Prof. Dr. Sinan Canan: “Dijital Dünyada Rahatlığa Düşmek Üzereyiz”
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, Atölye Üsküdar Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi tarafından düzenlenen ‘Atölye Üsküdar Webinar’ seminerlerine konuk oldu. Konuşmasında dijital çağın insanlar üzerinki etkilerine değinen Canan, insanların dijital dünyada rahatlığa düşmek üzere olduğunu ifade etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle Üsküdar Belediyesi tarafından hizmete açılan ve ücretsiz olarak faaliyet gösteren Atölye Üsküdar Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde, Üsküdar Üniversitesi Genç Beyinler Akademisi Direktörü Dr. Nebiye Yaşar’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Sinan Canan ile “Dijital Çağda İnsan Kalmak” konulu gençlik webinarı gerçekleştrildi.
Yüzlerce genç girişimcinin çevrimiçi katılım sağladığı webinar programında; her yönüyle dijitalleşmeye doğru yönelen günümüz dünyasında dijitalleşmenin neye karşılık geldiğini, etki alanını ve gücünü anlamak, imkânlarından ve nimetlerinden faydalanmanın önemi konuşuldu.
“Standart meslekler yapay zekâlara devredilecek”
Robotların her alana girmesiyle birlikte gençlerde artan stres ve iş kaygısı hakkında değerlendirmelerde bulunan Canan; “Bugün hazırda var olan standart meslekleri yapmayı düşünen hemen hemen tüm arkadaşlarım en iyi ihtimalle kariyerlerinin ortasında bir yerde işsiz kalacaklar. Bu işlerin neredeyse tamamı çok kaprissiz, ucuz ve doğum izni gibi şeyler istemeyen yapay zekâlara devredilecek. İnsanlar bilgisayarın yapabileceği işleri yapmak için mi bu dünyaya geldi? Sanayi Devriminden beri, 200- 250 yıldır bunları yapıyoruz ama artık şunu sormamız lazım, ‘İnsanı işleyen bir makineden, buhar makinesinden ya da bir bilgisayardan farklı kılan şey nedir?’ Biz icat eden, sınırları zorlayan, hiç yapılmamışı yapan, daha doğrusu bunun için dizayn edilmiş varlıklarız. Tabiatta insanın nasıl hayatta kaldığının hikâyesine bakacak olursak orada dehşetli dersler var. Ama maalesef sadece bugünü anlamak için uğraşıp ‘Biz nereden geliyoruz?’ olayına çok fazla bakmıyoruz. Esas vasfımızı kaydedip, dijital dünyada rahatlığa ve gevşekliğe düşmek üzereyiz.” Dedi.
“Yapay zekânın hükümranlığından kurtulmanın tek yolu cesaret ”
Yapay zekânın hükümranlığından kurtulmanın yollarından bahseden Canan; “Bilgisayar bugün yeryüzünde var olan müziklerin hepsinden çok daha eğlenceli, daha dikkat çekici, listelerde bir numara olacak müziği yapabilir ama müziği icat edemez. Olmayan bir sanat dalını ortaya koyamaz. İnsanın görevi hayatı dikkatli bir şekilde yaşayıp, deneyimlerini farklı bir kafayla birleştirip sonuç ortaya çıkartmaktır. Burada farklı kafadan kastım ise şu; mesela herkesin parmak izi farklıdır, kafası farklıdır. Bizi yapay zekânın hükümranlığından kurtaracak tek yol cesaretle bir şeyler yapmaktır. İstediğiniz mesleği yapın. Hayatta karşılaştığınız şeyleri sanat anlamında, düşünce anlamında, teknoloji anlamında bir şeylere dönüştürme özgürlüğünüz her zaman var. Burası rahat etme yeri değil, illa bir arıza çıkacak. Hayatı genişletmek, yeni şeyler öğrenmek, daha önce öğrendiklerinin doğru olup olmadığını merak etmek, kendisiyle sohbet etmek bunlar önemli şeyler.” İfadelerini kullandı.
“Yapay zekâdan değil, insan zihninin kötülüğünden korkuyoruz”
Gençlerin yapay zekâ korkusuna da değinen Canan; “Mesela bilim kurgu filmlerinde yapay zekâ korkusu, makineler dünyayı ele geçirecek korkusu pompalanıyor. Aslında bu korkunun arka planında yapay zekâ yok. Yapay zekâ dediğiniz şey sonuçta bir makinedeki yazılım. Öğrenme özelliği var ve siz ona hangi algoritmayı çizerseniz onu öğreniyor. Örneğin yapay zekâ ile çalışan temizlik robotları var. Diyelim ki bir laboratuvara bir temizlik robotu aldınız ve 100 yıl çalıştı. Laboratuvarı her gün daha güzel temizliyor, sürekli öğreniyor ama 100 yıl ya da 1000 yıl sonra o yapay zekâ robotu ‘Çıkıp bir de koridoru temizleyeyim’ demeyecek. Çünkü robot, algoritmasında olmayan bir şeyi yapamaz. Zaten yapay zekâdan korkmamamızın sebebi algoritmayla sınırlı olması. Asıl korkumuz, yapay zekânın arkasındaki programlayıcı insan zihninin potansiyel kötülüğü. Çünkü onun bize ne yapacağı belli değil. Ben ona ‘yatay zekâ’ diyorum. Hep aynı düzeyde, değişmeyen, gelişmeyen, ezberlerinden kurtulamayan. Bu durum insanda da vardır ve çok tehlikelidir.” Şeklinde konuştu.
Webinar öncesinde Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’i ziyaret eden Prof. Dr. Sinan Canan’a, Türkmen tarafından günün önem ve anlamına dair hediye verildi.
Webinar programının gerçekleştiği “Atölye Üsküdar” bir girişimcilik ve inovasyon projesinin merkezidir. Proje kapsamında girişimciler için ofisler, eğitimler için interaktif sınıflar ve Ar-Ge projelerinin hayat bulacağı bir atölye olmak üzere üç temel alan kurulmuştur. 700 metrekare alanda, lazer CNC’den frezeye, üç boyutlu yazıcılardan sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik sistemlerine, insansı robotlardan iş istasyonlarına, robotik kodlama, yapay zeka, nesnelerin ağı gibi eğitim kitleri ve her türlü atölye ekipmanları bulunmakta. Üsküdar Belediyesi Hizmet Binası’nda bulunan Atölye Üsküdar Girişimcilik ve İnovasyon Merkezinden faydalanmak isteyen gençler www.atolyeuskudar.com adresinden detaylı bilgi alabilir ve online kayıt yaptırabilirler. Her fikre ve her sektöre açık olan Atölye Üsküdar Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi başta üniversite öğrencileri, akademisyenler ve profesyoneller olmak üzere her girişimciye hitap ediyor.
Webinarı izlemek için;
https://www.youtube.com/watch?v=PHHfm0K47b8
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)