"Tarihsel Olgular Ön Yargılardan Uzak Değerlendirilmeli"
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesinin Tarih Okulu etkinliği devam ediyor. Herkese açık olarak Zoom ve Youtube üzerinden sürdürülen etkinliğin 5’inci haftasında Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Uygar Aydemir “Osmanlı Gerileme Dönemi Tartışmaları” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aydemir bilim insanlarının Osmanlı tarihini ele almaları konusunda son 40 yılda önemli değişiklikler olduğu ve Osmanlı tarihi dönemlere ayrılırken duraklama, gerileme, dağılma gibi ifadelerin bırakıldığı vurgusu yaptı.
Tarihte sağduyulu bakış açısı önemsenmeli
Tarihe sağduyulu, mesafeli ve dengeli bir bakış açısının önemsenmesi gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Uygar Aydemir “Tarihî olayları değerlendirirken kullanılan yöntem ve yaklaşım çok önemlidir. Mesela artık demode olmuş fakat tarih yazımında önemli bir dönem boyunca etkin olmuş olan oryantalist yaklaşım, birbirine benzeyen iki olguyu karşılaştırırken farklı değerlendirebilmişti. Avusturya ve Osmanlı’nın geçtiği benzer süreçleri ele alırken Avusturya’da olanları bir modernleşme süreci olarak değerlendirmesine rağmen Osmanlı’da olanları gerileme süreci olarak görmüştü.” dedi.“Her tarihsel olay kendi şartlarına göre değerlendirilir”
Her dönemin şartlarının farklı olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Uygar Aydemir “Osmanlı altı asırdan fazla yaşamış bir devlet olduğu için herhangi bir çağı altın çağ olarak ilan edip o çağın devlet ve toplum yapısını geri kalan dönemler için de en ideal model olarak benimsemek, böylece o modelden uzaklaştıkça devletin gerilediğini savunmak yanlış olur. Her tarihsel olayı ya da tarihsel figürü kendi şartları içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Osmanlı klasik döneminden sonraki padişahların başarısız olduğu gibi bir tez var fakat söz konusu padişahlardan bazılarını içinde bulundukları şartlara göre değerlendirirseniz aslında başarısız olduklarını söylemenin hata olduğunu görürsünüz. Kaldı ki, tek insan odaklı tarih yaklaşımı da sağlıklı bir yaklaşım değildir.Farklı bir açıdan bakacak olursak da örnek olarak Kadınlar Saltanatı meselesini verebiliriz. Bu dönemde padişahın çevresinde bulunan kadınların Saray’da etkin olması, önceden tarihçilerce gerileme alameti sayılıyordu. Fakat bu yaklaşım, mizojenik olması bir yana, söz konusu kadınların devletin zayıf olduğu dönemlerde hanedanı korumuş ve istikrarı sağlamış oldukları gerçeğini göz ardı etmiştir. Sonuç olarak, Osmanlı’nın yaşadığı değişimleri yorumlarken bunları bir gerileme alameti saymak ön yargısının yerini, bir kriz ile karşılaştığında devletin esneklik göstererek şekil değiştirebildiği ve değişen koşullara çok iyi uyum sağlayabildiği yaklaşımı almıştır.” şeklinde konuştu.
“Osmanlılar yeni teknolojilere uyum sağlamada başarılıydılar”
Dr. Öğr. Üyesi Uygar Aydemir, Osmanlı Devleti’nin Klasik Çağı sonrası askerî gücü hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Aydemir, “Gerileme tezine askerî bir kanıt olarak yeniçeri ocağının bozulması bir örnek olarak gösterilmekteydi. Yeniçerilerin evlenme, çocuk yapma, ticarete girme gibi haklarının olması ve sayılarının çoğalması ile savaşma yeteneklerini kaybettiklerine inanılmaktaydı. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, yeniçeriler askerî olarak yeteneklerini kaybetmemişlerdi; taktiksel olarak da yeni teknolojileri kullanmada da Avrupa askerleri ile büyük oranda denktiler. Yeniçerilerin sayılarının çoğalmasına gelince, bunun modern ordularda daimî merkezî ordunun genişlemesi ve piyade sayısının yükselip süvari sayısının düşmesi ile orantılı olduğu ortaya konulmuştur.” şeklinde konuştu.“Tarih müfredatında değişiklikler oldu”
Ortaöğretim müfredatlarında doğru yaklaşım benimsemenin hayati önemde olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Uygar Aydemir, “Gerek Osmanlı Devleti’nin dönüşüm ve uyum dönemi hakkında olsun gerekse dünya tarihinin kendine daha fazla yer bulması olsun, son ortaöğretim müfredatındaki yaklaşımın öncekilere kıyasla daha iyi olduğunu gözlemledim. Bu iyileşme sevindirici.” diye konuştu.Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)