Yakınlarını kaybeden Filistinli akademisyen ve öğrencilerle taziye buluşması

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.42697

Filistin’de yaşanan savaş nedeniyle yakınlarını kaybeden Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Bilgisayar Mühendisliği Dr. Öğr. Üyesi Rowanda D. Ahmed ve 14 Filistinli öğrenci, taziye amacıyla Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve senato üyeleriyle bir araya geldi. 

Merkez Yerleşke Senato Toplantı Salonunda gerçekleştirilen taziye buluşmasında öğrenciler öğretim üyeleri ve yöneticilerle duygularını paylaştı. 

İçinde oldukları durumu ve yaşadıkları duygu ve acıyı anladıklarını belirten Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Üsküdar Üniversitesi’nde 300’e yakın Filistinli öğrenci olduğunu ifade ederek, “Öncelikle hepsine geçmiş olsun diyorum. İnsanlık dışı bir uygulama karşısındayız” ifadelerini kullandı.

İnsanlık ve insan olmayanın mücadelesine dönüştü…

Böyle bir zalimlik görüldüğünde Peygamber Efendimizin bir tavsiyesinin var olduğunu ve bu tavsiyenin ’Elinizle düzeltin, düzeltemiyorsanız dilinizle düzeltin, onu da yapamıyorsanız kalbinizle düzeltin, kalbinizle tavır alın’ olduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“En azından bunu yapmaya çalışıyoruz. Böyle bir durumda zalime karşı tarafsız olunamayacağını çok iyi biliyoruz. Bu artık Müslüman olan ya da olmayan savaşı değildir. Bu, insanlık ve insan olmayanın mücadelesine dönüştü. Böyle bir zalimlik kader planında nasıl bir sonuç verecek bilemiyoruz fakat şu anda şu kesin ki Filistin’deki insanları korkutup sindirmek, ümitsizliğe ve karamsarlığa düşürmek niyeti var. Böyle bir durumda ümitsizliğe, karamsarlığa düşmeden ciddi bir direnişin sonuçları orta vadede mutlak alınacaktır.”

İyilerle kötülerin ayrıştırılabileceği bir olay yaşanıyor

İsrail’in yaptığı yanlışlığın bütün dünyanın daha çok görmeye başladığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bu nedenle zaman böyle bir durumda doğru bir şekilde davrananın lehine işleyecek diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Ortada ciddi bir işgalin var olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Bunu ben şuna benzetiyorum; mesela bir kediyi kuşatırsanız, kaçacak yeri olmazsa insanın üzerine atlar. Kuşatılmışlık duygusunun içinde olan bir toplumun bir noktada böyle bir reaksiyon vermesi beklenen bir şeydir. Bu nedenle ben aslında bu olayın görünmeyen planını düşünüyorum. Burada hakperest olan kişiler, insaf sahibi kişiler de dünyada bir birliğe sebep olacaklar. İyilerle kötülerin ayrıştırılabileceği bir olay yaşanıyor.

İnsanlık bir imtihandan geçiyor

Sadece Müslümanların birlik olmasının ötesinde insanlık dışı bir olaya karşı insanlık, tepki alabilmenin sınavını yaşıyor. Bu nedenle ben bu olayı sadece Filistin’in olayı değil, insanlığın bir olayı olarak görüyorum. Söylenecek tabii çok şey var. Bu konu daha uzun konuşulacak bir konu… İnsanlık bir imtihandan geçiyor. Zaman ne gösterecek bilemiyoruz fakat bir yaprak bile yaratanın izni dışında düşmüyor. Biz bunun için sabırla doğruları yapıp beklemek durumundayız.”

Mandela’nın Kur’an-ı Kerim’den destek alması  

Prof. Dr. Tarhan, Nelson Mandela’nın 18 yıl hapiste kaldığına atıfta bulunarak, hapiste kaldığı dönemde bir ara ümitsizliğe düştüğünü, yanındaki koğuşta hapiste olan bir Hintli Müslümanın ümitsizliğe düştüğünü görünce ‘Sakın ümitsizliğe düşme! Bizim kitabımız, Kuran-ı Kerim’de ‘Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin’ yazdığını söylediğini ve Mandela’nın da bunu okuduktan sonra kendisini toparladığını anlattı.
Mandela’nın devlet kurduktan sonra Müslüman nüfus az olduğu halde 2-3 tane Müslüman Bakan atadığını ve bir gazetenin de oğlunun Müslüman olduğunu yazdığını hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

En büyük duamız savaşın bir an evvel bitmesi… 

“Bunun için bu Gazze olayına büyük bir pencereden bakmak gerekiyor. Büyük bir perspektiften bakmak gerekiyor. Ben gençleri dik gördüm, canlı gördüm. İnşallah Allah hepimize Sabrı Cemil versin. Ölenlere rahmet diliyorum, ruhları şad olsun. Yaralılara da acil şifalar diliyorum ve en büyük duamız savaşın bir an evvel bitmesi… 

Şunu da unutmasınlar İslam dünyası en azından dua ordusu olarak şu an orada… İyi zaferlere layık olduğumuz zaman kader verecektir. Ben tekrar geçmiş olsun diyorum, baş sağlığı diliyorum. Allah yardımcıları olsun, yapabileceğimiz bir şey olursa her zaman kapımız açık onu söyleyelim.”

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)