Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Evlilik insanlığın bulduğu en büyük keşiftir”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan katıldığı ve nikah şahidi olduğu düğün töreninde evlilik hakkında çiftlere önemli nasihatlerde bulundu. Ömür boyu aşkın kendiliğinden olmadığına ve muhakkak işbirliği gerektirdiğine dikkat çeken Tarhan; “Sevgi + işbirliği = ömür boyu aşk diyoruz. İşbirliği varsa kişide dayanıklılık ve tahammül gücü gerekiyor. Evlilik insanlığın bulduğu en büyük keşiftir.” dedi.
5S evliliği daha dayanıklı bir hale getiriyor…
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 5S kuralının evlilikte krizleri daha dayanıklı bir hale getirdiğinden ve evliliğin kalitesini daha da arttırdığından bahsetti.
Tarhan; “Çok vurguladığım 5S kuralı var. 5S kuralı sadece evlilikte değil herkes için geçerli bir şey. Bunu uygulayabilmek birçok evlilikte krizleri daha dayanıklı hale getiriyor ve evliliğin kalitesini daha arttırıyor. Hem huzurlu bir evlilik oluyor hem de özellikle iyi evlatlar yetiştirmeye vesile oluyor. 5S’ den bir tanesi sevgi olarak geçiyor. Sevgi önemli fakat sevginin bir de karşılıksız sevgi, şefkat olarak bilineni var. Bu sevgi 5S kuralının bir tanesi. İkincisi saygı kuralı. Sevgi eğer bir suysa saygı da onun kabıdır. Eğer insan sınırlarını bilmezse o sevgi yanlış yere gider, faydalı olmamaya başlar. Bu nedenle saygı çok önemli hatta saygının daha büyüğü de var onun adı nezaket. İnsan korktuğundan da saygı gösterebilir ama nezakette empati, karşı tarafı incitmeme duygusu, önem verme duygusu vardır. Evlilikteki saygı nezaket şeklinde olmalıdır, sevgi de şefkat şeklinde olmalıdır. Üçüncü S de sabır. Evlilikte söylenen önemli şeylerden birisi sabır. Tabi hayat bir yolculuksa, hayat yolculuğu bir dağa çıkmak gibidir. Hayat yolculuğu düz yol, çiçekli, bahçeli değildir. Dağa yolculuk gibidir taşlar vardır, çukurlar vardır, engeller vardır. Bu engelleri aşıp gidebilmek çok önemli. Zorlukla karşılaşıldığı zaman insan o zorluğa tahammül edebilmesi ve hedefinden vazgeçmemesi burada vurgulamak istediğimiz şeydir.” şeklinde konuştu.
“Batı kültürü evliliği kadın erkek mücadelesi olarak görüyor”
Evlilikte en büyük silahın dayanma gücü ve sabır yeteneğini geliştirmiş olan kişiler olduğuna değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Hz. Mevlana; ‘Dünyada yaşamıyoruz, dünyadan geçiyoruz.’ diyor. İmtihan varsa, sorular vardır. Bizim hayat yolculuğunda önümüze çıkan musibetler, hastalıklar, dertler, engeller hepsi bizim için birer sualdir. O soruya doğru cevap verebilmek gerekiyor. Doğru cevap verebilirsek daha yüksek bir kademeye geçebiliyoruz. Bu nedenle önümüze çıkan engeller hayat yolculuğunda, bu imtihanda bizim gelişmemize sebep olabilecek bir şeydir. Her zorluğun, her tehdidin, her hastalığın, her musibetin bir tehdit boyutu vardır bir de fırsat boyutu vardır. Bazı yakınmacı kişiler tehdit boyutunda hep şikâyet ederler ama fırsat boyutu var ki insanı geliştirir. Bu nedenle böyle durumlarda en önemli ve ihtiyaç olan şey sabırdır. Buna dayanıklılık eğitimi diyoruz. Bunu yapabilen kişiler böyle durumlarda daha sağlıklı ilerliyor. Bizim kültürümüzde Anadolu irfanında çift denmez, refik ve refika denir. Bu, kadın ve erkek yol arkadaşı demektir. Yani evliliği en güzel ifade eden bu kavramlardır. Hayat yolunda ilerlerken yol arkadaşıdır. O senin rakibin değil. Batı kültürü evliliği kadın erkek mücadelesi olarak görüyor. Kadın erkek birbirlerine kim güçlüyse o hükmetmeli tarzında modernizmin öğretisi var. Buna karşı biz muhakkak evlilikteki hayat yoluna giderken bir yolculuğa çıktık. Evlilik yoldaş olmaktır. Evliliği bu gözle görebilmek önemlidir. Burada en büyük silah dayanma gücü, sabır yeteneğini geliştirmiş olan kişilerdir. Sabır aslında yetenek değil, beceridir. Doğuştan değil, sonradan kazanılır.” dedi.
