Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı

Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı

Mimar Sinan’ın ölümünün 431’inci yıldönümü dolayısıyla Üsküdar Üniversitesi, Üsküdar Belediyesi ve Türk Dünyası Mühendisler Birliğinin işbirliği ile ‘Mimar Sinan’dan Esintiler’ adlı panel düzenlendi.

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleşen panelin konuşmacıları Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Sönmez, Üsküdar Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı ve Mimar Remzi Kozal oldu.

Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı 2

Aydın: “Mimar Sinanlar kolay yetişmiyor”

Açılış konuşmasını yapan Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Hamdi Aydın, kendisinin inşaat mühendisliği okuduğunu söyleyerek, mimar ile mühendis arasındaki farka değindi. Aydın, mimarların yaratıcılıkla, düşünüp gözlerini kapattığı zaman tasarladığı şeyi görebilen kişi olduklarını, mühendislerin ise mimarların tasarladıklarını ayakta durmasına katkı sağladıklarını ifade etti. Aydın, Mimar Sinan ile ilgili bilgi verdi. Aydın, “Mimar Sinan dediğimiz zatı muhterem çok farklı bir kişiydi. Hem mimar hem mühendis hem de yöneticiydi. Tabi mimar Sinanlar kolay yetişmiyor. Onun öncesinde veya sonrasında çok fazla Mimar Sinan ayarında mimar sayamıyoruz” şeklinde konuştu.

Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı 3

Doç. Dr. Odabaşı: “Mimar Sinan’a herkese nasip olmayacak bir şey nasip olmuştur!”

Mimar Sinan döneminde Hassa Mimarlar Ocağı’nın önemine değinen Odabaşı, Hassa Mimarlar Ocağı’nın bugünün diliyle bir mimarlık okulu olduğunu belirtti. Okulda hem pratik hem teorik çalışmaların eğitimi verildiğini belirten Odabaşı bugün önde olan Avrupa’nın o tarihlerde bizden geride olduğunu söyledi. Odabaşı, “Bizim mimarlık okulumuz, Mimar Sinan’ın da içinde yetiştiği bir ortamdır. Mimar Sinan’a herkese nasip olmayacak bir şey nasip olmuştur; hem Yavuz Sultan Selim ile hem de Kanuni Sultan Süleyman’la beraber seferlere çıkmış, çıktığı seferlerde özümsemiş olduğu bilgi birikimini, Osmanlı mimarı geleneği ile sentezlemeyi başarabilmiştir. Bütün bu birikim neticesinde Osmanlı’nın klasik dönemine ait şaheserlerini Mimar Sinan’ın vücuda getirdiğini görüyoruz” dedi.


Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı 4

Remzi Kozal: “ Mimar Sinan’ın 6 ciltlik biyografisini Türkçeleştirdim”

Mimar Sinan’ın 6 ciltlik biyografisini Türkçeleştirdiğini belirten Kozal, divan eserleriyle ilgili yazılmış 59 tane yazmanın varlığına değindi. Kozal, bu yazmaların çoğunda padişahın tuğrasının olduğunu ifade etti. Kozal, Metinlerin Türkçeleştirilmesi ile Mimar Sinan konusunda araştırmaların daha kolay yapılabileceğini vurguladı.

Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı 5

“Eğer, Mimar Sinan yabancı bir ülkede olsaydı, ismi uzaya altın harflerle yazılırdı!”

Mimar Sinan’ın ‘Süleymaniye ile ilgili öyle bir eser yaptım ki, bu eser kıyamete kadar yaşayacak’ sözüne değinerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Zeki Sönmez ise Süleymaniye’yi ziyaret ettiğini aradan geçen zamana rağmen hala sağlamlığını koruduğunu ifade etti. Sönmez, “Nasıl bir teknoloji ki 500 yıl önce yapılan kaldırımlarda hiçbir oynama yok. Fakat 500 yıl sonra bu güne baktığımızda belediyelerin yaptığı kaldırımlarda aynı şey geçerli olmayacak. 6 ay sonra aşınıyorlar. İlmimiz mi geri gitti, teknolojimiz mi, aklımız mı geriledi yoksa paramız mı bitti? Mimar Sinan bu toprakların yetiştirdiği bir değerdir ve bizimdir. Eğer Mimar Sinan gibi bir deha yabancı bir ülkede olsaydı, ismi uzaya altın harflerle yazılırdı. Biz onunla ne kadar övünsek ne kadar yaşasak yaşatsak azdır” dedi.

Mimar Sinan’dan Esintiler paneli, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Mimar Sinan ölümünün 431’inci Yıldönümünde Üsküdar Üniversitesinde anıldı 6
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)