“Hür Adam” filminin başrol oyuncusu RİNAP’ın konuğu oldu…

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.48408

Üsküdar Üniversitesi Risale-i Nur Araştırmaları Platformu (RİNAP) tarafından düzenlenen ‘Rinap Haftalık Seminer’ programına bu hafta Bediüzzaman’ın hayatını konu alan “Hür Adam” filminin başrol oyuncusu Mürşid Ağa Bağ konuk oldu. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da yer aldığı programda Tarhan, “Sanat kalıcı öğrenmeyi sağlıyor. Onun için bilgilerin, hakikatlerin sanatla ifade edilmesi bu zamanın metodudur. Sanat bu zamanın manevi cihat yöntemidir.” dedi. 

RİNAP toplantı salonunda düzenlenen seminere Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, RİNAP Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler ile çok sayıda davetli misafir katılım sağladı. 

Etkinliğin konuğu Bediüzzaman’ın hayatını konu alan “Hür Adam” filminin başrol oyuncusu Mürşid Ağa Bağ olyaç Bağ, maneviyatının nasıl geliştiğini ve bu role nasıl seçildiğini anlattı, Hür Adam filminin kendisi için bir dönüm noktası olduğundan bahsetti. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sanat bu zamanın manevi cihat yöntemidir”

Sanatın müzikle birleştiği zaman beş duyuyu harekete geçirdiğine dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Şu anda sosyal medya sayesinde 50 kişiye duyuracağın bir şeyi binlerce hatta milyonlarca kişiye duyurabiliyorsun. Teknolojinin kullanılabileceği en önemli alan. Sanatla ifade ettiğiniz zaman algılar değiştiriliyor. Sanatın en büyük özelliği, müzikle birleştirdiğin zaman beş duyuyu harekete geçiriyor, akılda kalıyor, kalıcı oluyor. Sanat kalıcı öğrenmeyi sağlıyor. Onun için bilgilerin, hakikatlerin sanatla ifade edilmesi bu zamanın metodudur. Sanat bu zamanın manevi cihat yöntemidir.” ifadelerini kullandı. 

“Sanatı hakikati anlatma yöntemi olarak kullanmalıyız”

Bir konuda zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmayacağına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Alışkanlıkları terk etmek kolay değil. İnsanlar kaderin silkelemesiyle alışkanlıkları terk ediyor. Akıllı insan sarsılmadan, silkelenmeden bazı şeyleri düzeltebilir. Bir konuda zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmuyor. Şu anda dünyada böyle bir sanat değişimi var. Sanata direnirsek çocuklarımızı kaybederiz. Belki kendimizi muhafaza ederiz ama geleceği kaybederiz. Onun için orta ve uzun vadeli düşünmek gerekiyor. Şu anda sanatın kullanılması bir zevk değil, zorunluluktur. Sanatı hakikati anlatma yöntemi olarak kullanmalıyız.” şeklinde konuştu.  

“Kötü ahlakın çirkin neticeleri görüldükçe hakikat arayışı başlayacak”

Hakikati sanatla anlatmanın önemini anlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ahir zamanda cihat geceleri olacak diye hadis-i şerif var. Cihat geceleri olacak diyor. Yani şu anda geceleri oturup kitap okumak, sohbet etmek zor. Şu anda en çok izlenen filmlere bakıyorsunuz, zihinleri de girip bir nevi insanları hipnotize ediyor. Yani insanları filmlerle uyuşturuyorlar. Hakikati göstermez hale getiriyorlar. Sekülerleşme aracı haline geldi. O halde bizim bunu sekülerleşme aracı değil, hakikati bulma aracı olarak kullanmamız lazım. Hem dünya hem ahireti birleştirme aracı haline getirmemiz lazım. Hedefe bunu koyarsak çok rahat olur çünkü insanlarda ihtiyaç arttı. Bunalım arttı, boşluk arttı, intiharlar arttı. Kötü ahlakın çirkin neticeleri görüldükçe hakikat arayışı başlayacak. Bunun da en güzel yöntemi, sanatla sunmak…” dedi. 

“Önce ahlak sonra adalet”

Dünyada bir ahlak krizinin var olduğunu söyleyen Tarhan; “Ahlak krizine çözüm üretmek gerekiyor. Yani, o ahlak krizini düzelecek, mesajlar verecek bir film çok iyi olur. Yalan söylememenin, erdemli olmanın, dürüst olmanın insana ne kazandıracağını anlatan bir film. Evrensel değerler olarak bilinir. İşte onlar onun hayatıyla birleştirilirse toplumsal hayatı daha iyiye götürmeye katkı sağlayabilir. Ahir zamanda öyle olacakmış ki insanlar susuz toprağın suya kavuşması gibi adalet arayacakmış. İyi ahlak olmadan da adalet olmaz. Önce ahlak, sonra adalet. Onun için ahlaki değerleri güçlendirecek bir değişime ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı. 

Mürşid Ağa Bağ: “Bu film benim için bir dönüm noktası oldu”

Bediüzzaman’ın hayatını konu alan “Hür Adam” filminin başrol oyuncusu Mürşid Ağa Bağ; “Bu film benim için bir dönüm noktası oldu. 40 yaşından sonra bende manevi bir his uyandı, artık farklı olmaya başlamalıydım. Mücadele etmeliyim, karşı çıkmalıyım. Çünkü esir gibiydim. Özgür değildim. Bunu hissetmeye başlamıştım. Rabbimiz her yerde olduğu için maneviyatı daha iyi hissettiğimiz için gökyüzüne baktım ve dedim ki, ‘Ya Rabbim, ben bir yol ayrımına geldim. Ya köprü altında düşüp kalacağım ya da tövbe edip sana yaklaşacağım.’ dedim ve arkasından ağlayarak tövbe ettim. Zamanla namaz kılan abilerimizin yanına gittim vakit namazları kılmaya başladım. Cuma namazlarını kaçırmamaya başladım. Bir şeyler hissetmeye başladım. Bir gün telefon geldi bana, ‘Acil gelmen gerekiyor, sana bir iki tane sahne yolluyoruz’ dediler. Deneme çekimi yaptılar, arkasından beni seçtiler. O şekilde başladı. Üstadı okuyacaktım ama anlamıyordum. O esnada daha önceden çekilmiş bir film CD'sini elde ettim. Üstat hapishanedekilere namazın önemini anlatıyor. Diyor ki; ‘Şeytan sizi sürekli ileriki dönemdeki yaşamanızda, ileriki dönemdeki şeyleri çoğaltır. Çok gösterir gözünüze. Vakit namazını kılmaktan sizi yıldırmaya çalışır. Oysa ölümün ne zaman geleceğini bilmezsiniz. Ölüm iki namaz arasında gelir. O halde sizin kılacağınız her namaz son namazınızdır.’ dedi. O döneme kadar o son namazın cevabını arıyordum. Cevap o anda anlaşılıyor.” şeklinde konuştu.  

Oyuncu Bağ’a Tarhan’dan imzalı kitap hediye…

Tarhan programın sonunda Timaş Yayınlarından okuyucusuyla buluşan ‘Akıldan Kalbe Yolculuk’ ve ‘Çağın Vicdanı Bediüzzaman’ isimli kitaplarını oyuncu Mürşid Ağa Bağ’a imzaladı.
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)