Darülfünundan Günümüze Türk Yüksek Öğretim Sistemi…
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın moderatörlüğünde “Darülfünundan Günümüze Türk Yüksek Öğretim Sistemi” programı gerçekleştirildi. Çevrimiçi gerçekleştirilen programın konuğu Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek oldu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İnternet bağımlılığı ölçeği var”
Programın sürpriz konuğu olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, internet ve bağımlılık ilişkisine vurgu yaptı. Teknolojik bağımlılık ünitesinin poliklinik olarak kurulduğuna dikkat çeken Tarhan, katılımcılara internet bağımlılığı ölçekleriyle ilgili bilgi aktardı. Tarhan; “Teknolojik bağımlılık ünitesi poliklinik olarak kuruldu, hatta birçok hastanede bulunuyor. 2013’te bağımlılık kategorisine alınan bu yeni durum, beyindeki ödül ceza sistemini bozuyor. Tıpkı yeme bozukluğu ve diğer bağımlılık türleri gibi ödül ceza sistemini bozduğu için kişinin tek ilgi alanı teknoloji ve bilgisayarsa hasta kabul ediliyor. Onun bazı kriterleri var. İnternet bağımlılığı ölçeği var. Bir ölçek daha var onu biz Türkçe de geçerlilik yaptık. İnternete ulaşamama korkusu ölçeğidir. Online olamama korkusudur. Bu da korku oluşturuyor.” dedi.
Prof. Dr. Hikmet Koçak: “Eğitim ve öğretim paylaştıkça değer kazanır”
Bilgilerin paylaştıkça kıymet kazandığına değinen Prof. Dr. Koçak; “Malumunuz eğitim öğretim paylaştıkça değer kazanır. Bildiklerini paylaşmazsanız sizinle mezara gider ve kıymetsiz kalır ama paylaşırsanız kıymet kazanır. Tabi insanlık tarihi kadar eski olan bir konudan bahsediyoruz. Gerek İslam dünyasında ve Osmanlı, Selçuklu ve diğer İslam medeniyetlerinde medreselerin önemini görüyoruz ve biliyoruz. Hatta dünyadaki ilk üniversite 850 yılında Mayaların kurduğu üniversitedir. Halen ayakta olan İslam ülkesinde kurulmuş bir üniversite yine Mayaların ülkemizde kurduğu bir üniversite olarak Çifte Minarelerden bahsedebiliriz. 1290’lı yıllarda matematik, astronomi ve ilahiyatın okutulduğu bir üniversiteden bahsediyoruz. Medreselerin şekil alması ve devletin sahip çıkması Fatihin İstanbul’u fethiyle başlıyor ve Osmanlı’da bir sistematik gelişme görülüyor.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Muhittin Şimşek: “Bilgiyi katma değere dönüştürmek çok önemli”
Katma değeri anlamlandırıp örneklerle açıklayan Prof. Dr. Muhittin Şimşek konuya ilişkin tavsiyelerde bulundu. Şimşek; “1990’lı yıllarda düşük maliyetli üretim ve hız çağı yaşandı. 2000’ler ise bilgi çağıydı, bilgi obezliği dönemi yaşandı. Bugün ise hava kirliliği gibi gürültü kirliliği gibi bilgi kirliliğinde kayboluyoruz. Bilgiye ulaşmak kolay önemli olan bilgiyi özümsemektir. Asıl değer bilgiyi katma değere dönüştürmektir. Katma değeri olmayanın bir anlamı olmayacaktır. Her ne üretirsek üretelim katma değere vurgu yapıyorum.
Bir örnek vereyim bir ton kayısı 1500 dolardır. Bir ton nano teknoloji stent 10 milyar dolardır. Günümüzde sömürünün şekli değişti. Artık insanlar ve ülkeler başka şekilde sömürmeye başladılar. Pamuk satıyorsan onu iplik haline getir değer kat. Marka yap 100 liraya sat. Bir gömleği 1500 liraya sat. Gençler hangi branşta olursa olsun tıp olur, mühendislik olur ne alanda olursa olsun kendinize güvenin. Bir adım önde olmak için donanımlı olun. İstanbul gibi bir yerde okuyoruz, İstanbul’da üniversite okuyan bir genç iki üniversite bitirir biri akademik çalışma yaptığı üniversitedir diğeri de İstanbul üniversitesidir. İstanbul’un kendisi bizzat bir üniversitedir.” dedi.
“Yaratılmışların evveli yazıdır”
Gençlere ışık tutan ve ders niteliğinde bilgiler paylaşan Şimşek, üniversitelerin bilimsel faaliyetlere devam etmesi gerektiğini vurguladı. Şimşek; “Gençlere bir diğer tavsiyem zamanın çok hızlı geçiyor olması. Mezun olmama daha 4 sene var, öyle bir geçer ki zamanınızı iyi değerlendirin. Üniversiteler size bir anahtardır. Hayattaki kilitleri açmak sizin elinizdedir. O anahtarlarla kütüphanelerden çıkmayın. Bir hobiniz olsun, kendinizi her alanda geliştirin. Her bir kardeşimin bir dolma kalemi olsun mesela. Yaratılmışların evveli yazıdır. Şahsiyetiniz olsun, yazmak yavaşlamaktır. Her şeye mahkûm olmuşuz. Vahdette hayır vardır. Teknoloji literatürle birlikte gelir. Bunu sen icat edersen literatürü sen oluşturursun. Üniversitelerin görevleri vardır ve uyması gerekir. Gençler okuyarak, yazarak bilgeliğin anahtarını açmalıdır. Öğretim elemanı yetiştirme konusunda çok daha saldırgan olmamız gerekiyor. Aktif olmalıyız. Üniversitenin bilimsel faaliyetleri önemlidir. Üniversitenin misyonu ilim olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)