Üsküdar Üniversitesinde “Son Dönem Mevlevi Dedeleri” konuşuldu



Hz. Mevlana’nın 746. Vuslat Yıldönümü kapsamında Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü tarafından Kerim Vakfı işbirliği ile “Son Dönem Mevlevi Dedeleri” başlıklı paneli gerçekleşti.
Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda düzenlenen Şeb-i Arus haftası panelinin açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı.  

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Emine Yeniterzi’nin yöneticiliğini üstlendiği panelin konuşmacıları ise Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Şişli Camii Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Erek ve Esin Çelebi Bayru adına panele katılan Yasemin Çelebi Paçalıoğlu oldu.

İzleyiciler arasında Gevher Çelebi, Dilek Sabancı, Mahmut Dipşar’ın da bulunduğu Panele ilgi yoğundu. Panel sonunda tüm izleyicilere Şeb-i Arus vesilesiyle fuayede helva ikram edildi.



Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Hz Mevlana’yı bugünün metotlarıyla konuşmamız gerekiyor”

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Hz. Mevlana’yı asırlar sonra hala anıyor olmanın çok kıymetli olduğunu dile getirdi. Tarhan, “Bugün burada asırlar sonra, Hz. Mevlana'yı anmak ve onun engin bilgilerinden hala istifade ediyor olmak hem çok önemli hem de çok kıymetli.  Bizim yapı olarak eski sorulara eski cevaplar verme alışkanlığımız var, fakat artık eski sorulara yeni cevaplar vermemiz gerekiyor. Sorular değişmiyor, dostluk değişmiyor, insanlık değişmiyor. Bugünümüzde Hz. Mevlana gibi yaşamak yerine Hz. Mevlana'yı bugünün iç sesiyle, bugünün metotlarıyla konuşmamız gerekiyor. Bugünün kıyafetleriyle Hz. Mevlana'yı konuşturmanın yeri ise üniversiteler. Bunun için üniversitelerdeki tasavvuf bölümleri ve tasavvuf araştırma enstitülerinde bu konuyu sistematik bir şekilde anlatmaya çalışmamız gerekiyor. Bu da şu anda Mevlana'yı Batı zihnine anlatabilmemiz demektir” ifadelerini kullandı.



Hüseyin Erek: “Dr. Emin Işık bir ömür boyu kendini ilme adadı”

Panelde “Yol büyüğüm Emin Işık” başlıklı konuşmasını gerçekleştiren Hüseyin Erek ise, tasavvuf dervişi olan Dr. Emin Işık’ı anlattı. Erek, “Hocam Dr. Emin Işık, bir ömür boyu kendini ilme adadı. Hz. Peygamber’in adı her anıldığında gözünden yaşlar akardı. Zarafet ve nezaketiyle her daim bize örnek olmuş bir büyüğümüzdü. Namaza olan bağlılığı ve Ta ’dil-i Erkan’a uyan duruşu herkes tarafından gözlemlenebilirdi” dedi.



Yasemin Çelebi Paçalıoğlu: “Dedem ömrünü dinine ve milletine hizmetle geçirmiş birisi”

Yasemin Çelebi Paçalıoğlu ise dedesi Celaleddin Bakır Çelebi hakkında paylaşımlarda ulundu. Paçalıoğlu, “Dedemi kaybettiğimizde ben henüz üç yaşındaymışım ve dedemi ailemin anlattığı hikâyelerden tanıdım. Dedem Celaleddin bakır Çelebi Mevlevihane’de büyümüştü, Mevlevi usul ve adabının mutfağında yetişmişti. Ömrünü dinine ve milletine hizmetle geçirmiş birisi.  Mevleviliği Allah’ın verdiği bir nimet olarak görmüştü. Din, dil, ırk ayırt etmeden Mevleviliği yerine getirmeye adamıştı” dedi.



Prof. Dr. Safi Arpaguş: “Yaman Dede hakikati arayarak buldu”

Marmara Üniversitesi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Safi Arpaguş ise konuşmasında Mevlevi Şeyhi olan Yaman Dede ile ilgili açıklamalarda bulundu. Arpaguş, “Yaman Dede, asıl adıyla ‘Yamandi’, bizim gibi her şeyi hazır bulmuş bir insan değildi. Biz hazıra konmuş insanlarız. Bize daha yürümeye başlamadan Allah öğretildi. Allah’a giden yolar öğretildi. Fakat Yaman Dede öyle değildi. Ailesi başka bir inanca sahipti. 40 yıl boyunca yaşadığı toplum içerisinde ibadetlerini gizli yapmış, çevresindekileri kırmayacak, düzeni bozmayacak şekilde dini hayatını yaşamıştır. 1942’de Tokat’a gittiğinde İslamiyet’i kabul ettiğini resmen açıklamıştır. Açıklamasının ardından kilise ve cemaatin baskısı ile ailesinden uzak düşmüştür” şeklinde konuştu. Arpaguş, “Yaman Dede mücessem bir âşık. Kelimeler onun ilmini ve aşkını anlatmakta yetersiz kalır” ifadelerini kullandı.



Cemalnur Sargut: “Ken’an Rifai’nin ilk mürşidi annesidir”

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut ise “Aşk Sultanı Mevlevi Şeyhi Ken’an Rifai” başlıklı konuşmasında Mevlevi Şeyhi Ken’an Rifai hakkında dinleyicilere önemli bilgiler aktardı. Sargut, “Ken’an Rifai’nin ilk mürşidi annesidir. Kendisine manevi dünyanın, Allah yolunun kapılarını açan annesi Hatice Cenan hanım daha sonra onu kendi mürşidi Şeyh Ethem Efendi’ye teslim etmiş, bu suretle Ken'an Rifai'nin manevi şahsiyeti bu iki mürşid tarafından oluşturularak kemale ermiştir.” Sargut, Ken’an Rifai’yi anlatmanın kelimelerle mümkün olmayacağını, onu anlamanın tek yolunun hal dilini anlamak olduğunu belirtti.

Panelin sonunda Cemalnur Sargut ve Prof. Dr. Emine Yeniterzi tarafından konuşmacılara isimlerine özel dikilen fidan sertifikaları takdim edildi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)