Duyu Bütünlemede Müzik Terapi Etkinliğinin Üçüncüsü Gerçekleştirildi

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölüm Başkanı ve Müzik Terapi Uygulama ve Araştırma Merkezi (MÜTEM ) Müdürü Prof. Dr. Sevda Asqarova öncülüğünde, “Duyu Bütünlemede Müzik Terapi” etkinliği düzenlendi. Yoğun katılımın sağlandığı etkinlikte “Müzik Terapinin” tedavilerdeki önemi ve yeri anlatıldı.

Duyu Bütünlemede Müzik Terapi Etkinliğinin Üçüncüsü Gerçekleştirildi

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölüm Başkanı ve Müzik Terapi Uygulama ve Araştırma Merkezi (MÜTEM ) Müdürü Prof. Dr. Sevda Asqarova öncülüğünde, “Duyu Bütünlemede Müzik Terapi” etkinliği düzenlendi. Yoğun katılımın sağlandığı etkinlikte “Müzik Terapinin” tedavilerdeki önemi ve yeri anlatıldı.

Üsküdar Üniversitesi Ergoterapi Kulüp Başkanı Melike Şahan’ın moderatörlüğünü üstlendiği programda, “Duyu Bütünlemede Müzik Terapi” başlığı uzman isimler; Müzik Terapisti Funda Ceylan, Uzm. Dr. Şerafettin Özdoğan, Çocuk Gelişim Uzmanı Melisa Akköse Kaya, Ergoterapist İbrahim Erarslan, Stajyer Ergoterapist Dilara Güler tarafından ele alındı.

“İnsanlar dinledikleri müziğin yardımıyla kendilerini keşfetmenin yollarını bulur”

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Ergoterapi ve Duyu Bütünleme Kulüp başkanı Melike Şahan, “Ergoterapi ve duyu bütünleme kulübü olarak Müzik Terapi Uygulama ve Araştırma merkezi (MÜTEM) ile çok sıkı bir şekilde çalışmalarımızı yürütmekteyiz ve beraber etkinlikler düzenlemekteyiz. Sizlere kısaca duyu bütünleme ve müzik ilişkisinden bahsetmek istiyorum. Müzik, özel gereksinimli bireylere tutum ve davranış kazandırmada çok etkilidir. Müzik etkinlikleri ile meşgul olmak özel gereksinimli çocukların stres düzeylerini azaltır, onların güzel vakit geçirmelerini sağlayarak oluşabilecek olumsuz davranışların ortaya çıkmasını engeller. Öz saygılarının ve motivasyonlarının artmasına yardımcı olarak çocukların eğlenmesini, ruhen ve bedenen dinlenmelerini sağlar. Müzik etkinlikleri sayesinde özel gereksinimli çocukların dikkat becerileri, el kol koordinasyon becerileri, işitsel algıları ve dili kullanma becerileri artar. Ayrıca bu tür etkinlikler, özel gereksinimli çocukların sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerinin gelişmesine de katkı sağlamaktadır.” şeklinde konuştu.

“Müzik; işitme engellilerin eğitimlerinde ve rehabilitasyonunda kullanılan etkili yöntemlerdendir”

“İşitme Engelli Bireylerde Müzik Eğitimi ve Müzik Terapi” konusunda değinen Müzik Terapisti Funda Ceyhan, “İşitme engelli çocuklar için erken teşhis, erken cihazlandırma ve erken eğitim çok önemlidir. Erken teşhis konulmamış bir çocuk zaten erken cihazlandırma ve erken eğitim olanaklarından yararlanamayacaktır. Müziğin işitme engelli bireylerin zihinsel gelişimlerini desteklediği, sözel açıklama becerilerini geliştirdiğini, dil gelişimlerini arttırdığını, dinleme becerilerini gerçekleştirdiğini, özgüven gelişimlerini, sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklediğini, dikkat ve özgüven sorunlarını arttırmıştır. İşitme engelli bireylerin hangi iletişim biçimini kullandığını bilmek ve bu iletişimi kullanıyor olmak önemlidir.” dedi.

“Müzik, beyinde birçok merkezi etkilemektedir.”

