Prof. Dr. Tarhan: “Pozitif psikoloji ile gençlerimiz değerlerimizi öğrenecek”

Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen canlı yayının konuğu olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Eğitimde Pozitif Psikoloji” konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Eğitimcilere seslenen Tarhan, pozitif psikolojiye ihtiyacın Covid – 19 ile arttırdığını vurguladı. Tarhan; “Önümüzdeki yıllarda bütün dünyada pozitif psikoloji dersine ihtiyaç şiddetle artacak. Covid-19 bunu daha da hızlandırdı. Biz bu konuda dokuzuncu sınıflarla ilgili kitap çalışması yaptık. Şu an editörde olan kitabı eğer öğrencilere anlatabilirsek milyonlarca öğrencinin bizim değerlerimizi, Anadolu irfanını bilimsel metodoloji ile öğrenmeleri sağlanacak.” dedi.

“Covid-19 dijitalizmi küresel gücün tekelinden kurtardı”

Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği etkinlikte eğitimde pozitif psikoloji konusunda değerlendirmelerde bulunan Tarhan, dünyanın dijital diktatörlüğe doğru yol aldığını ifade etti. Tarhan; “21.yüzyılda Endüstri 4.0 ortaya çıktı. Burada otonom robotlar, simülasyon, nesnelerin interneti, siber güvenlik, bulut iletişim, 3D yazıcılar, artırılmış gerçeklik ve büyük data geliştirildi. 2018’de Davos’ta küresel sermaye ciddi bir şekilde dijital platformlara yatırım yapmış, bütün işlem platformunu ele geçirmiş ve olgunlaştırmıştı. Dijital dünyanın tek hâkimi olmuş ve dijital diktatörlük ilan etme durumuna kadar gelmişti. Bunun üzerine ünlü tarihçi Harari: ‘Dünya dijital diktatörlüğe doğru gidiyor, özgür son nesiliz.’ diyerek burada mevcut durumu çok çarpıcı bir şekilde yansıttı. Küresel sermayenin Covid-19’a kadar asıl planı dijital alanı kendi tekellerinde tutmaktı. Bir dijital platform oluşturarak bütün dünyada kendisine hizmet etmesini sağlamaktı. Fakat Covid-19 çıktı, küresel olarak herkes dijitalleşmek zorunda kaldı. Ve ilginç bir şekilde onların dijital tekelleri bozuldu.” dedi.

“Sosyal medya değil sanal medya”

21.yüzyılda ortaya çıkan Endüstri 4.0’ın insanları sanal dünyaya hapsettiğini aktaran Tarhan, eğitimde pozitif psikolojinin önemine değindi. Tarhan; “Endüstri 4.0’ın avantajları ve dezavantajları var. Dezavantajlarından korunmak için eğitimde pozitif psikoloji oldukça önemli. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre 13-19 yaş arası gençlerin sosyal medyada geçirdikleri vakit her geçen gün artarken, yüz yüze görüşme oranları aynı oranda azalıyor. Bu dijital dünya ‘sosyal medya’ değil ‘sanal medya’ durumuna geldi. Bu dünyanın içinde sosyallik yok, sanal bir gerçeklik içerisinde sahte bir dünya var. Daha önce ben ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ diyordum. Artık yalancının mumu internete kadar yanıyor. Böyle bir artısı da var. Böyle bir durumda gençlerin her gün yüz yüze görüşüyorum deme oranları %20-30’lara düşmüş. Bu nasıl bir nesil ortaya çıkarıyor şu anda bu bilinmiyor. Bu neslin unuttuğu değerleri hatırlatmak için pozitif psikolojinin ders olarak verilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“21.yüzyıl becerileri ile eğitim şekil değiştirdi”

