Prof. Dr. Arıboğan: “Nesnelerin interneti dönemine giriyoruz”
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Doğa Okulları’nın düzenlediği “Değişen Dünyada Meslek ve Kariyer Fırsatları” başlıklı Kariyer Günleri’nin konuğu oldu. Makine kullanımının önce elektronikle desteklendiğini ardından dijitale geçiş yapıldığını belirten Arıboğan; “Elektrik süpürgeleri, çamaşır makineleri önce elektronik hale geldi, sonra dijitale geçtik. Her şeyi önden planlayarak komutlar vermeye başladık. Şimdi öyle bir dünyaya giriyoruz ki nesnelerin interneti dediğimiz şey var. Artık bu makinalar birbiri ile konuşacak.” dedi.
“Başarı için doğru yerde olmak önemli”
Değişimin toplumsal hayatın dinamiği olduğunu belirten Arıboğan; “Hayatın doğru akabilmesi ve başarının gelebilmesi için doğru yerde olmak önemli. Öğrencilerin kendilerini iyi tanıması çok önemli bir şey, ben sevdiğim işi yaptığım için başarılı oldum. Değişim aslında bütün bu toplumsal hayatın dinamiği, değişmeyen hiçbir şey yok. Tarihin bazı dönemlerinde değişimin akış hızı artmaya başlıyor. Bu özellikle son 50-100 yıl içerisinde çok yoğun bir şekilde oldu. Teknolojinin de hayatımızda hızlandırıcı bir etkisi var. İnsanlık, bir sürü çalışmadan deneyim kazanarak ve insan uygarlığının hayatını rahatlatarak geçti.” ifadelerinde bulundu.
“Nesnelerin interneti dönemine giriyoruz”
Makine kullanımının sanayi sonrasında elektronikle desteklendiğini belirten Arıboğan; “Elektrik süpürgeleri, çamaşır makineleri önce elektronik hale geldi, sonra dijitale geçtik. Her şeyi önden planlayarak komutlar vermeye başladık. Şimdi öyle bir dünyaya giriyoruz ki nesnelerin interneti dediğimiz şey var. Bunlar birbiri ile konuşacak. Buzdolabı çamaşır makinene mesaj verecek, çamaşır makinen arabana gidecek, arabadan bulunduğun ofise doğru konuşan makineler sistemi olacak. Kendi kendilerine bir hayat tasarımı yapacaklar. Kimilerine göre bu çok korkunç bir dönem. İnsan uygarlığının son dönemi. Bazı çok önemli bilim insanları ise, ‘İnsanlık uygarlığının en muhteşem dönemine giriyoruz’ diyor. ‘Çözülemeyen bütün sağlık problemlerinin hepsini çözeceğiz, insanın yaşlılık diye bir problemi olmayacak, güçsüzlük diye bir problemi olmayacak, genetik bilimiyle biz bunların hepsini çözeceğiz’ deniliyor. 20. yüzyıla girildiğinde insan ömrü ortalama 50 yıldı, şimdi 80 yıla çıktı. Bu gençlere 150 yıl vaat ediyor. Yeni düzen bu şekilde.” diye konuştu.
“Temel mesele kusursuzluk değil, insan elinden çıkmış olmak”
İnsan emeğinin önemine değinen Arıboğan; “Bir konuyu çok iyi bilen ama her şeyi de iyi kötü bilen insanlar olmak zorundayız. Biz bu kişilere ‘T insan’ diyoruz. Gençlere tavsiyemiz hep bu oluyor. Eğitim müfredatlarını da onlara göre değiştiriyoruz. Genel eğitim, edebiyat, müzik, sanat, kültür bunlar çok kıymetli şeyler. Değerli olacak olan meslekler nedir biliyor musunuz? Mesela masanın üstüne örtmek için bir dantel örtü alıyorsunuz. Şimdi bunu makinede yaptırdığınız zaman bu dantel örgü kusursuz bir biçimde 2 dakikada en güzel şekilde yapılabilir. Bunun değeri 5 TL’dir. Ama Aysel Teyzeye gittiğinizde o dantel örtüyü elindeki tığ ile örer ve örtünün kusurları vardır. Ama o sırf el işi olduğu için fiyatı 5 bin TL’dir. Temel mesele kusursuzluk değil. İnsan elinden çıkmış olmak değeri oluşturan şey. Neye değer verirseniz o değerli olur.” dedi.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)