Ağrı Tedavisinde Hipnoz Yolu

Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen “Hipnoz ve Nörobilim” başlıklı Klinik Hipnoz Sohbetleri etkinliğinde konuşan Radyolog Prof. Dr. Yelda Özsunar, ağrı ve anksiyetenin hipnoz yoluyla önemli ölçüde yok edilebileceğini söyledi. 

Üsküdar Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSEM) ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi (GETİPMER) tarafından düzenlenen Klinik Hipnoz Sohbetleri etkinliğinde, “Hipnoz ve Nörobilim” başlığı ele alındı. Adnan Menderes Üniversitesi Hemşirelik Bölümü Dekanı, Radyolog Prof. Dr. Yelda Özsunar’ın ana konuşmacı olarak yer aldığı, Zoom üzerinden gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrenci katıldı.

“Hipnoz insan beyninin içinde yaşar”

Hipnoz konusuna değinen Özsunar; “Hipnoz, görüntülenebilen beynin networklerinin modülasyonunu gerektiren yüksek düzeyli bir bilişsel faaliyettir. Hipnozdaki top-down modülasyon mekanizmaları ile başta ağrı olmak üzere birçok psikosomatik hastalık iyileştirebilir. Ağrı ve anksiyete hipnozla önemli ölçüde yok edilebilir. Güncel hekimlik, ağrının emonsyonel yönünü çoğunlukla ihmal ediyor. Zaten günlük yaşamın parçası olan hipnotik telkinleri sağlık çalışanları olarak ağrı, anksiyete kontrolü ve iyileştirmede daha çok kullanmalıyız. Hipnoz insan beyninin içinde yaşar. Beyindeki gerçeklik algımızdır. Frontal lob ve limbik sistem hipnozda kritik yapıdır.” ifadelerini kullandı.

“Duygular, akıl karışıklıkları hipnozu kolaylaştırır”

İnsanın tehdit hissetmediği, inandığı her türlü duygusal etkileşimin hipnotik olduğunu belirten Prof. Dr. Yelda Özsunar, hipnozda, frontal lob ile beden arasında bir köprü görevi gören limbik sistemin önemine dikkat çekti. Formal hipnozun hekimler ve hipnotizörler tarafından, spontan hipnozun reklamlar, filmler, yakınlar, meslektaşlar, politikacılar tarafından, otohipnozun ise kişinin kendi kendine uyguladığı bir hipnoz türü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yelda Özsunar, akıl karışıklığının, duyguların, otorite varlığının, şaşırmanın, cinsel temaların, gevşemenin ise hipnozu kolaylaştırdığını vurguladı.

Beyin izi ortaya çıkıyor…

Beyindeki temel nörolojik ağ bağlantıları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yelda Özsunar, Fonksiyonel MRI’ın beyin izinin ortaya çıkmasını sağladığını belirtti. Hipnozda, beynin hipokampus, amigdala, insula, talamus, ACC, duygusal konteks ve prefrontal lob bölgelerinin aktive olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yelda Özsunar, “Hipnozda bulgular beynin duyarlılığına göre değişirken hipnozda duyarlılık ise kişisel farklılıklar gösteriyor. Ayrıca söz konusu duyarlılık sadece fMRI ile değil Stroop testiyle de ölçülebiliyor. Hipnoza eğilimli olanlarda ise konnektivite daha yüksek seyrediyor” dedi.

“Ağrı ve anksiyete hipnozla önemli ölçüde yok edilebilir”

Hipnoz ile ağrı ilişkisinden de söz eden Prof. Dr. Yelda Özsunar, “Hipnoz, görüntülenebilen beynin en önemli networklerinin modülasyonunu gerektiren, yüksek düzeyli bir bilişsel faaliyettir. Hipnozda top-down modülasyon mekanizmaları ile başta ağrı olmak üzere birçok psikosomatik hastalık iyileştirilebilir. Ağrı algısı, emonsyonel ve somatosensorial komponent ile oluşur. Emonsyonel komponent, geçmiş deneyimler, mod ve beklentileri kapsar. Güncel hekimlik ağrının emonsyonel yönünü çoğunlukla ihmal ediyor. Zaten günlük yaşamın parçası olan hipnotik telkinleri sağlık çalışanları olarak ağrı, anksiyete kontrolü ve iyileştirmede daha çok kullanmalıyız. Böylece ağrı ve anksiyete hipnozla önemli ölçüde yok edilebilir” diye konuştu.

“Biz radyologlar her şeyi görselleştirmeye meyilliyiz”

 Hipnozda görselleştirmeden bahseden Özsunar; “Biz radyologlar her şeyi görselleştirmeye meyilliyiz. Çünkü hep görüntülerle uğraşıyoruz. Bir kavram olduğu zaman onu kafamda görselleştirme arayışı içerisinde oluyorum. Birçok anlatımdan sonra hipnozu kafamda böyle tasavvur ediyorum. Sahne ışıkları altında, belli bir spot altındaki tıpkı insan zihnindeki buluşumu gibi yani sadece belli bir noktaya odaklanıyor. O noktaya insanlar dikkat çekiyorlar. Ancak etrafındaki karanlık noktada ne oluyor dikkat çekmiyor. Benim kafamda böyle bir imaj oluşuyor.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)