Üsküdar Üniversitesi Ergoterapi Bölümü Otizme Işık Tutuyor

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ergoterapi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevda Asqarova’nın öncülüğünde “Dünya Otizm Farkındalık Günü Sempozyumu” düzenledi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve otizm spektrum bozukluğunu farklı disiplinlerde konu alan uzman konuşmacılar yer aldı. 


 

Katılımın yoğun olduğu sempozyumun moderatörlüğünü Ergoterapi Kulüp Başkanı Berkay Karpuz üstlendi.

“Ergoterapi ile manyetik uyarım tedavisini eş zamanlı kullanarak bir tedavi yaptık”

Otizm spektrum bozukluğunda ergoterapinin öneminden bahseden Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Ergoterapi, Üsküdar Üniversitesi ile birlikte gerçek anlamda bir uyum tedavisi olarak ve bilimsel olarak daha da iyi yerlere gelmekte. Duyu bütünleme tedavisi, pandemi döneminde daha çok dikkat çekmeye başladı. Bir çocukta öğrenme testi olarak genellikle ince motor kaba motor becerileri gözlemlenirken ergoterapiyle birlikte emosyonel beceriler de gözlemlenebilmektedir. Hiç genetik olmasa bile otizm görülebiliyor. Otizm spektrum bozukluğu erken fark edilirse daha iyi başarılar elde edilir. Biz NPİSTANBUL Beyin Hastanemizde bir bilimsel araştırma projesi olarak ergoterapi ile manyetik uyarım tedavisini eş zamanlı kullanarak bir tedavi yaptık. Protokolden de çok olumlu bir sonuç aldık. Bu durum otizmin ciddi bir beyin sorunu olduğunu çok iyi gösteriyor. Beyine her zaman müdahale edilebilir. Bu bir hastalık değildir. Hasta diyerek etiketleme yapmayalım. Bu kişilerin öğrenme müdahaleleri farklıdır. Çeşitli tedavilerle uyum sağlanmasına destek olunur. Ayna nöronlar, bu çocuklarda zayıftır. Küçük yaşta öğretmek, dikkatini toplamayı başarabilmek, ortak dikkat alanı bulduğu zaman ayan nöronlar hareket etmeye başlar. Bunu geliştirmeye çalıştığımızda beyin egzersiz yapmaktadır. Bu sayede yeni yollar, yeni bağlantılar kurulur.” diye konuştu.

Çocuklarla göz teması kurmalıyız”

Otizm spektrumundaki çocuklarda iletişim becerilerinden söz eden Uzm. Fzt. İmran Erkanat Toygar; “Otizm spektrum bozukluğunda, sosyal etkileşim becerilerinde yetersizlik, iletişim ve oyunda yetersizlik, takıntılar ve diğer belirtiler olarak söyleyebiliriz. Çocukların anlamadıklarını düşünerek tekrar tekrar söylemek iletişim kurmayı kapatıyor. Konuşma esnasında vücut duruşlarımızın net olması çok önemli. Vücut dilini ne kadar iyi kullanırsak, çocuk bizi o kadar iyi anlar. Onların ilgisini çekebilecek oyunlarla oynandığında bir yerden sonra iletişimi başlatmış oluyoruz.” dedi.

“Ailelerin bu süreçte hayatı değişiyor”

Otizmli çocuğa sahip ailelerde psikolojik sağlamlık ve ailelere yönelik ergoterapi müdahaleleri konusunu değinen Erg. Esra Alan; “Aileler bu dönemde kaygı içerisinde olurlar. Daha sonra araştırma içerisine girerler. Buradan sonra ise yaşam döngüsü başlar. Döngünün odak noktası çocuklar olur ve kendilerinden ödün verirler. Aileler, kendilerine yönelik stresle başa çıkma yöntemlerini kullanarak, o anki ruh haliyle mücadele etmeli ve durumun farkında olmalıdır.” ifadelerinde bulundu.

“Otizm, beyin gelişimi ve işleyişindeki farklılıktan kaynaklanır

Otizm spektrum bozukluğu ile uyum sağlama konusundaki görüşlerini dile getiren Erg. İsa Kör; “Temporal bölgede nöral bağlantının daha az olduğunu, daha kuvvetsiz olduğunu görüyoruz. Nöronlara destek sağlayan hücrelerde (glia) çok aktiftir. Serebellum beyindeki çok fazla nörona sahip, otizmlerde ise bu yapı yarı yarıya azdır. İletişimdeki eksiklik bu bölgeden kaynaklanır. Aileler çocuğa rol yüklemeye çalışıyorlar. Aslında çocukların özgürlüğünün elinden alındığını görüyoruz. Ne kadar barışçıl bakılabilirse o kadar iyi. Toplumsal olarak farkındalığın oluşumunun sağlanması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

