleştirildiğinde, DNA’nın tipik ikili sarmal yapısı oluşturuldu. Nanorobotları, vücuda giren tüm yabancı moleküllere saldıran hücrelerden ve antikorlardan korumak gerekir. Düzgün ve yuvarlak yüzeyleri, küçük hacimleri ve görevlerini çok kısa sürede yapabilme özellikleri nanorobotları hücre saldırılarından büyük ölçüde koruyacaktır. Nanorobotlar sayesinde vücudun istenilen her bölgesine hata her hücresinde gerekli, kimyasal maddelerin gönderilmesi amaçlanmaktadır. Kanser tedavisindeki en büyük kısıtlamalardan biri, ilaçların kanser hücrelerine etki ederken diğer sağlıklı hücrelere zarar vermesidir. Kısaca bu teknoloji sayesinde ilaç tam olarak doğru adrese ulaşmaktadır. Nanoteknoloji sayesinde beyindeki hücreleri takip etmek mümkün olabilmektedir. Hayvanların beyninden elde edilen hücre kültürleri içine yerleştirilen bazı moleküller sayesinde, bu hücrelerin beyindeki davranışı takip edilebilir.” ifadelerine yer verdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)