Prof. Dr. İbrahim Özdemir: “En önemli çevre sorunu bencillik, aç gözlülük…”

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.43193

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma İçin 2030 Gündemi Bağlamında Çevre, Din ve Kültür” etkinliği düzenlendi. Çevrimiçi düzenlenen etkinliğe İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir katılım sağladı. En önemli çevre sorununun bencillik, aç gözlülük ve başkasını düşünmeme olduğuna dikkat çeken Özdemir, varoluşsal anlamda kişinin kendisini sorgulaması gerektiğini vurguladı.  

Etkinliğin moderatörlüğünü Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Yazıcı gerçekleştirdi. Etkinliğe İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin yanı sıra akademisyenleri de katıldı.

“Dinler ve kültürler bizim kimliğimiz”

Sürdürülebilir kalkınmanın uzun zamandır dünyanın gündeminde olduğunun altını çizen İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir; “Bizim ülkemizde ve dünyanın farklı yerlerinde gördüğümüz sekülerlik ve din arasındaki tartışma kendini gösterdi. Bazıları her şeyi bilim ve teknolojiyle hallederiz dese de yapılan istatistikle dinlerin ve kültürlerin bizim kimliğimiz, kişiliğimiz, varoluşumuzla ilgili ilkelerinden dolayı dini ve kültürü hesaba katmadan çevreyle veya sürdürülebilir kalkınmayla ilgili olmadığının bir anlayış ortaya çıktığı için bizim bu belgemiz kabul edildi.” şeklinde konuştu.

“Varoluşsal anlamda kendimizi sorgulamamız gerekiyor”

En önemli çevre sorununun bencillik, aç gözlülük ve başkasını düşünmemek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Özdemir; “17 hedefi oluşturabilmemiz için hukukun üstünlüğü, demokrasi, iyi yönetişimin olması lazım. Uluslararası düzeylerde kolaylaştırıcı ortamlar olması lazım. Çünkü bazı şeyleri kendimiz tek başımıza yapamıyoruz. Mesela Amerika’da şu tartışılıyor, bu gelen göçlerde en iyi beyinler gelsin. Sosyal kalkınma ve çevreyi koruma, yoksulluğun açlığın ortadan kaldırılması. En önemli çevre sorunu bencillik, aç gözlülük ve başkasını düşünmemektir. Çözüm kültürel kendimizi değiştirmek. Bizim anlamımız nedir? Hayatın anlamı nedir? Varoluşsal anlamda kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Bence seküler bilimin olağan yaklaşımı dini marjinalleştirmek. Hatta alenen onaylamamak, dindarlardan ya da en azından dindar düşünürlerden bir şey beklememektir.” ifadelerini kullandı.

“Dindarlık için bütüncül bir anlayışa ihtiyacımız var”

Prof. Dr. İbrahim Özdemir, dindarlık için bütüncül bir anlayışa ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Özdemir; “Dindarlık için bütüncül bir anlayışa ihtiyacımız var. Hem din hem bilim hem de kültür. Antropolojiye, felsefeye, eleştirel düşünceye, eko feminizm gibi birçok bakış açısına ihtiyacımız var. Yunus Emre, Mevlâna, Hacı Bektaş-ı Veli’nin bütün canlılara, hayvanlara, gösterdiği ilgiyi, sevgiyi, merhameti göstermeyen bir dindar benim için çok anlamlı değil. Yunus Emre’nin, ‘Yaratılanı severim, yaratandan ötürü.’ anlayışı nesli tükenen hayvanları, bitkileri, kirlenen denizleri, suları, vicdanları, kalpleri kendine dert edinmeyen toplumdaki eşitsizliği, fakirliği dert edinmeyen dindarlık bana göre dindarlık değildir. Başka adlar verilebilir. Herkesin bir değişimden geçmesi gerekiyor.” dedi. 

“Gayet ahlaklı ve dürüst birçok ateist gördüm”

Önemli olan şeyin her zaman ahlak olduğuna dikkat çeken Özdemir; “Birçok ateist gördüm. Gayet ahlaklı, dürüst. Maaşının bir kısmını eğitim için dünyanın farklı yerlerindeki maddi anlamda kötü öğrencilere burs veren ateistler gördüm. Hayır yapan, hayatı boyunca yalan söylememiş yani ahlaki açısından dört dörtlük. Bir evrimci, bilim adamı aynısını dindarlar için söylüyor.” ifadelerini kullandı.

Etkinlik öğrencilerin merak ettiği sorular cevaplanarak sonlandırıldı.
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)