“Duyu bütünleme problemi, duyusal temelli motor bozukluklar olarak karşımıza çıkar”

Otizmde fizyoterapi temelli değerlendirme müdahalesini ele alan Uzm. Fzt. Onur Aşkar; “Erken çocukluk yıllarında duyusal uyarılma ve motor aktivite, duyu-motor süreçleri oluşturmak için nöronları ve bağlantıları biçimlendirir. Duyu bütünleme problemi, modülasyon ayırt etme ve duyusal temelli motor bozukluklar olarak karşımıza çıkar. Denge, konuşmada ve öğrenmede zorluk, konsantrasyon güçlüğü, organize olamama gibi sorunlara yol açmaktadır.” dedi.

“Her otizmli birey birbirinin aynısı değildir

Etkinlikte “Tanı mı, çocuk mu?” başlığı altında konuşan Erg. Hande Çelik; “Müdahalede önemli olan şey doğru değerlendirmedir. Değerlendirme yaparken aileden bilgi alma, çocuğu gözlemleme ve uygun ölçekler kullanmak önemlidir. Tamamen tanıya odaklanılmamalıdır. Tanıya takılmayıp, çocuğu çok iyi değerlendirmeliyiz. 0-2 yaş arası öğrenmeye açık olduğundan dolayı çok iyi müdahale etmemi gerekmektedir. Çocukta tanı varsa ve bir şey öğretilmiyorsa semptomlarında daha da artış olmaktadır.” diye konuştu.

Otizmde duyusal problemlerin yeri 

Otizmde duyusal problemlerin yerinden bahseden Stajyer Ergoterapist İrem Doğan; “Vestibüler sistem, hareket edip etmediğimizin, başımızın pozisyonunun, hangi hızla hareket ettiğimizin bilgisini alır. Taktil duyu, derimizin yüzeysel dokunma dışında ağrı seviyesi, basınç, pürüzlü pürüzsüz, sıcak-soğukluk algısıyla ilişkilidir. Proprioseptif sistem (Derin duyu), vücudun pozisyonu ve hareketleri hakkında bilgi verir. Visual duyu, çevreden gelen bilgileri organize eder. İnteroreseptif duyu, iç organlardan gelen bilgileri ağılamayı sağlayan duyularımızdır. İşitsel duyu çevredeki sesleri anlamlandırırken, tat-koku duyusu birbirleriyle entegre bir şekilde çalışır.” dedi. 

“Terapi sırasında uygulanan duyusal aktivitelerin belli bir amacı vardır”

Pandemi sürecinde otizmli bireylere evde ergoterapi desteği verilmesi üzerine konuşan Stajyer Ergoterapist Dilara Bartu; “Duyu işlemi zayıf olan çocuk öğrenme ve davranış süreçleri ile ilgili uygun yanıt üretmekte zorlanır. Tüm duyusal bilgiler çocuğun beyninde bir vücut resmi çizilmesini sağlar. Evde duyu bütünleme etkinliklerine sadece terapistler tarafından uygulanan bir yöntem olarak bakılmaması gerekir. Terapi sırasında uygulanan birçok duyusal aktivitenin belli bir amacı vardır.” şeklinde konuştu.

“Danışanının kardeş durumu göz ardı edilmemeli”

Otizm spektrum bozukluğunu genel olarak değinen ergoterapi bölümü 1. sınıf öğrencileri Emre Çetin ve Nursima Erdoğan şöyle konuştu:

“Otizmli çocukların yüzde 80’inde duyusal işlem bozukluğu bulunabilmekte. Duyusal işlem bozukluğu duyularımız aracılığıyla dünyayı algılar ve bilgi edinme yeteneğimizdir. Ergoterapi tedavi programı hazırlanırken mutlaka kişinin ebeveynlerinden bilgi alınmalıdır. Aile, öğretmen ve bakıcıyla birlikte çalışılmalıdır. Tedavi programının en önemli ve unutulan noktası evdeki kardeşler olabilir, Otizmle ilgili tedavilerde kardeşlerin çok önemli bir faktör olduğu gerekli testlerle araştırılmış ve onaylanmıştır. Kardeşler bir etkinliğin (tedavinin) başlatılıp sürdürülmesinde önemli role sahiptir. Eğer varsa danışanının kardeş durumu asla göz ardı edilmemelidir. Eğer kardeşte de otizm varsa bu durum birlikte oyun oynamaya engel bir durum teşkil etmez.”

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)