Dünyanın gidişatına göre eğitimde yeni doğruların ortaya çıktığını aktaran Tarhan, 21. Yüzyıl becerilerine vurgu yaptı. Tarhan; “Eğitimde 21.yüzyıl becerileri ortaya çıktı. Mesela bu becerilerden biri olan emotivizm; duygusal, zihinsel becerilerin önemini ifade ediyor. Burada nörobilim temelli öğrenme söz konusu. ‘Descartes’in Yanılgısı’ kitabının yazılmasıyla psikolojide bir devrim yaşandı. Bundan önceden sadece akıl yüceltilirken paradigmalar ciddi bir dönüşüm yaşayarak sosyal ve duygusal becerilerin önemi anlaşıldı. Bu becerilerden biri de konnektivizm yani bağlansallıktır. Diğer beceriler yenilikçilik, girişimcilik ve zihinsel esneklik ortaya çıktı. Tekno-girişimcilik, objektivizm ortaya çıktı. 21.yüzyıl becerileri ve kaos teoremine göre bu çağda aktif deneyimleyerek öğrenme önemli. Yani gençlerin masa başında ezberleyerek değil, sosyal ve duygusal becerilerini katarak zihinsel esnekliklerini geliştirerek deneyimleyerek öğrenmeleri önemli.” diye konuştu.

“Pozitif Psikoloji mutluluğa ve iyilik hali içinde olmaya odaklanıyor”

21.yüzyılda önem kazanan pozitif psikolojiye vurgu yapan Tarhan, pozitif psikolojinin çıkış noktasına değindi. Tarhan; “Mutluluk bilimi yani pozitif psikoloji ABD’de yapılan bir araştırmadan sonra ortaya kondu. Bu araştırmaya göre gayri safi milli hasıla arttığı halde insanların mutluluk oranında bir değişiklik olmadığı saptanıyor. Bunun üzerine ‘Mutluluğu nasıl artırabiliriz?’ sorusu soruluyor. 2013-2016 yılından sonra Batı’da intihar, boşanma, yalnızlık salgını var. Ben bunu Batı medeniyet krizi olarak tanımlıyordum ama artık sadece Batı’nın değil bütün dünyanın medeniyet krizi içinde olduğunu düşünüyorum. ABD hükümeti 2000 yılında The Pennsylvania State Üniversitesi’nden Seligman ve ekibine hibe vererek bu alanda araştırma yaptırdı. Bu çalışmanın sonunda pozitif psikoloji ortaya kondu. Psikoloji ve pozitif psikoloji arasındaki fark ise psikoloji ekside olan bir durumu sıfıra kadar çekebilirken, pozitif psikoloji sıfırdan artılara kadar taşıyabiliyor. İyilik hali olarak tanımlanıyor ve mutlu olmaya odaklanıyor.” dedi.

“Üsküdar Üniversitesi pozitif psikoloji dünyada ilk koyan üniversitelerden”

Pozitif psikolojinin kaynaklarının Mevlana’ya ve Anadolu irfanına dayandığını ifade eden Tarhan, Üsküdar Üniversite’nin bu dersi koyan öncü üniversitelerden biri olduğunu kaydetti. Tarhan; “Harvard pozitif psikolojiyi 2015 yılında ders olarak koydu. Pozitif psikolojinin içeriğini ve teorik temelini araştırırken Anadolu irfanını ve Doğu bilgeliğini alarak sistematize edip sunulduğunu gördüm. Üstelik bu konuda alıntı yaptıkları Mevlana’yı ve diğer kaynakları açıklamamışlardı. Bizler büyük bir hazinenin üzerinde yaşıyoruz ama bunu metadoloji olarak sistemleştirenler. Batılı bilim adamları oluyor, bu bizim tembelliğimizi gösteriyor. Bunun üzerine ben Mevlana bunu asırlar önce söylüyormuş diyerek Mesnevi Terapi, Yunus Terapi gibi kitapları yazarak bu borcu ödemeye çalıştım. Üsküdar Üniversitesi olarak 2013’te bu dersi koyduktan sonra Harvard 2015’te bizden sonra dersi koyuyor. Üniversite olarak dersi koyduktan sonra yaptığımız Oxford mutluluk ölçeğinin sonuçları çok çarpıcı çıktı. Bu ölçeğe gör duygusal zekâ ölçeği ile öğrencilerin duygusal zekalarının yüzde yirmi arttığı ortaya çıktı. Yale Üniversitesi 2018 yılında dersi koyduktan sonra çok talep edildiğini görüyor. Harvard’da bu dersi ‘çığır açan ders’ olarak tanımlıyor ve intiharı önlediği ifade ediliyor. Pandemi döneminde çok talep olduğundan Yale Üniversitesi dersi halka açarak üç buçuk milyon insanın faydalanmasını sağlamış. Biz de Üsküdar Üniversitesi olarak küçük videolarla dersi web sayfamıza koyduk. Şu ana kadar üç milyondan fazla kişi derse ulaşmış durumda.” şeklinde konuştu.  