Müzik Terapi kasları gevşetir mi? konusuna değinen Uzm. Dr. Şerafettin Özdoğan, “Beyindeki sinir hücreleri bol tekrar ve konsantrasyon içeren öğrenme süreci ile yeni bağlantılar kurabilir. Egzersizler sırasında ritim ve müzikten yararlanmak hem motivasyonu arttırır hem de çoğu doğal hareket ritmik olduğundan iyileşmeyi uyarabilir. Müzik, beyin hasarı sonrası konuşamayan afazi hastalarında konuşma terapisinin parçası olarak sıklıkla kullanılır. Tedavi amaçlı şarkı söyleme ve melodik tonlama terapisi başarılı sonuçlar vermektedir. Ayrıca müzik dinleme müdahalelerinin hipertoniden muzdarip nötolojik bozukluğu olan hastalarda kas gerginliğini azaltmada ekili bir araçtır.” şeklinde konuştu.

“Müzik, çocukların ruhsal yapısını rahatlatıp stres düzeylerini azaltır”

“Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuklarda Müziğin Gelişimine Etkisi” konusuna değinen Çocuk Gelişim Uzmanı Melisa Akköse Kaya, “Müzik insanların duygu ve düşüncelerini aktardığı bir iletişim şeklidir. Çocuğun bebeklikten başlayarak düzenli uyku öncesinde rahatlatıcı rolü bulunmaktadır. Dil gelişimini destekleyerek çocuğun olumlu davranışlarını destekler. Otizmde beyinde uzak bağlantılar arasında problemler olduğundan müzik bu bağlantıların kurulmasına yardımcı olmaktadır. Otizmde müziğe verilen yanıtın konuşmadan daha aktif bir şekilde verildiği gözlenmektedir. Müzik, otizmde motivasyonu artırarak toplumsal etkileşimi geliştirme potansiyeline sahiptir. Otizmde yaşam kalitesini artıran müzik, otistik belirtilerin şiddetinde anlamlı derecede azalma görülmesine olanak sağlar.” dedi.

“Homonculus terapistlere çok önemli bir yol gösteren yapıdır”

“Duyusal Problemlerde Müziğin Önemi ve Rolü, İletişime Açılan Kapı” konusuna değinen Ergoterapist İbrahim Erarslan, “Müzik terapi uygulamalarına başlamadan önce aynı ergoterapide olduğu gibi danışanın kültürel, akli ve bedeni özelliklerini öğrenmek, yatkınlıklarını tespit etmek ve ardından bu analizlere göre belirlenecek, kişiye özgü müdahale planı oluşturmak gerekir. Müzik; psikiyatri, pediatri, onkoloji yoğun bakım üniteleri başta olmak üzere birçok alanda kullanılmaktadır. Bu alanlardaki uygulamaların amacı zihinsel, duygusal, algısal, fiziksel, sosyal alanlardaki bilgi ve becerilerin kazandırılmasına ve işlevsel davranışların geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Müzik terapi metotları temel olarak aktif müzik terapi ve pasif müzik terapi olmak üzere iki başlık altında toplanabilir. Çocuğun tedavi olduğunun farkına varmadan müziğin haz ve eğlencesine kendisini kaptırmasını terapist olarak sağlayabilirsek hem motivasyonu arttırmış oluruz hem de sosyal iletişim becerilerini geliştirmiş oluruz.” şeklinde konuştu.

Söz konusu beyin hasarı olan kişilerde müzik terapi müdahaleleri öz-benlik duygusunu entegre eder.”

Stajyer Ergotrapist Dilara Güler; etkinliğimizde duygusal uyumu kolaylaştırmak için müzik terapi müdahaleleri ve önemi hakkında paylaşımda bulundu. Güler, “Travmatik beyin hasarı geçiren kişilerde olay, hasta veya aile tarafından beklenilen bir durum değildir. Yeni sürecin var olan durumuna alışmaya çalışmak, akut olaya karşı olan duygusal krizleri beraberinde getirir. Nörolojik hasar sonrası görülen ilk izlenim, hastadan gelen ‘şok’ yanıtıdır. Duygusal krizlerle birlikte görülen anosognozi, nörolojik rehabilitasyon sürecine olan uyumu düşürür. Müzik terapi müdahaleleri uyum sorunlarını ele alarak hastaya güvenli ve desteklenmiş bir ortam sağlayarak duygularını daha doğru ve olumlu bir şekilde yönetebilme içgüdüsü sunar.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)