“Evlilik insanlığın bulduğu en büyük keşiftir”
Konuşmasına dördüncü S’den bahsederek devam eden Tarhan; “Dördüncü S ise sadakattir. Modernizmin en büyük kâbusu sadakatsizliktir. Sadakatte iki önemli anlamı var, bir bağlılık anlamı iki doğruluk anlamı. Evlilikteki eşimize bağlı olmak önemli ama aynı zamanda doğru olmak da önemli. Öyle bir şey ki dürüstlük yoksa zaten o evlilik yürümüyor. Dürüstlüğün olmadığı yerde sağlıklı ilişki hatta hiçbir ilişki olmuyor. Onun için sevgi + iş birliği = ömür boyu aşk diyoruz. Ömür boyu aşk kendiliğinden olmuyor muhakkak işbirliği gerekiyor. İşbirliği varsa dayanıklılık gerekiyor, kişide tahammül gücü gerekiyor. Eşleşme biyolojiktir, evlilik kültüreldir. Evlilik insanlığın bulduğu en büyük keşiftir. Ailenin olmadığı yerde toplum olmaz, çocuk olmaz, nesiller mahvolur. Bu nedenle aile binanın nasıl temel taşları varsa toplumun da temel taşı ailedir. Onun için aile kurumunu yaşatırsak ancak kendi kültürümüzü aktarabiliriz. Eğer dünyadaki bu kötülüklere karşı aile kurumu olmasaydı bu kültür aktarımını yapamazdık. Aile bizim için önemli bir unsur.” ifadelerini kullandı.
“Güven oluşunca dostluk sıcak ilişki oluşuyor”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan güçlü duyguların karşı tarafın beyninde güven oluşturduğundan bahsetti. Tarhan; “Yakın ilişki ve yaşantılarda samimi olabilmek çok önemlidir. İnsan samimi ilişkilerde özellikle samimiyetin kerameti var derler. Samimiyet esnasında yapılan bazı bilimsel araştırmalar güçlü samimiyet duygusu olduğu zaman karşı tarafın beyninde ayna nöronlar dediğimiz ayna sinir hücreleri harekete geçiyor. Yani güçlü duygularla karşı tarafın beyninde güven oluşuyor, güven oluşunca da dostluk sıcak ilişki oluşuyor. Samimiyet olmazsa karşı tarafın beyninde aynalama yapmıyor, sinir hücreleri ve güven oluşmuyor. Niyetin nörobiyolojisi diye çalışmalar var. Yakın ilişkilerde, yaşantılarda karşı tarafın özeline, özrüne ve ona saygı duyacaksın insanın. Buna saygı duyamazsanız, dengeli ilişki kuramazsınız insanlarla yapış yapış olursunuz sonra da birbirinize savaş ilan ediyor olursunuz. Onun için o mesafeli ilişkiyi kurabilmek, aile içerisinde de geçerlidir. Hayat bu evliliklerde mutlaka fırtınalar olacaktır, zor günler olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Ailenin ve evin güvenli alan olması önemlidir”
Çocukların ailede üç şeyi örnek aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Çocuklar üç şeyi örnek alıyor. Anneyi, babayı bir de ilişkisini örnek alıyorlar. Anne baba ilişkisi iyiyse hiç korkmayın o çocuk uyuşturucu kullanacak, madde kullanacak, kötü çocuk olacak, ateist olacak, deist olacak diye korkmayın. Siz evde ortak bir dil oluşturuyorsanız, ev güven alanıysa, sıcak alansa çocuk evi sığınak gibi görüyorsa, okuldan eve gelirken koşa koşa geliyorsa korkmayın o çocuk yanlış yapsa da tekrar evi buluyor. Onun için ailenin, evin, güvenli alan olması önemlidir. Biz daha önce ailelere, sevgi yuvası diyorduk. Şimdi güven yuvası diyoruz. Zaten sevgi olursa korku azalıyor, güven artıyor ama güvenin oluşması içinde muhakkak sevgiye dürüstlük olacak.” dedi.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)