“Pozitif Psikolojiyi anlatabilirsek gençlerimiz değerlerimizi öğrenecek”

Gelecekte pozitif psikolojiye ihtiyacın artacağını aktaran Tarhan, bu bilimin insanları tedavi etmeden önce, hastalıktan koruduğunu aktardı. Tarhan; “Önümüzdeki yıllarda bütün dünyada pozitif psikoloji dersine ihtiyaç şiddetle artacak. Covid-19 bunu daha da hızlandırdı. Biz bu konuda dokuzuncu sınıflarla ilgili kitap çalışması yaptık. Şu an editörde olan kitabı eğer dokuzuncu sınıf seviyesinde öğrencilere anlatabilirsek milyonlarca öğrencinin bizim değerlerimizi, Anadolu irfanını bilimsel metodoloji ile öğrenmeleri sağlanacak. Pozitif psikoloji geleceği olan bir alandır. Pozitif psikoloji bir nevi koruyucu hekimlik gibidir. İnsanlar hasta olmasın, ruh sağlıkları bozulmasın diye çalışmaktır. Ruh sağlığı bozulan insanda tekrar hastalığı nüksetmesin diye çalışmaktır. Amaç iyilik halini arttırmaktır. Psikolojik sağlamlığı, dayanıklılık eğitimini öğretiyoruz. Doyum erteleme becerilerini öğretiyoruz. Bunlar özellikle gençlerin hayatında çok önemlidir. Bunları öğrendiği zaman onlar kazanacak.” dedi.

“Aile küçük vatan, vatan büyük ailedir”

Aile kurmanın ve evlilik kurumunun insan doğasına en uygun yaşama biçimi olduğunu aktaran Tarhan; “İnsanın biyolojik doğasına uygun olan şey aile ve evlilik yaşantısı. Bugün Üsküdar Üniversitesi olarak Kazakistan’la bir sözleşme imzaladık. Bu sözleşme yedi Türk devleti dahil oldu, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkeler bu grupta yer alıyor. Orta Asya’da yapılan araştırmaya göre gençler evlenme ve aile kurmayla ilgili Batı’ya göre daha iyi durumda ama 10 sene sonra ne olacak tabi bilemiyoruz. Kazakistan’ın meşhur bir deyişi toplantıda gündeme geldi: “Vatan sevgisi aileden başlar.” deniliyormuş orada. Bu bakış açısı aileyi vatanla eş tutan bir anlayış. Hakikaten aile küçük vatandır, vatan da büyük bir ailedir. Eğer aile bağları zayıflarsa bizim milliyetçiliğimiz de gider, vatanımız da zarar görür. Şu anda küresel sermaye dünya nüfusunu azaltmak için aile bağlarını zayıflatmak istiyor. Evlilik dışı doğum oranları bütün dünyada artmış durumda, İngiltere’de yüzde 56, İsveç, Fransa, Norveç’te yüzde 59, İzlanda’da yüzde 69 civarında seyrediyor. Fransa’nın son aldığı karara göre çocukların yarından fazlası evlilik dışı olduğu için anne baba ismi kaldırılarak ebeveyn 1 ve ebeveyn 2 şeklinde kaydediliyor. Avrupa’da aile ortadan kalkmış durumda. Tek kişilik aile sayısı her geçen gün artıyor. Özellikle İsveç ve Norveç’te hane kırılganlığı çok artmış, tek ebeveynli evlerin sayısı had safhaya ulaşmış durumda.” dedi.

Muhabir: Esmanur Tuna

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)