Prof. Dr. Nazife Güngör: “Şiddete Duyarsız Kalan Bir Toplum Oluştu”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör, Marmara Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Psiko-Sosyal Tükenmişliğin Medyatik Tüketimi: Şiddet” başlıklı sempozyuma konuk oldu. “Şiddetin Yaygınlaşmasında Medyanın Rolü” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güngör; “Şiddetle eğlenen, duyarsızlaşan ve şiddeti basit gören bir toplum oluştu.” Dedi.
“Medya şiddeti estetize ediyor”
Şiddetin toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nazife Güngör; “İnsanlar şiddetle eğleniyor. Şiddet, eğlence sektörünün en kolay yolu oldu. Bireylerin şiddete karşı duyarsızlaştığını görebiliyoruz. Topluma şiddet izletmek kadar kolay gelen bir şey yoktur. Günümüzde de toplumsal açıdan kolay başvurulan bir yapı taşı oldu. Kolaylığın yanı sıra medya, şiddeti sanatsal hale getiren taraftır. Şiddeti görmek, izlemek alışmaya sebep olurken, şiddet bir iktidar aracı, eğlence sektörü ve toplumsal bir sorun haline de gelmiş oluyor. İdeolojik bir araçla birlikte medya, şiddeti sanatsal ve estetize ediyor.” Şeklinde konuştu.
“Şiddete duyarsız hale gelen bir toplum oluştu”
Şiddetin kolay başvurulan bir yol olduğunu ve toplumun bu konuda duyarsızlaştığını belirten Güngör; “Sosyal medya ile birlikte şiddeti, kullanıcılar da kullanır oldu. Eğlence sektörünün içine yerleşince en temel araç oldu. Şiddeti; estetik, ideolojik hale gelmiş şekilde gözlemliyoruz. Silah ve şiddetin her türlüsünü gördükçe insanların rahatsız olmadığını görüyoruz. Hastalıklı zihniyetler ve bireyler yetişiyor. Bir silah görmek, kan görmek, ölümler, yara bunlar toplumu korkutmuyor, o kadar alıştık ki bu duruma beyinlere ve duygulara kazındı. En büyük tehlike ise şiddete duyarsız hale gelen toplumların oluşmasıdır.” Dedi.
“Sorunları tabandan çözmek gerekiyor”
Sorunları çözmek için farklı yöntemlerin uygulanması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Güngör; “RTÜK’ün cezaları ve yasakları ile olacak gibi değil. Bir sorun varsa ortada kodların deşifre edilmesi gerekiyor. Tüm dünya bu sıkıntıları yaşıyor. Sanatsal anlamda topluma şiddet yerleştiriliyor. Şiddeti izleyerek eğlence olmaz. Daha uzun vadeli yöntemler şart. Toplumun temeline eğitim gerekiyor. Seviyeli ve analiz yapabilecek üretimler olması daha iyi olacaktır. Medya sektörü biraz daha doğru üretimler yapmalı. Yaşanan sıkıntıları tabandan çözmek gerekiyor. Doğru yapımlar, senaryolar görebiliriz. Kapitalist düzenin, temel taşı olan hızlı üretim, tüketim ve popülizmden taviz vermemiz gerektiğini düşünüyorum.” İfadelerini kaydetti.
“Psikolojik şiddet göz ardı edilmemeli”
Üsküdar Üniversitesi Çözüm Odaklı Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSÇÖZÜM) Müdürü ve İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal ise sempozyumda yaptığı konuşmada, fiziksel şiddetin belirtileri daha belirginken psikolojik şiddetin ihmal edildiğini vurguladı. Psikolojik şiddetin ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal; “İş yaşamında, sosyal yaşamda, özel yaşamda mobbing giderek yaygınlaşan bir sorun haline geldi. Her türlü fiziksel şiddetin yanında kadının kadına yaptığı mobbing’in de anlamlandırılmasına yönelik çalışmalar yapmalıyız. Farkındalığın oluşması ve önleyici / tedavi edici çalışmaların yapılması için sorunun kök nedenlerinin araştırılması gerekiyor. Biz de projelerimizin arttırılması için ÜSÇÖZÜM merkezimizde çalışmalarımıza yoğunlaştık.” Diye konuştu.
“Sosyal medya okuryazarlığı becerimizi arttırmalıyız”
Sosyal medyada paylaşılan içeriklerin yaydığı duyguların çevrimiçi sosyal ağlarda yayılım gösterdiğini dile getiren Ünal; “Korku, öfke, panik gibi duyguları içeren paylaşımlar yaparak da şiddetin yayılımına aracı olduğumuzun farkında olmalıyız. Sosyal medya okuryazarlığı becerimizi arttırmalıyız” dedi.
“Farklılıklara tolerans göstermeyenlerin şiddete eğilimi daha fazla”
Farklılıkların kabul edilmesinin önemine de dikkat çeken Ünal; “Farklılıkları Kabul Ölçeği ile yürüttüğümüz pek çok araştırmada kadınların farklılıklara daha fazla tolerans gösterdiği ortaya çıktı. Erkeklerin farklı görüşlere, değerlere toleransı daha düşük. Farklılıklara tolerans göstermeye yönelik araştırmalar ve çözüm yolları bu noktada önemli. Çevresindeki farklılıklara tolerans gösteremeyen kişilerin şiddete başvurmaya daha eğilimli olduğunu söyleyebiliriz.” Dedi.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)