Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal: “Ünlü Paylaşımlarının Toplumsal Etkisi Kaçınılmaz”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümünden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, Journo Medya’ya konuştu. Son günlerde artan yurttaş gazeteciliği ve ünlülerin olay yerinden yaptığı yayınlarla gazeteciliğe soyunması üzerine değerlendirmelerde bulunan Ünal, ünlülerin sosyal medya paylaşımlarının toplumsal etkilerinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Ünal; “Afet vb. olağanüstü durumlarda bilgi paylaşma ve haber alma ihtiyacı artar. Geleneksel gazetecilikte eşik bekçileri, filtreler ve yayın yönetmeni kontrolü sağlar. Sosyal medyada ise vatandaşlar birinci ağızdan kanaat önderlerinden haber alıyor. Bu sebeple tanınmış kişilerin sosyal medya paylaşımlarının toplumsal etkileri kaçınılmaz durumda.” dedi.
Afet zamanlarında ortak duygularla birlikte bilgi paylaşım ihtiyacının arttığını ifade eden Ünal, böyle zamanlarda insanların haber alma ihtiyacının arttığını aktardı. Ünal; “Afet vb. olağanüstü durumlarda bilgi paylaşım ihtiyacı artar. Böyle zamanlarda bireyler daha çok haber alma ihtiyacı duyar. Geleneksel gazetecilikte eşik bekçileri, filtreler vardır, yayın yönetmeni kontrolü sağlar. Sosyal medyada ise, vatandaşlar birinci ağızdan iz bırakır. Böyle olunca sosyal medya ilk haber alma mecrası olarak toplum tarafından yüksek oranda kabul görüyor.” dedi.
“Haber ajanslarının değil kanaat önderlerinin paylaşımları rağbet görüyor”
Günümüzde haber ajanslarının değil kanaat önderlerinin yayınladığı haberlerin rağbet gördüğünü ifade eden Ünal, takipçisi yüksek kişilerin kanaat önderi kabul edildiğini aktardı. Ünal; “Vatandaşların paylaşımları ile birlikte profesyonellerin, haber ajanslarının hem haber hem de özel paylaşımlarıyla dâhil olan gazetecilerinde işe katıldığı daha mozaik bir yapı oluştu. Bu yapıda kanaat önderi diyebileceğimiz kişilerin paylaşımları toplum tarafından daha fazla kabul görmektedir. Kanaat önderleri; siyasetçiler, sanatçılar, fenomenler, akademisyenler, resmi kurum ve kuruluşların açıklama yapmaya yetkili kişileri, toplumun önde gelenleri, kısacası takipçi ya da izlenme sayıları yüksek olanlara denilmektedir. Bu kişilerin paylaşımları sosyal medyada geniş kitlelere ulaşıyor.” ifadelerinde bulundu.
“Kanaat önderleri sorumluluk bilinciyle paylaşım yapmalı”
Kanaat önderlerinin sorumluluk bilinciyle paylaşım yapması gerektiğini aktaran Ünal; “Kanaat önderleri, toplumda yaptıklarıyla örnek alınan kişilerdir. Bu yönüyle örnek olacak, fayda sağlayacak yayın yapmaları yükümlülüktür. Sorumsuzca, ‘kişisel hesabım’ diyerek yapılan paylaşımlar toplumsal kargaşaya ve tartışmalara sebep olacaktır. Böyle durumlarda ise, kişiler iki gruba bölünerek sosyal medyada tartışmaya girerler. Bir grup yapılan paylaşımı savunurken, diğer bir grup daha fazla duyarlılık göstererek yapılan paylaşımdaki yanlışlardan doğacak olumsuzluklara odaklanır. Sonunda paylaşım yapan kişiden toplumsal duyarlılık açısından açıklama yapması beklenirken, paylaşımın güçlü etkileri sayesinde yapılan açıklama kısa sürede etkisini göstermeyebilir.” dedi.
“Olumsuz haberler daha hızlı yayılıyor”
Sosyal medyada olumsuz içerikli haberlerin olumlulara göre dört kat daha hızlı yayıldığını aktaran Ünal, olumsuz duygu ifadelerinin daha güçlü etki gösterdiğini ifade etti. Ünal; “Sosyal medyada habercilik yapıyorsanız, olumsuz içeriklerin olumluya göre dört kat hızlı yayıldığını bilmelisiniz. Söylenecek olumsuz ifade, duygu hâli ve tutumlar üzerinde daha güçlü etki göstermektedir. Yapılan deneysel ve sosyolojik araştırmalarda, sosyal medyada duygusal olarak yayılımın üç dereceye kadar güçlü etki gösterdiği anlaşılmıştır. Buna göre siz bir paylaşım yaptığınızda, paylaşımın içerdiği duygular arkadaşınıza, arkadaşınızın arkadaşına ve onun arkadaşına kadar güçlü etki gösteriyor. Siz üzgün, öfkeli, mutsuz iseniz, paylaşımlarınız aracılığıyla, yayılım gücü etkisiyle etrafınıza bu duygu yayılıyor. Takipçi sayısı yüksekliği ile birlikte düşünüldüğünde, siz duygu durumundan çıktığınızda bile yayılım devam ederek küresel etki gösteriyor.” şeklinde konuştu.
“Z kuşağı hikâye gazeteciliğini seviyor”
Genç kuşağın diğer kuşaklardan farklı olarak haberleri derinlemesine okumadığını, bakıp geçme alışkanlığında olduğunu aktaran Ünal, Z kuşağına hikâye gazeteciliğinin (Story Journalism) hitap ettiğini belirtti. Ünal; “Z kuşağı, daha çok bakıp geçme alışkanlığına sahip. Yani hikâye gazeteciliği genç kuşaklara daha fazla hitap ediyor. Yeni kuşak, gelişen ve yaygınlaşan teknoloji sayesinde, kısa sürede istediği bilgiye ulaşma alışkanlığına sahip. Bu nesil sağlıklarıyla ilgili bilgileri dahi Instagram ve YouTube’dan ediniyor. Bu kuşağa ulaşmak için en doğru kanal, YouTube. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerini kapsayan bir araştırmamızda, en çok YouTube mecrasında vakit geçirdikleri sonucuna ulaştık. YouTuber denilen kişileri takip eden çocukların bir grubu da YouTuber olmak istiyor. Dolayısıyla çocuklara verilmek istenen mesajın fenomenler tarafından YouTube’da verilmesi, davranışın taklit edileceği düşünüldüğünde, oldukça etkili olacaktır.” dedi.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)