‘Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’, Kariyer Günlerinin Konuğu Oldu…

Üsküdar Üniversitesi Kariyer Merkezi Direktörlüğü tarafından düzenlenen Kariyer Günleri, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nin sektör buluşmaları ile devam etti. Programının konukları KAÇUV Saha Operasyon Koordinatörü Buket Öder ve KAÇUV Gönüllü Koordinatörü Selda Yıldız oldu. Türkiye’de kanser tedavisiyle ilgili çalışan, çocuk kanseri üzerine çalışan hekim sayısı az olduğunu dile getiren Selda Yıldız, “Tüm Türkiye’de kamu ve devlet hastanelerinde çocuk kanseri üzerine çalışan 200 doktor var. Her şehirde bu alanda hekim olmaması ailelerin bir şekilde İstanbul, Ankara, İzmir gibi illere sağlık göçü yapmasına neden oluyor.” dedi.


Kanser zorlu ama iyileşebilir bir hastalık

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) hakkında bilgi veren Buket Öder; “Kanserli Çocuklara Umut Vakfı 2000 yılında kuruldu. O dönem, çocukları tedavi gören kişiler ve hekimler tarafından kuruldu. Çok kıymetli bir yönetim kurulu ekibi var. Hem başlarından geçen sürece hem de bu sürecin takibine hâkimler. O yüzden yaptığımız her şeyin hem çocuk hem anne hem de hekim ayağını düşünerek hareket etmemiz işlerimizi kolaylaştırıyor. Biz çalışmalarımızı yürütürken, hastanelerde çalışırken çocuk odağı yapıyoruz. Psikolojik ve tıbbi açıdan kolaylaştırıcı olmaya, destekleyici olmaya çalışıyoruz. Tüm çalışmalarımız bu kapsamda yürüyor. Çocuğun, çocukça bir şekilde tedavi imkânlarından yararlanması ve daha sonra tamamen sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirmesi bizim en büyük arzumuzdan biri. Kanserin zorlu ama umut vadettiğini söylüyoruz. İyileşebilir bir hastalık olduğunu anlatıyoruz.” dedi.   

İşin özü deneyimlemekten geçiyor

“Herkes gönüllü olmayı tatmalı” diyen Öder; “Bizim gönüllülük çeşitlerimiz var. Çocuklarla buluşmak bunlardan sadece biri. Biz kanserli çocuklarla çalışıyoruz diye tüm personellerimiz onlarla çalışmıyor. Muhasebede çalışan arkadaşlarımız, iletişim koordinatörümüz, kaynak geliştirme koordinatörümüz, bağışla ilişkili bölümlerde çalışanlar var. Birçok koldan bir arada çalışıyoruz ve çocuklarla buluşan ekip bunlardan sadece bir tanesi diyebiliriz. Aile evlerinde yürüttüğümüz çalışmalarda da farklı birimlerden arkadaşlarımız var. Öğrencilerin hem profesyonel olarak hem gönüllü olarak yapabileceği çok şey var. İşin özü deneyimlemekten geçiyor. Yani siz gönüllü olmadan bunu bilemezsiniz. Sivil toplumun bir okulu yok, olmadığı için de kendinizi geliştirebileceğiniz yer alanın kendisi. Gönül verdiğiniz yerde başlamak önemlidir. Kariyerinizi bu noktada çizmek istiyorsanız mutlaka gönüllü olun. Herhangi bir yerde mutlaka gönüllülüğü tadın. Zaten bir defa bulaştı mı bir daha kurtulamayacaksınız. Çünkü inanılmaz büyük bir keyif.” diye konuştu.

“Türkiye’de çocuk kanseri üzerine çalışan 200 doktor var”

Yaptıkları projelerden bahseden Selda Yıldız; “KAÇUV’da şu anda gönüllü faaliyetlerimizi online devam ettirmeye çalışıyoruz. Kanserli çocukların tedavisi dışında ihtiyaç duyulan birçok alanda proje yürütmeye çalışıyoruz. Hastanelerde çocukların ihtiyacı olan oyun odalarının düzenlenmesi, hastanelerde çocukların eğitim süresi boyunca MEB ile iş birliği yapıp oraya bir öğretmen getirilmesi de bunlara dahil. Doktorların birazcık iş yüklerini azaltıp motivasyonlarını arttırmak için bazen seminer, burs desteği, aileler ve çocuklarla yapılan etkinlikler, ailelerin ihtiyaç doğrultusunda sosyal hizmet faaliyetlerine benzer çalışmalarımız var. Vakfın önceliklerinden biri de aile evleriydi. Türkiye’de kanser tedavisiyle ilgili çalışan, çocuk kanseri üzerine çalışan hekim sayısı çok az. Tüm Türkiye’de kamu ve devlet hastanelerinde çocuk kanseri üzerine çalışan 200 doktor var. Her şehirde bu alanda hekim olmaması ailelerin bir şekilde İstanbul, Ankara, İzmir gibi illere sağlık göçü yapmasına neden oluyor. Kanser de tedavi süreci gerektiren bir hastalık olduğu için aileleri biraz yorabiliyor. Hikâyemiz; sağlık göçü yapan, imkânı olmayan ailelerin geldikleri zaman kalabilecekleri bir aile evi kurmamızla başlıyor.” ifadelerini kullandı.

 “Bir çocuğun ne hissettiğini anlamak lazım”

İnsanların hissettiklerini anlamak için empati kurulması gerektiğini söyleyen Yıldız; “Empati, bir başkasının ayakkabısını giyip onun rahatlığını hissedebiliyor olmak demek. Örnek veriyorum iki yıldır giydiğim benim ayak şeklimi alan ayakkabı sizin ayağınızı ne kadar rahat ettirebilir? Empatiyi tamamen böyle düşünebiliriz. Bir kanserli çocuğun ne yaşadığını, ailesinin ne hissettiğini asla hissedemeyeceğiz ama empati, toplumda bunu kabul edip onu anlamaya çalışma enerjisidir. Ben o ayakkabıyı giyip ne hissettiğini gözlemlemek istiyorum demektir empati. Çok kıymetli ve toplumun önemli bir parçasıdır. Farkındalık, bir saç dökülmesi değildir. Birçok şeyin farkındalığı üzerinde çalışan alanların olması lazım. O yüzden fark etmek ve istemek gerek. Bir insan ne hissediyor, bir çocuk ne hissediyor anlamak lazım.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)